Homo naledi’nin Ölülerini Gömdüğüne Dair Teori Çürüyor

Yeni araştırma, soyu tükenmiş bir insan akrabası olan Homo naledi’nin ölülerini gömdüğüne dair ortaya atılan iddiaları bir kez daha çürüttü.

Rising Star Mağarasında bulunan bir Homo naledi kafatası. C: Wits University/John Hawks

2023 yılında, Güney Afrika’daki Rising Star Mağara sisteminde çalışan arkeologlar, Homo naledi’nin 240.000 yıldan daha uzun bir süre önce ölülerini kasten gömdüğüne ve mezarlarını soyut işaretlerle süslediğine dair kanıtlar bulduklarını iddia etti.

Bu cesur bir iddiaydı çünkü bu tarihler, Homo sapiens’in ölülerini gömdüğüne dair bilinen en eski tarihlerden 100.000 yıldan daha eskiye dayanıyordu. Ayrıca, Homo naledi’nin beyni bir şempanzeninkinden büyük değildi.

Lee Berger liderliğindeki ekip, bu keşifle ilgili üç ön baskı makalesi yayımladıktan sonra büyük bir medya kampanyası başlattı ve bu kampanya, “UNKNOWN: Cave Of Bones” adlı profesyonel bir Netflix belgeseliyle doruğa ulaştı.

(İlgili: Homo naledi, Bizden Çok Önce Ölülerini Gömüyordu!)

Ancak, kısa sürede şüpheler ortaya çıktı. Makalelerinin bir hakem incelemesi, kanıtların “eksik ve yetersiz” olduğunu ve “sonuçlanmış bir bilimsel çalışma olarak değerlendirilmemesi gerektiğini” belirtti. Diğer araştırmacılar da güçlü eleştirilerde bulundu.

Yeni bir makalede, başka bir araştırma grubu, Berger’in vardığı sonuçların temelsiz olduğuna dair daha fazla kanıt sundu.

Bu kasıtlı gömme teorisi, Rising Star Mağara sistemi içinde Homo naledi iskeletlerinin bulunduğu yere odaklanıyor. Homo naledi kalıntıları, modern mağaracıların ulaşması yarım saatten fazla süren, zor erişilen bir noktanın arkasında, düzenli bir şekilde dizilmiş olarak bulundu. Dahası, 2023 makaleleri, cesetlerin sığ bir çukurda toprağa gömüldüğünü ve bir tür düzenli cenaze töreniyle gömüldüğünü savunuyordu.

Ancak yeni makale, durumun böyle olmadığını öne sürüyor. Araştırmacılar, orijinal yazarların kullandığı jeokimyasal ve sedimentolojik verileri yeniden analiz ederek, çevredeki tortuların cesetleri kasıtlı olarak gömmek için yerinden oynatıldığına dair hiçbir kanıt bulunmadığını belirtti.

Homo naledi cesetlerinin bu garip konuma nasıl geldiği hâlâ belirsizliğini koruyor. Diğerleri bunun yırtıcı hayvanların, su akıntılarının veya bir tavan çökmesinin işi olup olmadığını sorguluyor. Ancak, bu iddiaları destekleyecek kanıtlar da eksik.

Son makaledeki araştırmacılar, alternatif bir cevap sunmayı denemiyorlar, sadece Berger’in çalışmasındaki “yorumların, anlatıların ve verilerin birbiriyle uyumlu olmadığını” belirtiyorlar.

Bununla birlikte, bu olayın, gösterişli TV programlarıyla fikirlerin titiz bir şekilde hakem incelemesinden geçmeden önce abartılmasının tehlikelerini gösterdiğine inanıyorlar.

George Mason Üniversitesi Antropoloji Bölümü’nden yeni çalışmanın yazarı Profesör Kimberly Foecke, yaptığı açıklamada, “Bu çalışmanın, arkeolojik araştırmaların kamuoyunda ele alınmasında bir miktar şüphe uyandırmasını umuyorum” diyor.

“Çoğu zaman, karizmatik arkeologların geçmişe dair büyük iddialar sunduğu göz alıcı programlar görüyoruz, fakat kamuoyuyla iletişim kuran bilim insanlarını bilimin kendisine karşı sorumlu tutmalı ve alanımızın iyi işler yaptığından emin olmalıyız”


IFL Science. 8 Ağustos 2024.

Makale: Foecke, K. K., Queffelec, A., & Pickering, R. 2024. No Sedimentological Evidence for Deliberate Burial by Homo naledi–A Case Study Highlighting the Need for Best Practices in Geochemical Studies Within Archaeology and Paleoanthropology. PaleoAnthropology

Anadolu Üniversitesi Arkeoloji Bölümü mezunu. İstanbul Üniversitesi Prehistorya Bölümü Yüksek Lisans mezunu. Aynı üniversitede Doktora adayı. İletişim: ermanbu@gmail.com

You must be logged in to post a comment Login