İnsanlar, Ölülerini Gömerken Toy Kuşlarıyla Şölenler Düzenlemiş

15.000 yıl önce gömülen insanların mezarlarında bulunan toy kuşu kalıntıları, bu kuşların kültürel bir öneme sahip olduğunu gösteriyor.

Toy kuşları, popülasyonları oldukça azalmış olsa da Avrasya’nın büyük bir bölümünde bulunuyor. C: Rudmer Zwerver

Araştırmacılar, Fas’ta gün yüzüne çıkarılan bu kalıntıların, ülkede hâlâ varlığını sürdüren ve kritik derecede tehlike altında olan toy kuşu popülasyonunun korunmasına katkı sağlayabileceğini umuyor.

Afrika’daki en eski mezarlık, eski insanların yaşamlarına dair yeni bilgiler sunmaya devam ediyor.

Yaklaşık 15.000 yıl önce insanlar, Fas’ın kuzeyinde bir mağarada yaşıyor ve ölülerini oraya gömüyordu. Yarı-göçebe bir yaşam tarzından yerleşik hayata geçişin eşiğinde olan bu topluluğa ait insan kalıntıları ve mezar eşyaları, onların yaşamlarına ve kültürlerine dair büyüleyici bir pencere açıyor.

Bu kültürel yaşamın bir parçası da toy kuşu olarak bilinen büyük bir kuş türüydü. Bu büyük ve etkileyici hayvanlar, avcılık, yaşam alanı tahribatı ve yıkımı nedeniyle popülasyonları parçalanana dek Avrasya’nın büyük bir kısmı ile Kuzey Afrika’nın bazı bölgelerinde yaşamıştı.

Afrika’daki tek toy kuşu popülasyonu, Fas’ta yaşam mücadelesi veriyor ve tür burada kritik düzeyde tehlike altında sayılıyor. İspanyol popülasyonuna yakın ama genetik olarak farklı olan bu kuşların Kuzey Afrika’da ne kadar süredir yaşadığı uzun süredir tartışma konusuydu. Yeni keşifler, bu kuşların Afrika kıtasında çok eskiye dayanan bir geçmişe sahip olduğunu ve bugün olduğundan çok daha yaygın olduğunu ortaya koyuyor.

Dr. Joanne Cooper, eski insan mezarlarında bulunan toy kuşu kalıntılarını inceleyerek bu kuşların bu kadim kültürdeki anlamını ve rolünü anlamaya çalışıyor.

(İlgili: Roma Kentlerinde Ardıç Kuşları ‘Fast Food’ Olarak Tüketiliyordu )

“Toy kuşuyla güçlü bir kültürel ilişki görüyoruz çünkü insanlar bu kuşları yalnızca mezarlara yerleştirmekle kalmamış, aynı zamanda onları yediklerine dair kanıtlar da var” diyor Dr. Cooper. “Bunun cenaze törenlerinin bir parçası olduğuna inanıyoruz. Bu, çok belirli bir ritüel yeme biçimi olan şölen kurulumuna benziyor.”

Araştırma, Ibis adlı akademik dergide yayımlandı.

Dünyanın En Ağır Uçan Hayvanı

Toy kuşu, büyük ve heybetli bir kuş. Erkekleri yaklaşık 20 kilogram ağırlığa ulaşabilir; bu da onu dünyadaki en ağır uçan kuşlardan biri yapıyor.

Açık otlaklar ve tarım alanlarına özel ilgi duyan bu kuş, yaşamak ve üremek için oldukça geniş ve nispeten bozulmamış alanlara ihtiyaç duyuyor. Bu üreme olayı, genellikle Mart ayında gerçekleşiyor; bu dönemde normalde çok iyi kamufle olan erkekler, dişilerin dikkatini çekmek için gösterişli davranışlar sergiliyor ve şiddetli dövüşlere girişiyor.

İnsan nüfusunun artması ve tarımın yoğunlaşmasıyla birlikte bu kuşlar önemli ölçüde etkilendi. Zaten insan varlığına karşı oldukça hassas olan toy kuşları, tarih boyunca hem besin hem de av hatırası olarak da hedef alınmıştı. İnsan faaliyetlerinin birleşik etkisi, türün tarihsel yaşam alanlarının büyük bir kısmında nüfusun hızla düşmesine ve bazı bölgelerde yok olmasına neden oldu. Bugün, dünya üzerindeki toy kuşu nüfusunun yarıdan fazlası sadece İspanya’da bulunuyor.

Fas’ın kuzeybatısında ise yalnızca yaklaşık 70 toy kuşu yaşıyor ve bunlar iki küçük alana sıkışmış durumda. İberya popülasyonundan farklı olduğu bilinse de, Fas toy kuşlarının kökenine dair uzun süredir sorular vardı. Örneğin, bazıları bu kuşların tarihsel dönemlerde İspanya’dan Fas’a göç ederek yerleştiğini öne sürmüştü.

Ancak Dr. Cooper’ın Fas’ın doğusundaki Taforalt Mağarası’nda yaptığı çalışmalar, toy kuşlarının ülkede çok uzun bir geçmişe sahip olduğunu gösteriyor. Dahası, bu kuşlar görünüşe göre burada yaşayan eski insanlar için kültürel açıdan önemli bir rol oynamış.

Taforalt Mağarası, ya da Fransızca adıyla Grotte des Pigeons, dünya çapında önemli bir arkeolojik alan. Bu mağarada, yaklaşık 14.700 yıl önce gömülmüş 30’dan fazla eski insana ait mezar bulunuyor. O dönemde mamutlar hâlâ kuzey bozkırlarında otluyordu, koyunlar ise henüz evcilleştirilmemişti.

Mağaranın çevresel koşulları, bu erken insanların yalnızca kemiklerini ve aletlerini değil, aynı zamanda çok sayıda diğer biyolojik materyali de korumuş. Bu sayede Dr. Cooper ve meslektaşları, bu insanların yaşamlarına dair son derece ayrıntılı bir tablo çizebiliyor. Örneğin, daha önceki çalışmalar bu insanların Ephedra gibi tıbbi bitkileri yaktıklarını ve tüketip yediklerini, ayrıca meşe palamudu ve ardıç gibi diğer yiyecekleri de tükettiklerini göstermişti.

Ayrıca, ölülerini diğer hayvan kalıntılarıyla birlikte gömüyorlardı.

Ritüel Ziyafetler

En yüksek statüye sahip mezarlarda, kesilmiş ve pişirilmiş hayvan kemiklerine rastlandı. Bazılarında yabani koyunlara ait kafatasları bulunurken, bir mezarda kesik izleri taşıyan toy kuşuna ait göğüs kemiği bulundu—bu da, hindi göğsüne benzer bir yemek yendiğini düşündürüyor.

Mezarlarda tekrar tekrar toy kuşu kalıntılarına rastlanması, bu kuşların bir tür kültürel öneme sahip olduğunu gösteriyor. Çünkü bu kuşları yakalayıp hazırlamak bu insanlar için oldukça zaman alıcı ve zahmetli bir süreç olmalıydı. Bu da sıradan bir beslenme biçiminden ziyade, özel bir ritüel şölene işaret ediyor.

“Bu, insanların özel yiyecekleri elde etmek için fazladan çaba gösterdiği ve bu yiyeceklerin özel bir bağlamda topluca tüketildiği bir davranış biçimi” diye açıklıyor Dr. Cooper. “Toy kuşunun doğal yaşam alanı, kalıntıların bulunduğu mağaranın çevresindeki dağlık alanlar değil.”

“Toy kuşlarını yakalamak için ovaya inmeleri, ardından onları mağaraya kadar taşıyıp hazırlamaları, pişirmeleri ve tüketmeleri gerekiyordu. Bu özel bağlam, kuşların mezarlarla ilişkilendirilmiş olması.”

Dr. Cooper ve araştırma ekibi, toy kuşlarının bu kadar eskiye tarihlenen kalıntılarının keşfinin, bugün Fas’ta hâlâ hayatta kalmaya çalışan bu kuşların korunması için harekete geçilmesine katkı sunmasını umuyor. Kritik derecede tehlike altında olan bu popülasyon, Afrika’da yok olmamak için şimdi her zamankinden daha fazla yardıma ihtiyaç duyuyor.


Natural History Museum. 17 Nisan 2025.

Makale: Cooper, J. H., Collar, N. J., Bouzouggar, A., Barton, N., & Humphrey, L. (2025). Late Pleistocene Great Bustards Otis tarda from the Maghreb, eastern Morocco. Ibis.

Bandırma Onyedi Eylül Üniversitesi Tarih bölümü mezunu. Antik Çağ Tarihinde yüksek lisans yapıyor.

You must be logged in to post a comment Login