7 milyon yıl öncesine ait kararmış, kırık bir bacak kemiği, ilk insanların evrimsel yollarına başladıkları zamanı aydınlatabilir.
İlk olarak yirmi yıl önce ortaya çıkarılan fosilleşmiş buluntu, ilk insanların yaklaşık yedi milyon yıl önce düzenli olarak iki ayak üzerinde yürüdüklerini gösteriyor. Nature’da yayımlanan bu yeni analiz, insan soyunun ortak atadan ayrıldığı kritik dönemde yaşayan bir tür olan Sahelanthropus tchadensis’in iki ayak üzerinde yürümeyi alışkanlık haline getirdiğine dair güçlü bir kanıt sunuyor.
Birçok kişi, iki ayak üzerinde yürümeyi kendi soyumuzu maymunlardan farklı bir evrimsel yola sokan en önemli kilometre taşı olarak gördüğünden, Sahelanthropus bilinen en eski hominin olabilir. (Hominin: modern insanlardan, soyu tükenmiş insan türlerinden ve yakın atalarımızdan oluşan grup)
Eğer bu tür, soyu tükenmek yerine Homo sapiens’e yol açsaydı, maymun olmayan en eski atamız olabilirdi. Ancak fosil uyluk kemiği, alışılmış dik yürümenin gereksinimlerini destekliyor gibi görünse de, Sahelanthropus’un şempanzeye benzeyen ön kolları, hala ağaçlarda bolca zaman geçirdiğini gösteriyor. Günümüze ulaşan iki kol kemiği, türün, erken homininler arasında yaklaşık üç milyon yıl sürebilecek bir tür melez yaşam tarzını desteklemek için kavrayıcı bir tırmanma tekniği kullandığını ortaya koyuyor.
(İlgili: İnsanlığın Evrimi Hikayesini Değiştiren 5 Kafatası)
Sahelanthropus tchadensis, insanların maymunlardan ayrı olarak evrimleşmek üzere dallara ayrıldığı çağda yaşadığı için, bilim insanları onu geniş aile ağacımızın neresine yerleştirirse yerleştirsin, dikkatimizi çekmeli.
Bilinen tek örnek, yirmi yıl önce Çad’ın Djurab çölündeki Toros-Menalla bölgesinde bulunan fosillerden oluşuyor. Makul ölçüde eksiksiz olan kafatası, çene ve dişler, yerel Goran dilinde “yaşam umudu” anlamına gelen Toumaï olarak bilinir hale geldi ve 2002 yılında yeni bir tür olarak tanımlandı.
Yeni çalışmaya dahil olmayan Harvard Üniversitesi paleoantropologu Daniel Lieberman, “Birçok açıdan bir maymuna benziyor.” diyor. Tür, bir şempanzeden daha küçük bir beyne ve belirgin kaş kemerleri olan uzun bir kafatasına sahipti.
İnsan fiziksel aktivitesinin evriminde uzmanlaşan Lieberman, “Ancak, insan soyundaymış gibi görünmesini sağlayan gerçekten önemli bazı özelliklere sahip. Bu özelliklerden en önemlisi iki ayak üzerinde yürümesi gibi görünüyor olması.” diyor. İki ayaklılığın kanıtı, kafatasına dair yapılan önceki çalışmalarla başladı. Omuriliğin beyne bağlandığı geçit, insanlarda ve diğer dik yürüyenlerde olduğu gibi kafatasında aşağıyı gösterirken, dört ayaklılarda geriye doğru daha yatay bir boyuna işaret ediyor.
Ancak tüm uzmanlar Sahelanthropus kafatasının kesinlikle iki ayaklılığı önerdiği konusunda hemfikir değildi. Ve bilim insanlarının, tartışmaya ışık tutabilecek diğer kemikleri, özellikle de femurları ayrıntılı olarak tanımlamaları yaklaşık 20 yıl sürdü.
Femur ve iki önkol kemiği, kafatasının yakınında bulunmalarına rağmen, başlangıçta Sahelanthropus fosilinin bir parçası olarak tanınmamıştı. Bilim insanları, uzuv fosillerinin kafatası ile aynı bireye ait olup olmadığını kesin olarak bilmese de, bölgede başka büyük primatlar bulunmadığından, kemikler Sahelanthropus’a atfedildi.
Femurun analizi, tanımlamanın zor olduğunu gösterdi. Çünkü kemiğin her iki ucundaki eklemler ve onlarla birlikte türün iki ayaklı olup olmadığı hakkında tartışmayı önleyebilecek anahtar tanısal özellikler eksikti. Femurun kalça soketine bağlanan boynu, femurun tüm vücut ağırlığını aynı anda tek bir bacağa taşımak için uyarlanıp uyarlanmadığını ortaya çıkarabilir. Benzer şekilde, distal diz ucu, hizalamanın vücut ağırlığını vücudun ağırlık merkezinin altında tutup tutmadığını, alışılmış iki ayaklılığın başka bir işareti olduğunu gösterebilir.
Çalışmanın ortak yazarı Jean-Renaud Boisserie, “Çok zorlu bir süreçti çünkü kemiği büyük ihtimalle bir kirpi kemirmiş. Yine de hem dış morfoloji, hem de mikro Bilgisayarlı Tomografi taraması ile eriştiğimiz iç yapılarda çok fazla bilgi vardı.” diyor.
İlk olarak 2002’de Sahelanthropus’u tanımlayan Boisserie ve meslektaşları, uyluk kemiği ve önkol kemiklerinin 20’den fazla özelliğini canlı şempanzeler, goriller ve orangutanlar, fosil Miyosen maymunları, Orrorin tugenensis ve Ardipithecus Ramidus gibi erken hominin iki ayaklıları ve tarih öncesi Homo ve Homo sapiens kalıntılarıyla karşılaştırdı. Araştırmacılar, kemiğin kuvvet, denge ve dik yürümenin diğer gereksinimlerine çok uygun olduğu bilinen özelliklerle aynı özelliklere sahip olup olmadığını öğrenmek için dış şekilleri, eğrileri, iç yapıları ve kalınlıkları karşılaştırdılar.
S. tchadensis’in uyluk kemiği, diğer hominin türleriyle pek çok benzerlik gösterirken, maymunlarda bu femurun hiçbir özelliği bulunamadı. Boisserie, “Dolayısıyla, bu sonuçların en basit yorumunun, Sahelanthropus ve diğer homininler tarafından paylaşılan morfolojinin ortak evrimsel geçmişlerini ve aynı zamanda benzer lokomotor adaptasyonlarını yansıtması olduğu bize açık görünüyordu.” diyor.
Daniel Lieberman, “Bence araştırmacılar, bunun iki ayaklı olup olmadığını analiz etmeye çalışmak için insani olarak mümkün olan her şeyi yaptılar. Bu anlatılması zor anatomi parçalarıyla ikna edici bir durum ortaya koyuyorlar. Kendi başına kesin bir kanıt mı? Kesinlikle hayır. Ama bence, kafatası ile birlikte, bunun iki ayaklı olup olmadığı konusundaki tartışmaları dinlendirmeli.” diyor.
Ancak bazı tartışmalar muhtemelen devam edecek. Sadece iki yıl önce Journal of Human Evolution‘da yapılan bir araştırma, aynı uyluğun iki ayak üzerinde durma alışkanlığı olmayan bir bireye ait olduğunu öne sürdü. Yeni analiz bununla doğrudan çelişiyor. Wisconsin-Madison Üniversitesi’nde insan evrimi üzerine çalışan ve her iki femur çalışmasına da dahil olmayan John Hawks, Sahelanthropus’un kafatası ve dişlerinin onu dik bir hominin olarak etiketleyip etiketlemediğini sorguladı. Kendisi, özellikle söz konusu fosil yirmi yıl önce keşfedildiğinden beri, femur analizleri arasındaki kopukluğu kafa karıştırıcı ve biraz da sinir bozucu buluyor. “Uyluk kemiğinden veri toplayan iki ekip, uyluğun gösterdiği şey konusunda tamamen aynı fikirde değil gibi görünüyor. Aynı kemik parçasına bakıyorlar. Bu konuda nasıl anlaşamıyorlar anlamıyorum. Her iki grup da verilerini (3B ve BT taraması) hepimizin inceleyebilmemiz için yayınlayabilseydi, bu anlaşmazlığın hiçbir nedeni olmazdı.”
Sahelanthropus genel olarak iki ayak üzerindeyse, çalışmanın daha ileri analizi, dirsekten serçe parmağa uzanan iki ön kol kemiğinden daha büyük olanı, kollarının son derece maymunsu olduğunu, şempanzelere benzer olduğunu gösteriyor. Dolayısıyla türler ağaçlarda da çok yetkindi. Boisserie, bunun yaklaşık yedi milyon yıl önce Toros-Ménalla’nın çeşitli ortamlarında muhtemelen oldukça yararlı olan fırsatçı bir yaşam tarzına uyabileceğini öne sürüyor.
Doğal olarak, iki ayaklılık üzerine herhangi bir tartışma, daha büyük ve daha da merak uyandıran bir sorunun yalnızca bir parçası; Sahelanthropus gerçekten de insan soyunun bilinen en eski üyesi mi?
Bazı bilim insanları, türün bir hominin olduğuna kesinlikle inanmıyor. Sahelanthropus, homininler ve maymunlar arasındaki ayrışmaya çok yakın yaşadığı için, bilim insanları, fosillerin bu ayrışmadan sonra yaşayan bir bireye mi, yoksa belki de ayrılmadan hemen önce yaşayan bir bireye mi ait olduğunu tartışıyorlar. İkincisi ise, Sahelanthropus, şempanzelerin veya insanların atası veya her iki soy için ortak bir ata veya hatta gerçekte hiçbirinin atası olmayan yakın bir akraba olabilir.
Rick Potts, iki ayaklı yürüyüşün birkaç kez farklı bir şekilde evrimleşmiş olabileceğini ve hala eski iskeletlerin bacak kemikleri arasında benzer görünen kanıtlara yol açabileceğini belirtiyor. Bu nedenle, bu yeteneği geliştirmeye devam eden sonraki homininlerin hiçbirinin ataları olmayan, eski iki ayaklı yürüyüşçüler pekala var olmuş olabilir.
Ancak Sahelanthropus, daha sonraki tüm homininlerin paylaştığı ve şempanze akrabalarında bulunmayan iki temel adaptasyonu taşıyor gibi görünüyor; alışılmış dik yürüme için yeniden yapılandırılmış bir femur ve kafatasının daha önceki çalışmalarında gösterildiği gibi, ağzı yeniden yapılandıran küçülmüş köpek dişleri. Bilinen en eski homininlerin diğer fosilleri de bu özellikleri paylaşıyor, özellikle altı milyon yıl önce yaşamış Orrorin tugenensis ve yaklaşık 4.4 milyon yıl önce yaşamış Ardipithecus Ramidus.
Potts, “Peki, Afrika’da bu iki özelliği birden taşıyan 7 ila 4,4 milyon yıllık maymun fosillerinin hominin olmama ihtimali nedir? Yazarlar, en basit cevabın, bunların üçünün de hominin olduğu olduğunu savunuyorlar. Ve Sahelanthropus bilinen en eskisi olduğu için, bize yol açan evrimsel dallanma olayına en yakın o olabilir.” diyor.
Smithsonian Magazine. 24 Ağustos 2022.
Makale: Daver, G., Guy, F., Mackaye, H.T. et al. (2022). Postcranial evidence of late Miocene hominin bipedalism in Chad. Nature.
You must be logged in to post a comment Login