Bizi hayvan dünyasının geri kalanından ayıran şey ne olursa olsun, geçmişte tamamen insan olduğumuz anı tam olarak belirlemek zor.
İnsanı insan yapan nedir? Kültür, dil, sanat, düşünmek, sembolizm? Bizi hayvan dünyasının geri kalanından ayıran şey ne olursa olsun, geçmişte tamamen insan olduğumuz anı tam olarak belirlemek zor ve ilk olabilecek birkaç farklı aday tür var.
İnsanları inceleyen insanlar – yani antropologlar – soyumuzun şempanzelerden yaklaşık yedi milyon yıl önce ayrıldığını keşfettiler. Ancak Homo cinsinin (gerçek insanları tanımlayan) ortaya çıkması bu ayrılıktan sonra uzun zaman aldı. İlk olarak, Australopithecus’lar olarak bilinen, Lucy gibi 3,2 milyon yıllık Australopithecus afarensis türünden üyeler olan maymun benzeri hominidler olarak birkaç milyon yıl geçirdik.
Sonunda, bu “ilkel” insan benzeri yaratıklar daha büyük beyinler ve bizimkine daha çok benzeyen diğer morfolojik özellikler geliştirmeye başladılar. Bu türün bilinen en eski örneği 2013 yılında Etiyopya’da gün ışığına çıkarıldı ve yaklaşık 2,8 milyon yıl önce yaşadığı düşünülüyor. Keşfedenler, fosillerini Homo cinsinin en eski üyesi olarak gururla duyurdular.
(İlgili: Homo Erectus Konuşabiliyor muydu ve Okyanusları Geçti mi?)
Ancak, bu isimsiz türün gerçekten en eski insanı temsil edip etmediği büyük bir tartışma konusu. Başlangıç olarak, araştırmacılar sadece bir çene kemiğinin yarısını buldular, bu nedenle bu canlının morfolojisinin bizimkine nasıl benzediği hakkında bilmediğimiz çok şey var.
Ayrıca, insanların sadece et ve kemikten ibaret olmadığını unutmamak gerekir; bazı akademisyenler, cinsimizin gerçek özelliğinin sanatsal ifade ve cenaze ritüelleri gibi davranışsal özelliklerde bulunduğuna inanıyor. Bu türün yaşı ve Australopithecus ile olan kalıcı benzerlikleri göz önüne alındığında, sembolik temsil, ateş kullanımı veya insanları tanımlayan diğer gelişmiş davranışlara sahip olması oldukça düşük bir ihtimal.
En eski adlandırılmış insan türü, ilk olarak yaklaşık 2,4 milyon yıl önce Doğu Afrika’da ortaya çıkan Homo habilis. 1960 yılında Tanzanya’da keşfedilen bu tür, beyin boyutunun büyümesi ve yetenekli bir alet yapımcısı olduğuna dair kanıtlar göstererek Australopithecus etiketini geride bırakmak için gereken birçok özelliği taşıyor.
Ancak, adı kelimenin tam anlamıyla “Becerikli Adam” anlamına gelen bu türü insan olarak kabul etmeye herkes hazır değil. Örneğin, Homo habilis’in uzun mesafeli yürüyüşe uyum sağlama eksikliği, maymun benzeri Australopithecus’lara oldukça benzer olduğunu belirtenler var.
Bahsedilen iki tür üzerindeki soru işaretleri hala devam ederken, tartışmasız en eski insan türü, yaklaşık iki milyon yıl önce Afrika’da ortaya çıkan ve daha sonra Çin ve Endonezya kadar geniş bir alana yayılan Homo erectus. Modern insanların karakteristik fiziksel oranlarını sergileyen ilk tür olan Homo erectus’un başarılı göçleri, onu dünyayı dolaşan cinsimizin bir üyesi olarak nitelendiriyor.
Homo erectus’un ateşi kullanmayı başardığı, yiyecek pişirdiği ve seleflerinden daha sofistike aletler geliştirdiğine dair kanıtlar da var. Tüm bu özellikler, antropologların bu türün gerçekten bir insan türü olduğu konusunda hiçbir şüphesi olmamasına neden oluyor, fakat bunun ilk olup olmadığı konusunda görüşler hala bölünmüş durumda.
IFL Science. 28 Haziran 2024.
You must be logged in to post a comment Login