Arkeologlar, Tunç Çağı İskandinavya’sının ayırt edici teknelerinin inşasında eski ateş çukurlarının kullanıldığını savunuyor.
Viking haleflerinin uzak diyarları fethetmek için denizcilik yeteneklerini kullanmalarından çok önce, tekneler İskandinavya’daki yaşamın merkezindeydi. Günümüzde Norveç, İsveç ve Danimarka’yı kapsayan bölgedeki kayaları süsleyen on binlerce tarihöncesi gemi tasviri keşfedildi. Buna rağmen, insanların bu gemileri nasıl veya nerede inşa ettiğine dair çok az kanıt kaldı.
Şimdi ise İsveç’teki Lund Üniversitesi’nde antropolojik arkeolog olan Mikael Fauvelle’in yeni araştırması, bu güçlü deniz inşaatı endüstrisinin tarihi kalıntılarının çoktan keşfedildiğini, bilim insanlarının sadece bunlara yanlış baktığını öne sürüyor.
İskandinav Tunç Çağı’nda, yaklaşık MÖ 2.000 ila 500 yılları arasında, kıtanın her yerine uzanan uzun mesafeli ticaret ağları aracılığıyla her türden emtia Kuzey Avrupa’ya girip çıkıyordu. Buna, kanıtlara göre İspanya ve Britanya Adaları gibi uzak yerlerde çıkarılan kalay ve bakırdan eritildiği öne sürülen dönemin adını taşıyan tunç da dahil.
(İlgili: İskandinavya’nın İlk Çiftçileri, Avcı-Toplayıcı Nüfusu Katletmiş)
Fauvelle’e göre, “Bu ticaret seyahatlerinin çoğunun okyanus üzerinde gerçekleşmesi gerektiği giderek daha da belirginleşiyor.”
Ahşap genellikle sulak ortamlarda iyi korunmaz, bu nedenle Tunç Çağı İskandinav tekneleri (neredeyse) tamamen yok oldu. Bunun yerine, Fauvelle ve meslektaşları tekne yapımının dünyanın dört bir yanındaki diğer alanlarda bıraktığı arkeolojik kanıtları aradılar. Önceki etnografik ve arkeolojik kanıtlara dayanarak, insanların ağaçları oymak, odunu genişletmek ve şekillendirmek ve tekneler inşa etmek ve onarmak için ateş kullandığına dair kanıt gösteren çukurların varlığı belirgin bir işaretti.
Fauvelle, Britanya Kolombiyası ve Kuzey Amerika’nın diğer bölgelerinde, ateş çukurlarının yerli halklar tarafından tekne yapımında, odunu bükmek için buhar yaratmak da dahil olmak üzere yaygın olarak kullanıldığını söylüyor. Bu, bugün de devam eden, dünyanın dört bir yanında belgelenmiş geleneksel bir teknik. Benzer şekilde, İngiltere’deki Bradford Üniversitesi’nde araştırmada yer almayan bir arkeolog olan Ben Jennings, erken dönem İskandinavların muhtemelen çeşitli yakma ve buharlama yöntemleri kullanarak kendilerine özgü oyuk ve tahtadan yapılmış teknelerini inşa ettiklerini söylüyor.
Öyle ki, İskandinavya kıyıları Tunç Çağı’na tarihlenen ve kömür, is, yanmış odun ve ateşte çatlamış taş kalıntıları içeren çukurlarla dolu. Arkeologlar bu çukurları uzun zamandır biliyorlardı ancak bunların yemek pişirmek için kullanıldığını varsaydılar. Ancak Fauvelle ve meslektaşlarının makalelerinde belirttiği gibi, birçoğu tekne inşa etmenin mantıklı olacağı uzun sahillerde ve ilgili dönemde ormansızlaşma yaşanan alanların yanında yer alıyor.
Jennings, bu sözde pişirme çukurlarından bazılarının Tunç Çağı tekne yapım alanları olarak yeniden sınıflandırılmasının, çukurlarda çanak çömlek parçaları, hayvan kemikleri veya kömürleşmiş tahıl gibi yiyecek hazırlanmasına dair net bir kanıt bulunmadığı için özellikle ikna edici bir fikir olduğunu söylüyor.
Araştırmaya dahil olmayan Güney Carolina’daki Coastal Carolina Üniversitesi’nde deniz arkeoloğu olan Sara Rich, bu yeniden yorumlamanın tamamen makul göründüğünü kabul ediyor. “İnsanların Geç Tunç Çağı’ndan çok önce Dünya’nın her yerine göç ettiğini, balık tuttuğunu ve ticaret yaptığını biliyoruz” diyor. “Su yolları, farklı insan gruplarını ayırmaktan çok, onları birbirine bağlıyordu.”
Smithsonian Magazine. 16 Ağustos 2024.
Makale: Ling, J., Fauvelle, M., Austvoll, K. I., Bengtsson, B., Nordvall, L., & Horn, C. (2024). Where are the missing boatyards? Steaming pits as boat building sites in the Nordic Bronze Age. Praehistorische Zeitschrift, (0).
You must be logged in to post a comment Login