Oldukça basit bir formülü ancak uzun bir geçmişi olan sabunun icadından önce insanların nasıl temizlendiğini düşünmek merak uyandırıcı.
Uzun bir günün biriktirdiği kir ve teri bedenimizden arındırmanın verdiği o eşsiz tatmin duygusuna ne yaklaşabilir ki? Biraz sabun ve köpük, kişisel hijyenimizde gerçekten önemli bir fark yaratıyor. Peki, modern sabunun icadından önce insanlar nasıl temizleniyordu?
Basit bir formülü olan sabunun oldukça kapsamlı bir tarihi olmasına rağmen, yüzyıllar boyunca insanların birincil yıkanma aracı suydu. Örneğin, MÖ 2.600’den 1.900’e kadar günümüzde Pakistan, Hindistan ve Afganistan olarak bilinen bölgelerde gelişen İndus Vadisi Uygarlığı’na ait Mohenjo-daro kentindeki Büyük Hamam, tarihin bilinen en eski halka açık buhar banyolarından biri olarak kabul ediliyor. Ancak, buharın tek başına temizlik açısından sınırlamaları vardı.
Mississippi Eyalet Üniversitesi’nde maddi kültür konusunda uzmanlaşmış tarihçi Judith Ridner, sabun kişisel hijyende yaygınlaşmadan önce, “muhtemelen çok kötü kokan çok sayıda insan vardı” diye belirtiyor.
(İlgili: Romalılar Gladyatör Terini Afrodizyak Olarak mı Kullanıyordu?)
Modern sabunlar genellikle çeşitli ek bileşenler içerse de, sabunun temel yapısı aslında oldukça basit bir karışımdan oluşuyor. Albany Eyalet Üniversitesi’nden kimyager Kristine Konkol, bunun esasen bir yağ asidi tuzu olduğunu, yani bir alkali (suda çözünen bir bileşik) ile bir yağın birleşimi olduğunu söylüyor. Konkol, kimyasal olarak bir sabun molekülünün hidrofilik (suyu çeken, su emici) bir baş ve kir moleküllerini kuşatıp kaldıran hidrofobik (yağ çeken, su itici) bir karbon zincir kuyruğuna sahip olduğunu belirtiyor.
Bu temel formül, antik uygarlıklardaki erken dönem sabunlar için kilit rol oynuyordu. Bitkiler, hayvan safrası, yağlar ve kum ve odun külü gibi peeling maddeleri, bu ilkel temizleyicilerin temel bileşenleriydi.
Kuzey Dakota Eyalet Üniversitesi’nden kimya tarihçisi Seth Rasmussen’e göre, antik sabun türlerini takip etmek için tarihçilerin önünde önemli bir engel bulunuyor: “Sabun bozulur”. Rasmussen, kimyasal tarihleme ve arkeolojinin kullanılabileceğini, ancak bunun için örneklerin ilk üretildikleri zamandan günümüze kadar korunmuş olması gerektiğini belirtiyor.
Sabun benzeri maddelere dair bilinen en eski yazılı kayıtlar, Mezopotamya’dan ve MÖ 2.500 civarına dayanıyor. Kil tabletler, Sümerlerin kendilerini temizlemek için su ve sodyum karbonat (bitki külünden elde edilen toz halinde bir tuz) kullandıklarını ve yaraları temizlemek için bira ve sıcak su kullandıklarını gösteriyor.
Birkaç yüz yıl sonra, Mezopotamya bölgesindeki Akad İmparatorluğu, hurma, kozalak ve “tamarisk” adı verilen çalılık bir bitki gibi bitkilerin karışımını kullanıyordu. “Antik çağda sabun” üzerine yazdıkları makalede Konkol ve Rasmussen, böyle bir karışımın modern sabunun temel bileşenleriyle tutarlı olduğunu açıklıyor: bir alkali (tamarisk), bir yağ (hurma ağacı) ve bir aşındırıcı (çam kozalağı). Ridner, gerçekten de “modern sabun ile antik sabun arasında aslında çok fazla fark yok” diye belirtiyor.
Peki antik çağda modern bilim yokken bu nasıl mümkün olabilir? Konkol’a göre, insanlar muhtemelen sabunu farkında olmadan üretiyorlardı. Örneğin, yağlı bir pişirme kabını bitki külüyle yüksek ısıda temizlemek sabun üretebilir; tıpkı hayvansal yağları odun külüyle kaynatmak gibi. Tarihçiler, bu yöntemlerin kökenini Babil ve antik Mısır’a kadar takip ediyor. Rasmussen, natron (bir tür tuz), kil ve talk bazlı sabuntaşının, Mısır kalıntılarında belgelenen diğer bileşenler olduğunu ve bunların muhtemelen banyo rutinlerinin bir parçası olarak veya daha da ilginci, çürüyen bedenlerin kimyasal bir sonucu olarak bulunduğunu belirtiyor.
Farklı bir yaklaşım
Antik Yunanlar ve Romalılar hijyeni sağlamak için biraz farklı bir yönteme sahipti. Suyla durulandıktan sonra, ciltlerine kokulu zeytinyağları sürüyorlardı. Ardından, “strigil” adı verilen kavisli bir aletle kalan kiri kazıyorlardı. Ancak Rasmussen, bu tekniğin gerçek temizlikten çok kokuları maskelemekle ilgili olabileceğini öne sürüyor: “Çoğu zaman, yağlar aromatik bitki özleri içerirdi. Bu yüzden bu dönemlerde yağlar parfüm olarak kullanılıyordu.”
Bu sabun benzeri maddelerin çoğu insan vücudundan ziyade tekstil ürünlerini temizlemek için kullanılıyordu. Rasmussen, bunun aslında bir temizlik meselesi olmaktan çok endüstriyel bir süreç olduğunu açıklıyor.
Tarihçiler sabunla düzenli banyo yapmanın ne zaman yaygınlaştığından emin değiller, ancak Ridner’a göre Batı toplumlarında bu muhtemelen çok daha sonraya, muhtemelen 1800’lerin başı ila ortasına kadar gerçekleşmemişti.
Ridner, bunun nedeninin bir dizi faktörün bir araya gelmesi olduğunu belirtiyor. Bu nedenlerden ilki, ucuz yağların daha yaygın bir şekilde bulunabilir hale gelmesiydi. Ardından, Sanayi Devrimi sabun üretimini evlerden fabrikalara taşıdı. Şehir plancıları ve sosyal reformcular da göçmen topluluklarında temizliği iyileştirmeye odaklanmaya başladılar ve bu da değişimi kolaylaştırdı. Ayrıca, İç Savaş ve Kırım Savaşları hastanelerde ve sağlık hizmetlerinde sterilizasyona daha fazla vurgu yaptı. Ridner, tüm bu faktörlerin bir araya gelerek sabun için kitlesel bir pazar yarattığını ve ABD’deki Procter & Gamble gibi şirketlerin bundan faydalanmaya başladığını belirtiyor.
Live Science. 15 Eylül 2024.
https://www.livescience.com/archaeology/how-did-people-clean-themselves-before-soap-was-invented
You must be logged in to post a comment Login