Yapılan araştırmaya göre gezegenimizin memeli kütlesinin şaşırtıcı derecede çok küçük bir kısmı vahşi türlerden oluşuyor.
Karada en çok hangi vahşi memeli ağır basıyor? Memeli türlerinin toplam kütlelerine ilişkin yeni bir küresel tahmine göre filler değil. Sayılarına rağmen vahşi fareler de değil. Ağır sıklet şampiyonu, Amerika kıtasındaki parkların, çayırların ve ormanların sinsi sakini, ak kuyruklu geyik. Bu hayvan, yabani kara memelilerinin toplam biyokütlesinin neredeyse yüzde 10’unu oluşturuyor.
Würzburg Üniversitesi’nde davranışsal çevrebilimci Patrick Schultheiss, “Sayıları yapay zeka kullanarak netleştiren çalışma, memeliler için oldukça inandırıcı değerler sağlayan ilk çalışma olma özelliğini taşıyor.” diyor.
Proceedings of the National Academy of Sciences’da yayımlanan çalışma, şu anda yaşayan vahşi kara memelilerinin toplam biyokütlesinin 22 milyon ton olduğu ve deniz memelilerinin de 40 milyon tonu oluşturduğu sonucuna varıyor.
(İlgili: İnsanların Nesli Tükenecek mi?)
Bu tahminler nispeten cılız: Schultheiss, yalnızca karıncaların 80 milyon ton olduğunu tahmin ediyor. Ancak ekibin dikkat çekmesini umduğu karşılaştırma, 390 milyon ton ağırlığındaki insanlarla, çiftlik hayvanları ve şehir fareleri gibi diğer asalaklarla birlikte 630 milyon ton daha ekleniyor olması. Araştırmacılar bunun, doğal dünyanın nasıl istila edildiğinin kesin bir kanıtı olduğunu söylüyor.
Weizmann Bilim Enstitüsü’nde sayısal bir biyolog olan araştırmanın baş yazarı Ron Milo, “Umarım bu, vahşi memelileri korumak için elimizden gelen her şeyi yapmamız gerektiğine dair insanlığa bir uyandırma çağrısı olur.” diyor.
Milo, kendisinin ve meslektaşlarının uzun süredir sayıların “dünyanın altıncı hissini sağlayabileceğine” inandıklarını söylüyor. 2018’de tüm yaşamın küresel ağırlığını tahmin ederek manşetlere çıktılar; 2 yıl sonra buna, arabalardan binalara kadar tüm insan yapımı nesnelerin ve altyapının küresel ağırlığını eklediler.
Araştırmacılar ayrıca vahşi memeliler için yaklaşık 50 milyon tonluk bir tahminde bulundular. Columbia Üniversitesi’nde biyoçeşitlilik ekoloğu olan Shahid Naeem, “Bu, dünyadaki yaşam kütlesinin şaşırtıcı derecede küçük bir kısmı.” diye hatırlıyor. O zamandan beri ekip, bu oranla ilgili tahminini keskinleştirmek için çalışıyor.
Milo’nun laboratuvarında, Lior Greenspoon ve Eyal Krieger, 392 vahşi memeli türü için küresel sayı, vücut ağırlığı, yayılım alanları ve diğer ölçüler hakkında, toplam biyokütlelerini doğrudan hesaplamaya yetecek kadar ayrıntılı veriler bulabildiler. Daha az çalışılan memelilerin toplam kütlesini tahmin etmek için, bir makine öğrenme sistemini eğitmek için 392 türün yarısına ilişkin verileri kullandılar. Bu türlerin diğer yarısının biyokütlesini doğru bir şekilde tahmin edebilene kadar modeli test ettiler ve geliştirdiler.
Daha sonra, biyokütlelerini ve bolluklarını tahmin etmek için yaklaşık 4400 ek memeli türünün her biri için bulabildikleri verileri (yayılım alanları, vücut boyutları, bollukları, diyetleri) modele eklediler. Çiftlik hayvanlarının biyokütlesini tahmin etmenin yollarını değerlendiren Cornell Üniversitesi’nde veteriner ve epidemiyolog olan Renata Ivanek, çalışmanın “büyük bir girişim” olduğunu söylüyor.
Karada, vahşi memeli biyokütlesinin çoğu, yaban domuzu, filler, kangurular ve çeşitli geyik türleri dahil olmak üzere birkaç büyük gövdeli türde yoğunlaşmıştı. Milo’nun ekibinin bildirdiğine göre, ilk 10 tür, 8,8 milyon tonu, yani tahmini küresel kara memelisi biyokütlesinin yüzde 40’ını oluşturuyor. Kemirgenler (insanla ilişkili fareleri ve sıçanları saymazsak) bu biyokütlenin yüzde 16’sını, etoburlar ise yüzde 3’ünü oluşturuyor. Deniz memelileri arasında, dişsiz balinalar, biyokütlenin yarısından fazlasını oluşturuyor. Ancak çok sayıda yarasa, memeliler dünyasını yönetiyor: Toplam karasal kütlenin yalnızca yüzde 7’sini oluşturmalarına rağmen, bireysel vahşi memelilerin üçte ikisini oluşturuyorlar.
Buna karşılık, yeni çalışma raporlarına göre evcilleştirilmiş cephede, inekler toplu olarak 420 milyon ton ve köpekler yaklaşık tüm vahşi kara memelileri kadar. Ev kedilerinin biyokütlesi, Afrika fillerinin yaklaşık iki katı ve Amerikan geyiğinin dört katı kadar.
Ivanek, “Tahmini biyokütleler hakkında çok fazla belirsizlik var, ancak bu bir başlangıç.” diyor. Vahşi hayvan yığınlarıyla zıtlık, Milo’nun istediği etkiyi yapıyor. Ivanek ile işbirliği yapan Cornell gıda bilimcisi Ece Bulut, “Bu sonuçlar, vahşi yaşamın sonsuz gibi görünen her yerde bulunması hakkındaki fikrimi değiştirdi ve insanlar olarak faaliyetlerimizin dünyamızı ne ölçüde etkilediğine dair fikir verdi.” diyor.
Peki sonuç olarak ne olacak? Naeem, çalışmanın, memeli dünyasının durumunun bir anlık görüntüsünü sağlamak için etkileyici bir çaba olduğunu, ancak bu anlık görüntünün korumayı yönlendirmeyeceğini veya sorunlar hakkında düşünme biçimimizi değiştirmeyeceğini iddia ediyor.
Böcek çevrebilimcisi ve Schultheiss’in iş arkadaşı Sabine Nooten, bunun doğru olmadığını söyleyerek karşı çıkıyor: “Sadece anladığımızı koruyabiliriz ve sadece ölçebildiğimizi gerçekten anlayabiliriz.”
Science. 27 Şubat 2023.
Makale: Greenspoon, L., Krieger, E., Sender, R., Rosenberg, Y., Bar-On, Y. M., Moran, U., … & Milo, R. (2023). The global biomass of wild mammals. Proceedings of the National Academy of Sciences, 120(10), e2204892120.
You must be logged in to post a comment Login