İmparator Caligula Atını Gerçekten Konsül Yaptı mı?

Roma İmparatoru Caligula’nın atını konsül yaptığına dair efsane, yüzyıllardır anlatılsa da, gerçekler biraz daha farklı görünüyor.

Julius-Claudius Hanedanı dönemine ait bir prensin atlı heykeli, başlangıçta Caligula olarak tanımlanmıştı. C: Wikimedia Commons

İmparator Caligula’yı düşündüğümüzde, genellikle BBC’nin Ben, Claudius dizisinde John Hurt’ün çılgınca performansı aklımıza gelir. Hurt altın bikinisiyle dans eder, kendi çocuklarının kanına bulanmış sakal taşır ve konsül togaları giymiş favori atını dehşet içindeki seyircilerin önünde gezdirir. O, çılgın bir Roma imparatorunun adeta vücut bulmuş hâlidir.

Caligula’nın favori atı Incitatus’u konsül yaptığına dair hikâye, uzun zamandır herkesin hayal gücünü cezbediyor. İnternet, bu olayın gerçekten yaşanıp yaşanmadığını tartışan yazılarla dolud. Bu at, Oxford Deyimler ve Efsaneler Sözlüğü’ne bile girdi. “Incitatus” maddesi şu şekilde tanımlanıyor: “İmparator Caligula tarafından konsül yapılan atın adı.” Ancak belki de Incitatus’un ölümsüzlüğünün en büyük kanıtı, kendi Vikipedi sayfasına sahip olması.

(İlgili: Caligula Belki Deliydi Ama Aynı Zamanda Tıbbi Bilgisi de Vardı)

Antik kaynaklar, Caligula’nın Incitatus’u konsül yapmayı planladığını belirtiyor. Ancak bu hikâye yüzyıllar boyunca defalarca anlatıldığı için — özellikle de bir politikacının yetersizliğine alaycı bir şekilde gönderme yapmak amacıyla — çoğu zaman asıl gerçeği unutuyoruz: Caligula’nın atı hiçbir zaman gerçekten senatoda oturmadı.

İmparatorun Gözbebeği Eşek

Konsüllük, Roma Cumhuriyeti’nin en yüksek makamıydı. İmparatorluk döneminde hâlâ varlığını sürdürse de, esasen onursal bir görev hâline gelmişti ve imparatorlar bunu sadık senatörleri ödüllendirmek için kullanıyordu. Caligula’nın atıyla ilgili antik kaynaklar açık: Incitatus asla konsül yapılmadı.

Biyografi yazarı Suetonius, Caligula’nın ona (Incitatus) mermer bir ahır, fildişi yemlik, mor örtüler, lüks mobilyalar ve kendi kölelerini verdiğini bildiriyor. Bu pasajın zirvesinde Suetonius şöyle yazıyor: “Konsül olarak atandığı da rivayet edilir.”

Bir diğer antik tarihçi Cassius Dio ise olayı biraz farklı aktarıyor: “…onu (Incitatus) konsül yapacağına dair söz verdi. Ve daha uzun yaşasaydı, bunu kesinlikle yapardı.”

Yani bu hikâye muhtemelen Caligula’nın Incitatus’u konsül yapacağına dair gelişigüzel bir lafından türemişti (ki bunu asla gerçekleştirmedi).

Peki Caligula neden böyle bir şey söylemiş olabilir? En yaygın teorilerden biri, imparatorun konsülleri aşağılamaya çalıştığı yönünde: Konsüller öyle bir “eşeklik” yapıyordu ki, atını bu seçkin gruba katması hiç de garip olmazdı!

Atın adı bu bağlamda özellikle anlamlı. “Incitatus” hızlı hareket eden anlamına geliyor. Tarihçi David Woods, bu ismin o dönemki bir konsül olan Asinius Celer’e (adı “hızlı eşek” anlamına geliyor) yönelik bir hakaret olarak seçildiğini öne sürüyor. Caligula’nın komedyen yönü, tarihsel gerçek gibi aktarılmış olabilir.

Caligula’nın büstü ve renklendirilmiş hali. C: Wikimedia Commons

Ata Layık Ziyafet

Caligula, selefleri Augustus ve Tiberius’tan oldukça farklıydı. Biz Augustus’u “ilk imparator” olarak düşünsek de, o kendisini bir cumhuriyetçi politikacı gibi konumlandırmıştı. Yerine geçen soğukkanlı Tiberius ise, olabildiğince monarşik onurlardan kaçınmıştı.

Caligula ise, yirmili yaşlarının ortasında, enerjik ve deneysel biriydi. Konumunun sağladığı olanaklarla oynamaya hevesliydi, doğulu krallara özgü törenler ve kıyafetler benimsiyordu. Kısacası, bir hükümdar olmak ve öyle görünmek istiyordu.

Roma’nın gençleri at yarışlarına bayılırdı. Caligula’nın Incitatus’a gösterdiği ilgi, diğer aristokrat gençlerin değer verdiği atlara kıyasla çok daha fazlaydı. O bir imparator olduğundan, her şeyi “daha büyük ve daha görkemli” yapmalıydı. Gerçekten de Incitatus’un gösterişli ahırında arkadaşlarıyla partiler düzenlerdi ve at “ev sahibi” olurdu. Ancak tüm bu ihtişam aslında Caligula ve arkadaşları içindi; at için değil.

Caligula’nın krallığa öykünen tutumu, senato gibi cumhuriyetçi kurumlara ve aristokratlara saygı gösterilmesini isteyen Roma elitleri arasında hoş karşılanmadı. Caligula’nın içki âlemlerinde, burnu havada konsüllere “eşek” diyerek dalga geçmesini ve ardından atını da bu gruba katacağını ilan etmesini hayal etmek zor değil!

Kazanan: Kişnemeler

Caligula ve Incitatus hikâyesi, politik istismarın simgesi olarak o kadar cazipti ki, atın gerçekten konsül togaları giymemiş olması kimseyi rahatsız etmedi. Yüzyıllar boyunca yorumcular, çağdaş politikacıları imparatorun atıyla karşılaştırmaktan büyük keyif aldı.

Bunun zekice örneklerinden biri, 6 Şubat 1742’de yayımlanan London Magazine and Monthly Chronologer adlı dergideki “Ortak Akıl” başlıklı yazı. O dönemde Britanya Başbakanı olan Robert Walpole, 28 Ocak 1742’de parlamentoda güvenoylamasını kaybetmişti. Söz konusu hiciv yazısının yazarı, yazıya doğrudan şöyle başladı:

“İmparator Caligula’nın himayesinde yaşamak ne büyük bir mutluluk olmalı… Halkının refahı için bu kadar özenli davranan, liyakati nerede bulsa takdir eden bir lider ki, devletin başbakanı olarak atını seçti.”

Yazının sonunda esas darbe geliyordu:

“Tüm bu unsurları önyargısız bir şekilde değerlendiren herkes, gözümdeki bir diğer kişiyle karşılaştırdığında, bu atın sadece en dürüst değil, en akıllı bakan olduğuna da katılmak zorunda kalacaktır.”

Incitatus daha ciddi bağlamlarda da karşımıza çıktı. Örneğin, Amerikan Bağımsızlık Bildirgesi’ne İngiltere’nin verdiği yanıtta, “Büyük Britanya’nın Hakları, Amerika’nın Taleplerine Karşı Savunuluyor” başlıklı belgede, Incitatus’un konsüllüğü örnek gösterilir. Yazar, antik Roma’da karar verme gücünün yanlış kişilere verilmesinin sonuçlarını şöyle özetler:

“Magistraların seçilme hakkının geniş halk kitlelerine verilmesi, Eski Roma’da özgürlüğün çöküşünün başlıca sebebiydi… Seçmenlerin torunları, Marius, Cinna ve Caesar’ı devletin başına geçirenler, sonunda Caligula tarafından onun atını konsül yapmakla görevlendirildiler.”

Burada Incitatus’un hikâyesi, bir devletin kurucu ilkelerinden sapmasının ibretlik bir öyküsü hâline geliyor.

Ama bu hikâyenin bir de son sürprizi var: Cassius Dio, Caligula’nın bir atı – muhtemelen Incitatus – imparatorluk kültüne rahip yaptığını yazdı. Ancak bu bilgi genellikle göz ardı ediliyor; zira Dio bunu farklı bir bölümde belirtiyor ve açıkça Incitatus adını vermiyor.

Bu yüzden, bugün bu hikâyeyi hep politik gücün suistimali olarak yorumlamaya alıştık. Caligula’nın atı asla Roma Senatosu’ndaki fildişi koltuğa oturmamış olsa da (ona ait fildişi ahırı yeterliydi), bir politikacının gerçekten eşek olduğu bir dönemi hayal etmeye devam ediyoruz.


The Conversation. Shushma Malik & Caillan Davenport. 3 Mayıs 2017.

Arkeofili editöryel servisi. İletişim: arkeofili@gmail.com

You must be logged in to post a comment Login