İlk büyük yerleşimler tamamen eşitlikçiydi ve sosyal eşitlik binlerce kişiyi bu devasa tarihöncesi köylere çekmiş olabilir.
Yeni bir analize göre, sosyal eşitliğin en nihayetinde ortadan kalkması ve daha tabakalı bir toplumsal düzenin ortaya çıkması, bu eski metropollerin terk edilmesini tetiklemiş olabilir.
Günümüzde Ukrayna, Moldova ve Romanya’nın bulunduğu Pontus Bozkırı’nda yer alan Trypillia büyük yerleşimleri ilk olarak yaklaşık 6.200 yıl önce ortaya çıktı. Hızla büyüyen bu Neolitik yerleşimler, yaklaşık 320 hektarlık alanları kapsayacak şekilde genişledi ve Trypillia kültürünün en parlak döneminde her biri yaklaşık 15.000 kişiye ev sahipliği yaptı.
Bununla birlikte, dünyadaki en büyük tarihöncesi yerleşim yerleri haline gelmelerine rağmen, bu alanlar yaklaşık 5.600 yıl önce büyük ölçüde terk edilmişti.
Yeni çalışmanın yazarları, Trypillia merkezlerinin terk edilmeden önce nasıl ve neden bu kadar muhteşem bir şekilde geliştiğini belirlemek için, bu eski yerleşimlerdeki hane halkı eşitsizliğini değerlendirme aracı olarak Gini katsayılarını kullandılar.
(İlgili: İlk Büyük Yerleşmeler Etle Değil Bezelyeyle Besleniyordu)
Genellikle belirli bir toplumdaki gelir eşitsizliğini ölçmek için kullanılan Gini katsayısı, eşitsizliği tespit etmek için genel kabul gören bir araç. Burada araştırmacılar, 38 farklı Trypillia bölgesindeki yaklaşık 7.000 evin taban boyutlarındaki değişiklikleri analiz etmek için bu yöntemi kullandılar.
Araştırmanın yazarları, “Evlerin taban büyüklüklerindeki değişkenliğin hane zenginliğindeki farklılıkları yansıttığını varsayarsak, Trypillia topluluklarında sosyal eşitsizlikte en az MÖ 3.800’e kadar bir düşüş olduğunu görebiliriz.” diyor.
Araştırmacılar, ev büyüklükleri arasında farklılık olmamasına ek olarak, evlerin mimarisinin (kat planı ve inşaat), evlerin donanımının ve içlerinde tespit edilen ekonomik faaliyetlerin de yüksek derecede standartlaşma gösterdiğini belirtiyorlar.
Trypillia yerleşim alanlarının genel tasarımını inceleyen araştırmacılar, bu yerleşimlerin yuvarlak veya oval yerleşim planının, yapısal unsurlara ve altyapıya eşit erişim sağladığını söylüyor. Öte yandan kamusal alanlarda çok işlevli toplanma evlerinin bulunması, toplumun tamamının siyasi karar alma süreçlerine katılmış olabileceğini gösteriyor.
“Burada özetlenen gelişme, Trypillia topluluklarında hem eşitlikçi bir ideolojinin hem de toplumsal eşitsizliği önlemeye yönelik etkili mekanizmaların var olması gerektiğini öne sürüyor. Bu durum, çıkarların uzlaştırılmasına ve kolektif olarak oluşturulmuş olabilecek artı ürünün yeniden dağıtılmasına yönelik yerleşim içi mekanizmalara işaret ediyor.”
Bu yoruma dayanarak araştırmacılar, sosyal eşitliğin bir süre için çok sayıda insanı bu topluluklara çekmede belirleyici olabileceğini öne sürüyor. Bununla birlikte, yaklaşık MÖ 3800’den itibaren Trypillia yerleşimlerinin mekansal düzeni değişmeye başladı; bu muhtemelen eşitsizlikteki artışı ve sosyal hiyerarşinin gelişimini yansıtıyordu.
Ayrıca bu sıralarda, çevredeki kırsal kesimde daha küçük topluluklar ortaya çıktıkça Trypillia yerleşimlerinin boyutları küçülmeye başlıyordu. Araştırma yazarlarına göre bu durum, insanların eşitlikçi durumun kaybolmaya başlamasıyla birlikte büyük yerleşimleri terk etmeye karar verdiklerini gösteriyor olabilir.
Araştırmacılar, “Büyük Trypillia yerleşimlerinin yok olması ve çevre bölgelerde daha küçük toplulukların oluşması, tam da toplumsal eşitsizliğin yeniden artmaya başlamasıyla başlıyor.” diyor.
“Böylece, bir araya toplanmış Trypillia topluluklarının ve büyük yerleşimlerinin sonu, sosyal eşitleme ve siyasi katılım mekanizmalarının başarısız olmaya başladığı ve sosyal eşitsizliğin yeniden ortaya çıktığı zamana denk geldi.”
IFL Science. 27 Şubat 2024.
Makale: Hofmann R, Müller-Scheeßel N, Müller J. 2024. Trypillia mega-sites: a social levelling concept? Antiquity. 1-21.
You must be logged in to post a comment Login