İpek Yolu’nda keşfedilen kadının dişlerinin, şamanistik bir ritüelin parçası olarak zincifre ile kırmızıya boyandığı düşünülüyor.
Çin’de, eski bir iskelette zincifre ile boyanmış dişlere sahip ilk vaka keşfedildi. 2.200 ila 2.050 yıl öncesine tarihlenen genç bir kadına ait olan bu kalıntılar, araştırmacılar tarafından “İpek Yolu’nun Kırmızı Prensesi” olarak adlandırıldı. Kadının, ölümsüzlük kazandırmak amacıyla gerçekleştirilen bir şaman ritüelinin parçası olduğu düşünülüyor.
Zincifre, cıva sülfürden oluşan ve yanlış kullanıldığında cıva zehirlenmesine yol açabilen toksik bir mineral. Buna rağmen, bu parlak kırmızı madde tarih boyunca pek çok kültürde saygı gören bir malzeme oldu ve Çin’de 8.500 yıllık seramiklerin yüzeyinde bile bulundu.
Kazılar ve Keşif
Arkeologlar, 2007 yılında Çin’in kuzeybatısındaki Turfan kentinde bulunan Shengjindian mezarlığında kazılara başladı. Bu kazılar sırasında, dişleri kırmızıya boyanmış yüksek statülü bir bireyin kalıntılarına rastladılar.
Yeni bir çalışmanın yazarları, çeşitli moleküler analiz teknikleri kullanarak bu kırmızı maddenin gerçekten zincifre olduğunu ve hayvansal protein bazlı bir bağlayıcı kullanılarak dişlere uygulandığını doğruladı.
(İlgili: İnsanlar Atalarının Kafasını Parmaklarıyla Boyuyordu)
Araştırmacılar, “Bu, antik çağda ve dünya genelinde dişleri boyamak için zincifre kullanılan bilinen ilk ve tek vaka” diyor. “Bu keşfin önemi ve bu genç kadının muhtemel yüksek sosyal statüsü göz önüne alındığında, ona ‘İpek Yolu’nun Kırmızı Prensesi’ adını verdik.”
Bu isimlendirme, Meksika’daki Palenque kentinde zincifre ile kaplanmış mezarıyla ünlü “Kırmızı Kraliçe”ye bir gönderme niteliği taşıyor.
Zincifre Nereden Gelmiş Olabilir?
Ölüm anında 20 ila 25 yaşları arasında olduğu düşünülen bu kadın, Batı Han Hanedanlığı döneminde yaşadı. O dönemde Turfan, İpek Yolu boyunca önemli bir ticaret merkeziydi.
Bölgede bilinen bir zincifre madeni olmadığı için, araştırmacılar bu mineralin İpek Yolu üzerinden başka bölgelerden getirildiğini düşünüyor. Hatta bu zincifrenin Asya’nın farklı bölgelerinden veya Avrupa’dan gelmiş olabileceği bile öne sürülüyor.
Kırmızı Dişler: Ölümsüzlük Sembolü mü?
Araştırmacılar, kırmızı rengin bölgedeki şaman gelenekleriyle ilişkili olduğunu belirtiyor. Bu geleneklerden bazıları, insan ruhunun dişlerde bulunduğuna inanıyordu.
“Bu nedenle, dişleri kırmızıya boyamak ölümsüzlük sembolü olabilir” diye açıklıyorlar.
Ayrıca, zincifrenin toksik olmasına rağmen şifa ritüellerinde tüketildiği ve ruhu sakinleştirdiğine, ömrü uzattığına, hatta kötü ruhları kovduğuna inanıldığı belirtiliyor.
Çalışmanın yazarları, “Şaman inançlarının etkisiyle zincifre, bilinç üzerinde etkili olabilir ve tanrılarla iletişime yardımcı olan bir psikoaktif madde olarak kullanılmış olabilir” diye ekliyor.
Dini, Estetik veya Tıbbi Amaçlı Kullanım?
Bu ilginç açıklamalara rağmen, araştırmacılar şu sonuca varıyor:
“Bu çalışmadaki vaka, tekil bir arkeolojik fenomen olduğu için kesin anlamını belirlemek mümkün değil. Ancak zincifre kullanımının dini, dekoratif veya tıbbi amaçlara hizmet etmiş olması muhtemel”
Araştırma ekibi, “Zincifre ile boyanmış dişlere sahip bu birey, şamanizmle doğrudan bağlantılı olabilir; belki bir şamanın hastasıydı ya da sadece estetik bir amaçla zincifre kullanıyordu” diye belirtiyor.
IFL Science. 26 Şubat 2025.
Makale: You, S., Ren, M., Sun, L., Wang, A., Wang, L., Zhang, Q., & Wang, Q. (2025). Red princess of the Silk Road-the first-and-only known case of cinnabar-stained teeth in antiquity from the Iron Age Western Regions (202BCE− 8CE). Archaeological and Anthropological Sciences, 17(3), 69.
You must be logged in to post a comment Login