DNA kanıtları, insanların Afrika kıtası boyunca yaşayan çok sayıda popülasyonun etkileşiminden ortaya çıktığını gösteriyor.
Homo sapiens’in Afrika’da ortaya çıktığı konusunda geniş bir fikir birliği var. Fakat nerede, ne zaman ve nasıl ortaya çıktığı konusunda pek çok belirsizlik ve birbirleriyle rekabet eden teoriler bulunuyor.
Nature dergisinde yayımlanan bir makalede uluslararası bir araştırma ekibi, kıtanın dört bir yandan elde edilen çağdaş genomik kalıntılara dayanılarak, Afrika’nın farklı bölgelerinde yaşayan, bir bölgeden diğerine göç eden ve yüz binlerce yıllık bir süre boyunca birbirleriyle karışan insanlar olduğunu öne sürüyorlar. Bu görüş, Afrika’daki insan kökenleri hakkındaki bazı baskın teorilere ters düşüyor.
Afrika’daki İnsan Kökenleri Hakkında Birbiriyle Yarışan Teoriler
Bir teoriye göre, yaklaşık 150.000 yıl önce Afrika’da diğer popülasyonların ayrıldığı tek bir merkezi ata popülasyonu olduğunu ileri sürüyor. Bir diğeri ise bu merkezi atasal popülasyonun, modern insanlarla Neandertal benzeri homininlerin karışması sonucu ortaya çıktığını ve Avrasya’da gerçekleştiği öne sürüldüğü gibi insan evriminde ileriye doğru bir sıçramaya neden olduğunu öne sürüyor.
(İlgili: Çürümüş Et, Gerçek Paleolitik Diyetin Temeli Olabilir)
Kaliforniya Üniversitesi Antropoloji Bölümü ve Genom Merkezi’nde popülasyon genetikçisi ve araştırmanın başyazarlarından Brenna Henn, “Farklı zamanlarda, Homo sapiens için tek bir kökene dayanan klasik modeli benimseyen insanlar, insanların ilk olarak Doğu ya da Güney Afrika’da ortaya çıktığını öne sürdüler.” diyor. “Ancak bu teorileri, Homo sapiens’in en az 300.000 yıl öncesine kadar kıtada yaşadığını gösteren Fas, Etiyopya ve Güney Afrika gibi uzak bölgelerden insan iskanına dair sınırlı fosil ve arkeolojik kayıtlarla uzlaştırmak zor.”
Bu yüzden araştırma ekibi farklı bir yaklaşım benimsedi.
Çağdaş Genomik Kanıtlar Farklı Bir Hikaye Anlatıyor
Bu rakip antropolojik modellerin genetik verilere karşı ilk sistematik testinde ekip, coğrafi ve genetik olarak farklı dört Afrika grubundan 290 bireyin çağdaş genomik materyalinden geriye doğru çalışarak son bir milyon yıl boyunca popülasyonlar arasındaki benzerlik ve farklılıkların izini sürdü ve kıtadaki genetik bağlantılar ve insan evrimi hakkında fikir edindi.
Bu gruplar Güney Afrika’dan Nama Khoe-San; Sierra Leone’den Mende; Etiyopya’dan avcı toplayıcı bir grubun son torunları olan Gumuz ve Doğu Afrika’dan Amhara ve Oromo tarımcılarıydı. Araştırmacılar ayrıca Afrika’daki sömürgeci istilaların ve karışımın izlerini de içerecek şekilde bazı Avrasyalı genetik materyalleri de dahil etti.
McGill Üniversitesi İnsan Genetiği Bölümü’nde Doçent ve makalenin eş kıdemli yazarı Simon Gravel, “Yüzlerce olası senaryoyu hızla test etmek için yeni bir algoritma kullandık. Yüz binlerce yıl boyunca kıtanın çeşitli bölgelerindeki popülasyonlar arasında ileri geri gen akışı olanlar, bugün gördüğümüz genetik çeşitliliğin çok daha iyi bir açıklamasını sağladı.” diyor.
“Bu algoritmayı genetik hastalık riskinin popülasyonlar arasında nasıl değiştiğini anlamak için yazdık ve bu bizi insan kökenlerine derinlemesine dalmaya yönlendirdi. Uygulamalı ve temel araştırmaları bu şekilde birbirine bağlamak gerçekten eğlenceliydi.”
McGill University. 17 Mayıs 2023.
Makale: Ragsdale, A.P., Weaver, T.D., Atkinson, E.G. et al. (2023). A weakly structured stem for human origins in Africa. Nature 617, 755–763.
You must be logged in to post a comment Login