Antalya’nın Kaş ilçesinde bulunan ve Likya Birliği’nin başkenti olan Patara Antik Kenti’ne İş Bankası Grubu beş yıllığına destek olacak.
Kültür ve Turizm Bakanlığı ve Akdeniz Üniversitesi işbirliğiyle Likya Birliği’nin başkenti Patara Antik Kenti’nde 1988’den bu yana 28 yıldır devam eden kazılara, İş Bankası, iştirakleri Şişe Cam Fabrikaları A.Ş ile Türkiye Sınai Kalkınma Bankası 5 yıl süre ile ekonomik destek vermek için protokol imzaladı.
2012 yılından bu yana Zeugma Antik Kenti’nde sürdürülen Muzalar (Esin Perileri) Evi’nin kazı çalışmalarına mali destek veren İş Bankası Grubu, Patara Antik Kenti kazılarına vereceği desteği her yıl binlerce turisti ağırlayan Likya Birliği Meclis Binasında düzenlediği bir basın toplantısıyla duyurdu.
Antalya’nın Kaş ilçesinde bulunan Likya Birliği’nin başkenti olan Patara’daki kazı çalışmaları, Akdeniz Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Klasik Arkeoloji Bölümü öğretim üyelerinden Prof. Dr. Fahri Işık ve Prof. Dr. Havva İşkan Işık yönetiminde sürdürülüyor.
Ev sahipliğini Prof. Dr. Fahri Işık ve Prof. Dr. Havva İşkan Işık’ın yaptığı Antik Kent Patara’daki törene İş Bankası Genel Müdür Yardımcısı Senar Akkuş, Kültür ve Turizm Bakanlığı Kültür Varlıkları ve Müzeler Genel Müdür Yardımcısı Mustafa Bozdemir, Kaş Kaymakamı Bilgehan Bayer, Kaş Belediye Başkanı Halil Kocaer, Akdeniz Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Yıldıray Özbek katıldı.
Kültür ve Turizm Bakanlığı Kültür Varlıkları ve Müzeler Genel Müdür Yardımcısı Mustafa Bozdemir, arkeolojik çalışmalara son yıllarda çok daha fazla ödenek ayrılmasına rağmen bu ödeneklerin talebi karşılamakta zorlandığını söyledi.
Patara’daki kazı ve restorasyon çalışmalarının çok başarılı olduğunu vurgulayan Bozdemir, “Bu çalışmaların gelecek kuşaklara aktarılması konusunda büyük gayretler sarf ediyoruz. Zengin bir kültüre sahibiz. Kazılardan çıkarılan eserleri koruyamazsak bu da bir facia olur. Bu bakımdan yeni desteklerle, Patara’daki çalışmalar daha hızlı ve etkili olacaktır.” diye konuştu.
Düzenlenen basın toplantısında bir konuşma yapan İş Bankası Genel Müdür Yardımcısı Senar Akkuş, Türkiye’nin sahip olduğu zengin arkeolojik ve kültürel mirasa dikkat çekerek İş Bankası Grubu’nun bu zenginliklerin gün yüzüne çıkarılması için kazı çalışmalarına katkı sağladığını söyledi. Arkeolojik çalışmaların on yıllar ile ifade edilen sürelere dayandığını belirten Akkuş, Bu nedenle verilen desteğin de uzun soluklu olması gerektiğini vurgulayarak Patara kazılarını 5 yıl boyunca destekleyecekleri bilgisini verdi.
Kazılardan elde edilen değerlerin yalnızca Anadolu medeniyetlerine ışık tutmayacağını aynı zamanda dünya kültür mirasına da önemli katkıda bulunacağını düşündüğünü belirten Senar Akkuş, ortaya çıkarılacak arkeolojik zenginliğin gelecek nesillere aktarılması bakımından İş Kültür Yayınları’nın Patara Kazıları ile ilgili hazırlamakta olduğu bir kitabın müjdesini vererek bu kitabı kazılar ile birlikte tamamlamayı planladıklarını sözlerine ekledi.
İmzalanan protokol ile birlikte İş Bankası, iştirakleri Şişecam ve TSKB, Patara Antik Kenti’ndeki kazı çalışmalarına 5 yıl süre ile toplam 750 bin TL mali destek sağlayacak.
Daha önce bu meclis binasında birçok kez konuşma yapmasına rağmen bu konuşmanın önemi dolayısı ile kendisini en çok heyecanlandıran konuşmalardan biri olduğunun altını çizen Prof. Dr. Havva İşkan Işık, bu sponsorluk anlaşmasının Patara’nın başkaları tarafından da destekleneceği güzel bir yolun, yürüyüşün başlangıcını oluşturmasını temenni ettiğini bildirdi.
Patara’da insan yaşamının izlerinin, milattan 4.000 yıl önce başlayıp, milattan sonra 14. yüzyıla kadar kesintisiz olarak geldiğine değinen Havva Işık, Likya’nın bu destek sayesinde, daha büyük bir hızla kültür ve turizm dünyasına geri dönüş yapacağını söyledi.
Havva Işık, kentin olası sınırları içerisinde gün yüzüne çıkarılan eserlerin, toprak altında bekleyenlere oranla çok az olduğuna vurgu yaparak, Patara’da elde edilen sonuçların, dinler tarihine de ışık tutan bir yapıya sahip olduğunu kaydetti.
Basın toplantısının ardından muhabirlerin sorularını yanıtlayan Havva Işık, “Noel Baba olarak bilinen Aziz Nicholaos Pataralıdır. 4. yüzyılda Patara’da doğmuş ve ömrünün başlangıç bölümlerini, belki de büyük bir kısmını Patara’da geçirmiştir. Daha sonra Hristiyanlık inancına göre, kilise hiyerarşisi içerisinde yükselmiş ve piskoposluk mertebesine ulaşmıştır. Demre’ye piskopos olarak gönderilen Aziz Nicholaos burada vefat etmiştir. Demre’de öldüğü için Demreli deniyor ama aslında Pataralıdır.” dedi.
Patara Feneri ve Apollon Kehanet Tapınağı
Havva Işık, Patara’daki fenerin dünyanın en eski feneri olarak anılmasının hatalı ve yanlış olduğunu savunarak, sözlerini şöyle tamamladı:
“Bilinen en eski deniz feneri, dünyanın 7 harikası arasından biri olarak kabul edilen ünlü ‘İskenderiye Deniz Feneri’dir. Patara’daki deniz fenerinin özelliği ise Restorasyon çalışmasıyla, yaklaşık 26 metre yüksekliğe erişeceğini tahmin ettiğimiz fenerin, Akdeniz havzasında kendi orijinal malzemesiyle ayağa kaldırılabilecek durumdaki tek deniz feneri olmasıdır.”
Patara’da olması muhtemel Apollon Kehanet Tapınağı’nı hakkında sorulan bir soru üzerine Patara’nın Tanrı Apollon’un kenti olarak kabul edildiğini söyleyen Havva Işık, ” Umarım, Homeros’un İlyada destanında Lykegenes (Likya soylu) olarak adlandırılan Apollon’un Patara’daki tapınağını bulmak bize kısmet olur” dedi.
Aydınlanma Çağı’nın önemli düşünürlerinden biri olan Montesquieu’nün 1748’de tamamladığı Yasaların Ruhu adlı eserin Likya Birliği ile ilgili kısmına değinen Havva Işık, bu kitapta Montesquieu’nün Likya için “Eğer mükemmel bir konfederasyon cumhuriyet modeli örneği vermem gerekirse Likya Birliğini gösteririm” dediğini aktardı.
Bu haliyle, bilinen en iyi demokratik yönetim biçiminin bir zamanlar bu ülkenin topraklarında olduğunu ve Likya Birliği’ndeki temsiliyet sisteminin en küçük yerleşim birimine kadar indirgenerek büyük ve geniş kapsamlı bir temsil halinin ortaya çıktığını anlatan Işık, Bunun Likya Birliği’ni özgün kılan en önemli özellik olduğunu anlattı. Montesquieu’nün demokrasinin beşiği olarak kabul edilen Atina yönetim modelini değil Likya Birliği’ndeki yönetim modelini öne çıkarmış olmasının üzerini kapatabileceğimiz bir olgu olmadığını ifade eden Işık, ” Tam aksine bu olgunun üzerine sadece arkeologlar ve tarihçiler olarak değil siyaset bilimcileri olarak da çok büyük bir ivme ve süratle ve kalıcı bir biçimde eğilip bunu dünya gündemine taşımamız gerektiği düşüncesindeyim.” dedi.
Restorasyon süreci ile ilgili konulara da değinen Hava Işık, meclis binasının restorasyonunun tek bir kişinin ya da makamın bireysel ya da kurumsal inisiyatifiyle gerçekleşmediğine değinerek yapının iki ayrı bilim heyetinin kontrolünde restore edildiğini ifade etti. Yapıdaki yükselen duvarlarda kullanılan yeni taş oranının %7 civarında olduğunu ve restorasyon için gerekli olan taşlara uygun dokunun 1,5 yıllık bir laboratuvar çalışmasının ardından tespit edilerek Korkuteli’ndeki kapatılmış bir taş ocağından getirildiğini kaydetti.
2008 – 2012 yılları arasında restorasyonu tamamlanan meclis binasından söz eden Işık, “Bizim kazıya başladığımız 1988 yılına kadar Patara’da böyle bir meclis binasının varlığından kimse haberdar değildi. Burada bir yapı olduğunu ve bu yapının meclis binası olduğunu keşfeden, bulan ve yazan kurucu kazı başkanımız Fahri Işık’tır ve bilim kendisine bu konuda müteşekkirdir dedi”
You must be logged in to post a comment Login