İnka İmparatorluğu, Halkı Korkutmak için Kafatası Sergilemiş

And Dağları’nın eteklerinde eski bir İnka köyü olan Iglesia Colorado köyünde, imparatorlukla ilgili bir şeyler ters gitmişti.

Muhtemelen bir şiddet gösterisi yapılarak kafataslarının asılması için deliklerin açıldığı yerler. C: Francisco Garrido

O döneme ait çöplük kalıntılarında, eski yiyecek artıkları ve atılan seramik parçaları arasında, araştırmacılar dört kafatası keşfetti. Ceset yoktu, resmi mezar yoktu, öbür dünya için konulan mücevherler yoktu, sadece kafatasları vardı. Kimse neden orada olduklarını bilmiyordu.

Kafatasları 2003’te ortaya çıktığından beri, yani 15 yılı aşkın bir süredir bu gizem arkeologları şaşırtıyor. Ancak Santiago, Şili’deki Ulusal Doğa Tarihi Müzesi’nde iki araştırmacı bir açıklama ortaya koydu. Dört köylünün kafatasları, bölge sakinlerine bir uyarı olması için yapılan bir İnka terörünün kanıtıydı.

(İnkalar Kafatası Ameliyatında Çok Başarılıydı)

1400’lerin sonlarından 1500’lerin başına kadar olan süre, Güney Amerika’nın çoğu için çalkantılı bir zamandı. Bu yıllarda İnka imparatorluğu, And Dağları’ndaki erişimini yavaş yavaş genişletiyordu.

Araştırmanın eş yazarı Francisco Garrido, uzun süredir And Dağlarının vadilerinde medeniyetlerin var olmasına rağmen, çoğunlukla izole olduklarını söylüyor. Bu yerlerden bazıları muhtemelen çok fazla direniş olmadan imparatorluğa katılırken, diğerleri o kadar yumuşak başlı değildi.

Garrido, “İnka imparatorluğuna dahil olma fikrine pek sıcak bakmamışlar.” diyor. Muhtemelen Iglesia Colorada kasabasında olan buydu.

İnka genişlemesinin bu dönemine ait çöp yığınındaki gizemli kafatasları, köylülerin, korkutulmak için bölgeyi fethedenler tarafından şiddete maruz kaldıklarını gösteriyor.

Başından beri arkeologlar çöp yığınının tipik bir mezar olmadığını biliyorlardı. Aynı köy, bilinen bir mezar alanına, kütüklerle korunan iyi organize edilmiş dairesel mezarlardan oluşan bir ağa sahipti. Bu mezarlarda vücudun bütün halinin kalıntıları, seramikler ve mücevherlerle çevrili bulundu.

Parçaları birleştirilmiş bir kafatası ve deliklerin yakınlaştırılmış görüntüsü. C: Francisco Garrido

Bu kafataslarının gelişigüzel bir şekilde atılması, bu kurbanların şiddetli sonlarına işaret eden tek kanıt değil. Tüm kafatasları benzer izler taşıyor. Kafalar kazınmış gibi, çenelerin etrafında delikler ve garip izler var. Delikler kafataslarının ipe asıldığını gösteriyor, böylece köydeki herkes uyarıyı görebiliyordu. Kazıma izleri, başların sergilenmeden önce çene derilerinin yüzüldüğünü gösteriyor.

Kafataslarının üçü genç kadınlara, bir tanesi de bir çocuğa aitti. Kemiğin yoğunluğuna dayanarak, tüm kurbanların yetersiz beslendiği anlaşılıyordu.

Garrido, “İnkaların, köyün liderlerini hedeflediği görülmüyor.” Çünkü sağlıklı genç erkekler imparatorlukları için işçi, savaşçı veya vergi geliri kaynağı olarak daha kârlı olurdu.

Garrido, “Ancak bu korku saltanatı imparatorlukta yaygın değildi,” kısmına dikkat çekiyor: “Bu bir cinayet çılgınlığı değildi.”

(Ekvador’da Kafatası Kasklarıyla Gömülmüş Bebekler Bulundu)

Buna karşılık bu şok edici görüntü bu şehre özgüydü. Garrido, köyün büyük olasılıkla isyan etmekle kalmayıp aynı zamanda İnka imparatorluğuna lojistik olarak meydan okumuş olabileceğini söylüyor.

Iglesia Colorada, Cuzco’nun merkezinden uzaktı ve dünyanın en kurak bölgesi olan Atacama çölüne sıkışmıştı. Hükümet kaynaklarını başkentlerinden uzağa gönderemeyen ve ekstrem arazi hakkında çok az bilgi sahibi olan İnka imparatorluğu, kasabayı yönetmekte zorluklarla karşılaşmış olmalıydı.

Garrido, isyancı yerlilerin zorlu ortamda nasıl hayatta kalacağına dair özel bilgiye sahip olduklarını ve işgalciler üzerinde üstünlük elde etmiş olabileceğini söylüyor.

Gücünü, kontrolü göstermek ve belki de kalıcı bir korku duygusu aşılamak için İnkalar, tüm köyün görmesi için güç sembolü olarak kullanılan kafataslarını sergilemek gibi aşırı uç tedbirlere başvurmuş olabilir.


Makale: Garrido, F., & Morales, C. (2019). Displays of Violence and Power at the Edge of the Empire: Provincial Trophy Heads during Inca Times. Latin American Antiquity, 30(3), 606-623.

Marmara Üniversitesi Eczacılık bölümü öğrencisi, arkeolojiye küçük yaşlardan beri ilgi duyuyor.

You must be logged in to post a comment Login