Irak’taki antik bir Sümer kentinde yer alan ve dünyanın en eski köprüsü olarak bilinen yapı, British Museum’un başlattığı bir program dahilinde kadın arkeologlar için eğitim sahası olarak kullanılıyor. İki gruptan oluşan kadın arkeologlar, Irak’ın IŞİD tarafından yerle bir edilen miras ögelerini onarmak ve restore edebilmek için eğitimden geçip deneyim kazanıyorlar.
Ninova ve Nimrud da dahil olmak üzere, terör örgütünün Irak’ın arkeolojik mirasının büyük bölümünü tahrip ettiği çatışmalardan sonra, çoğu Musul bölgesinde mülteci olarak yaşayan 8 kadın için British Museum, Nisan ayında bir eğitim programı başlattı.
Bir kısmı Londra’da, bir kısmı ise Tello’da (Irak) gerçekleştirilecek olan eğitimlerin odak noktası, Nasıryah kenti yakınlarında yer alan ve dünyanın en eski sivil mimari projelerinden birine ev sahipliği yapan antik Girsu kentinin içerisindeki 4.000 yıllık Sümer köprüsü.
19. yüzyılda keşfedilen kent, IŞİD vahşetinden etkilenmese de erozyon ve ihmal sebebi ile oldukça hasar görmüş durumda.
Kazılan ilk büyük Sümer yerleşimi olarak ayrıca bir öneme sahip olan ve kazı çalışmalarının 1930’lara kadar yürütüldüğü Girsu’nun, Sümerler tarafından erken hanedan döneminde (MÖ 2900-2335) iskan edildiği ve ilerleyen süreçte büyük bir yönetim merkezi haline geldiği düşünülüyor.
(Iraklı Çocuk IŞİD’in Parçaladığı Eserleri Tekrar Yapıyor)
British Museum’un hem köprü onarım hem de eğitim projesi için görevlendirdiği arkeologlardan biri olan Sebastian Rey, bölgenin Irak’taki diğer arkeolojik alanlarla olan topografik benzerliğini vurgularken, köprünün bulunduğu alanda yürütülen araştırmaların ve restorasyon çalışmalarının sonucunda edinilen deneyimin, Irak’ın hasarlı arkeolojik mirasının yeniden canlandırılması adına yapılacak çalışmalara kılavuzluk edeceğinden bahsediyor.
“Yapının, dünyanın en eski köprüsü olduğuna dair bugün pek az şüphe var “ diyen Rey, ilk olarak ikinci dünya savaşından önce kazılan bu büyük anıtın, antik bir kanal üzerine inşa edilmiş bir köprü olduğunu ve bu savı, kazılar sırasında elde edilen alüvyonlu tortulardan doğrulayabildiklerini belirtiyor.
Pişmiş kerpiç kullanılarak inşa edilen köprü, aynı zamanda kentin ana meydanına ve ana tapınağına çıkan yolun mühim bir parçası olduğu için dini açıdan da sembolik değeri yüksek bir yapıydı. Yaklaşık 40 metre uzunluğunda ve 10 metre genişliğindeki köprü, dünya üzerindeki ilk şehirlerden olan Girsu antik kentinin ana erişim noktalarından biriydi. Şehrin koruyucu tanrısı Ningirsu da dahil olmak üzere, adına dini festivaller düzenlenen tanrılar için şehre gelen hacıların uğrak noktası olan köprü, bu sebeple şehir içerisinde sembolik bir önem arz ediyordu.
Rey, Iraklı arkeologları eğitmek için iki yıl önce başlatılan proje dahilindeki çalışmaların gerçekleştiği Tello bölgesinin önemli avantajlara sahip olduğundan bahsediyor. Bölge coğrafyasının Irak’ta bulunan diğer arkeolojik alanlarla olan benzerliğinin yanı sıra, bölgenin, Irak’ın Bağdat ve Basra arasında kalan, ağırlıklı olarak Şii nüfusun yaşadığı güney kısmında kalmasından sebep, IŞİD işgallerini takip eden şiddet ve yıkımdan etkilenmemiş ve korunabilmiş olduğunu vurguluyor.
(Gılgamış, Dünyanın İlk Süper Kahramanı)
IŞİD tarafından ağır bir şekilde tahrip edilen antik yerleşimler arasında öne çıkan isimlerden biri de Nimrud Antik Kenti idi. Musul’un yaklaşık 30 km güneyinde bulunan ve Girsu gibi 3.300 yıl önce kurulduğu tahmin edilen Nimrud’da, yalnızca bir zamanlar şehrin muhafızları gibi konumlandırılmış dev kanatlı boğalar yok edilmedi. Bununla birlikte IŞİD, şehri yağmacılara karşı şehri tamamen savunmasız bir durumda bıraktı.
Irak devleti tarafından açıklanan resmi rakamlara göre IŞİD’in hilafet merkezi olarak addettiği bölgede, Musul’da yer alan Ninova’nın %70’inin, Nimrud’un ise %80’inin yağmacılar tarafından yok edildiği belirtiliyor. Bölgedeki bir başka antik yerleşim merkezi olan Nebi Yunis’te de çok ciddi bir hasar olduğundan bahsediliyor.
(Arkeologlar IŞİD’e İnat Irak’ta Yeni Keşifler Yapıyor)
Yıkım ve yağmalar sonucunda oluşan hasarı değerlendirmek için yapılması gereken çok şey olduğunu söyleyen Rey, yerel mimarların Güney Irak’ta güvenli bir şekilde çalışabilmeleri, Ninova ve Nimrud gibi yerlerde neler yapılması gerektiğinin planlanabilmesi için Tello’nun ideal bir eğitim bölgesi haline geldiğini belirtiyor.
Girsu’da iki yıl içerisinde British Museum tarafından çok sayıda erkeğin de eğitmiş olmasına rağmen önümüzdeki iki grup yalnızca Iraklı kadınlardan oluşacak.
Bu projenin içerisinde yer alanlardan biri olan Irak Müzesi küratörlerinden Mehdi Ali Raheem, Iraktaki saha çalışmalarına katılmadan önce Londra’da dokuz hafta geçirdi.Projenin gelecek için gerçekten önemli olduğunu söyleyen Raheem, köprünün korunması, alan levhalarının hazırlanması gibi işlemlerin, çalışmalarımızın daha geniş bir kitleye ulaşmasına ve turistlerin ülkemize geri getirilmesine yardımcı olacaktır, diyor.
The Guardian. 1 Nisan 2018.
You must be logged in to post a comment Login