İskender Lahdi, Osman Hamdi Bey’in II. Abdülhamid’in izniyle başlattığı Sayda kazılarında bulunan lahitler arasında en dikkat çekici olanı.
Lübnan’da 1887 yılında Sidon krallar mezarlığında bulunan taş lahdin üzerinde Büyük İskender’in alçak kabartmalı tasviri yer alıyor. Eser oldukça iyi korunmuş ve yüksek estetik başarısı göze çarpıyor. İskender Lahdi olarak anılmasına rağmen, İskender tarafından göreve getirilen ve MÖ 311 yılında ölen Sidon kralı Abdalonymos’a ait olduğu düşünülüyor.
Lahdin ön yüzünde solda atının üzerinde İskender tasvir edilmiş. İskender’in Herakles soyundan geldiğine inanıldığı için, başında Nemea aslanının postu var ve ayrıca kulağının yanında, Mısır tanrılarından Ammon’un simgesi olan koç boynuzu yer alıyor. Lahdin üzerindeki bu tasvirden dolayı lahdin ismi İskender ile bütünleşti.
Lahdin gövdesinin uzun yüzlerinden birinde Persler ve Yunanlar arasındaki bir savaş sahnesi yer betimlenmiş. Yunan ile Pers askerleri kıyafetlerinden kolaylıkla ayırt edilebiliyor. Yunanlar kısa tunik veya pelerin giyerken, Pers askerleri ise başlarını saran tiaralar ve uzun kollu gömlekler giyiyor. Buradaki savaş sahnesinin, İskender’in MÖ 333 yılında kazandığı, ona Fenike ve Suriye kapısını açan Issus savaşını temsil ettiği düşünülüyor. Bu savaşın sonuçlarından biri de, lahdin sahibi olduğu sanılan Abdalonymos’un yazgısının değişmesi ve bir süre sonra Sidon kralı olmasıydı.
Lahdin ikinci uzun yüzünde iki av sahnesine yer verilmiş. At ve arabalarla avlanmanın Yakındoğu uygarlıklarına ait bir özellik olduğu, İskender’in de Fenike’de bu tür avlara katıldığı biliniyor.
Lahdin üzerindeki bezemeler, bunu yapanların doğu süsleme sanatını çok iyi bildiğine işaret ediyor. Akroterin üst sırası yer yer sadece kanat parçaları kalmış kartallarla ve kadın başlarıyla süslenmiş. Eski Suriye’de kartalların ölülerin ruhlarını cennete taşıyan kuşlar olduğuna inanılıyordu. Her iki alınlığın tepe akroterleri Pers grifonları ve bitkisel bezemelerle süslü. Alınlığın köşelerine lahit koruyucusu olarak birer aslan yerleştirilmiş.
İskender Lahdi’ni yontan ya da boyayan kişilere dair elimizde bir bilgi yok, ancak bu kişilerin alanlarında uzman olduğu hemen anlaşılıyor. Lahit bitirildiğinde gözler, kirpikler, dudaklar ve giysilerin mor, sarı, mavi, kırmızı ve menekşe rengiyle boyandığı, figürlerin tenine hafif vernik sürüldüğü anlaşılıyor.
Dünyaca ünlü lahit, Türk müzecilik tarihinde önemli bir yere sahip. Bugün İstanbul Arkeoloji Müzeleri’nde sergilenen en önemli eserlerden biri.
You must be logged in to post a comment Login