Hint-Avrupa Dil Ailesinin Kökleri Rusya ve Ukrayna Steplerinde Olabilir

17. yüzyılın ortalarından beri araştırmacılar Hint-Avrupa dil ailesine ait dillerde belli kelimelerin birbirine benzer şekilde söylendiğini fark etti. Örneğin İngilizcede erkek kardeş için “brother” kullanılırken bu kelime Yunanca “phrater”, Sanskrit dilinde “bhrater”, Latince “frater” ve Eski İrlandaca “brathir” şeklindedir. Araştırmacılar bu dil ailesine mensup dillerin Ön Hint-Avrupa dili (ÖHA) adı verilen tek bir ortak dilden geldiğini düşünmektedir. Son 20 yıldır da bilim insanları hararetli bir şekilde ÖHA’nın nerede ve ne zaman ortaya çıktığını tartışmaktadır.


Ön Hint-Avrupa diline ait olduğu düşünülen seslerle oluşturulmuş kısa bir hikaye

Uzun zamandır beklenen iki yeni çalışma bu konunun aydınlatılmasında farklı yöntemler benimsedi. Bu araştırmacıların savunduğu hipotez, ÖHA’nın ilk defa Karadeniz’in kuzeyindeki steplerde yaşayan kır çobanları tarafından yaklaşık 6000 yıl önce konuşulduğu yönünde. Çalışmalardan biri, bu steplerde yaşayan çobanların genetik işaretlerini günümüz Avrupalılarına bıraktıklarının altını çiziyor.

Bu iki çalışmanın sonuçları antik DNA analizleriyle dilbilim çalışmalarına dayanırken, ÖHA’nın kökeniyle ilgili tartışmaların devam etmesi bekleniyor. Rusya ve Ukrayna steplerine karşı çıkan ve ÖHA’nın anavatanı olarak Anadolu’yu gösteren hipotez hala pek çok bilim insanı tarafından kabul görüyor. Arkeolog Colin Renfrew tarafından ortaya atılan bu hipoteze göre Ön Hint-Avrupa dili, anavatanı olan Anadolu’dan Avrupa’ya neolitik dönem çiftçilerinin göçleri sonucu günümüzden yaklaşık 9500 ilâ 8000 yıl önce yayılmaya başladı. Her ne kadar step hipotezi yeni çalışmalarla ciddi şekilde desteklense de, yeni çalışmalardan hiçbirine katılmamış, Barselona’da Pompeu Fabra Üniversitesi’nde genetikçi olan Charles Lalueza-Fox, “Anadolu hipotezinin çürütüldüğünü söyleyemem” diyor.

1980’lere kadar step hipotezi, Hint-Avrupa dilinin kökenini araştıran dilbilimci ve arkeologlar arasında oldukça popülerdi. 1987’de Cambridge Üniversitesi’nden arkeolog Colin Renfrew, ÖHA’nın kökeni olan Orta Doğu’daki Bereketli Hilal’den Avrupa ve Asya’ya tarımla birlikte yayıldığını ortaya attı. Ona göre zamanla bu diller yayılmaya ve bugün bildiğimiz pek çok Hint-Avrupa dilini oluşturacak şekilde çeşitlenmeye devam etti.

ön hint-avrupa ailesinin kökleri anadolu yerine rusya ve ukrayna steplerinde olabilir

Hint-Avrupa dil ailesinin kolları. Anatolian ve Tocharian sırasıyla Anadolu ve Çin’de yayılmış en erken örneklerdir.

Bu arada dilbilimciler modern dilleri ve antik yazılı kaynakları temel alarak ÖHA’yı yeniden oluşturdular. Dilbilimciler, Hint-Avrupa dillerinin 8000 yıl önce ayrılmaya başlamasının mümkün olamayacağını çünkü birbirlerine fazla benzediklerini iddia ederek Renfrew’ın Anadolu kökenli hipotezini reddettiler.

Fakat pek çok arkeolog, genetik ve arkeolojik çalışmaların aslında Orta Doğu’dan Avrupa’ya göç fikrini desteklediğini, bunun da ÖHA’nın Avrupa’ya geçişini ve dillerin çeşitlenmesini sağlamış olabileceğini belirtti. 2003’te Yeni Zelanda’daki Auckland Üniversitesi’nde evrimsel biyolog olan Russell Gray ve Quentin Atkinson, kelimelerin kökenlerine ulaşmak için evrimsel biyolojide kullanılan işlemsel yöntemleri kullanarak Anadolu hipotezinin doğru olduğu sonucuna vardılar. Fakat Gray’in ekibi 2012’de Science dergisinde oldukça ikna edici bir yayın yapmasına rağmen step hipotezini savunanlar ikna olmadı.

Step hipotezini savunanlar, antik dönem topluluklarının göçlerini genetik olarak takip etmeyi amaçlayan ve günümüzden 8000 ilâ 3000 yıl önce yaşamış olan 69 Avrupalıdan alınan antik DNA’yı inceleyen genetik araştırmayı destekliyor. Bu çalışma Boston’daki Harvard Tıp Okulu’ndan genetikçiler David Reich ve Iosif Lazaridis ile Avustralya’daki Adelaide Üniversitesi’nden genetikçi Wolfgang Haak’ın yönettiği ekip tarafından yapıldı. Ekibin DNA örnekleri arasında günümüzde Rusya’da bulunan Karadeniz’in kuzeyindeki Yamnaya kültürüne ait altısı erkek, ikisi kadın ve biri çocuk olmak üzere dokuz örnek bulunuyordu. Yaklaşık 6000 yıl önce başlayan bu kültürde yaşayan insanlar sığır ve başka hayvanları güdüyor ve ölülerini kurgan denen höyüklere gömüyorlardı. Ayrıca Yamnaya insanlarının ilk tekerlekli araçları yapmış olabilecekleri de öne sürülmüştür. Dilbilimcilerin çoğu ÖHA’nın tekerlek için kullandığı bir kelime olduğunu düşünmektedir. Ekip ayrıca Orta Avrupa’da bulunan ve farklı seramik tekniğiyle ve süt besiciliğiyle anılan İp Baskılı Seramik (Corded Ware) kültürüne ait dört iskeletten de DNA örnekleri aldı. Arkeologlar bu iki kültür arasında özellikle sığır gütmenin ikisi için de çok önemli olmasından dolayı benzerlikler olduğuna dikkat çekti.

ön hint-avrupa ailesinin kökleri anadolu yerine rusya ve ukrayna steplerinde olabilir

İp Baskılı Seramik (Corded Ware) ve Yamnaya kültürlerinin yayılma alanı.

Ekip bu DNA örneklerinde eski nüfus göçlerini işaret edecek kısımlara yoğunlaşarak her bireyin genomunda yaklaşık 400.000 DNA pozisyonu belirledi. Kullandıkları yeni teknikler sayesinde eski tekniklere kıyasla iki kat daha fazla Avrupalı ve Asyalı antik nükleer DNA’sı çalışabildiler.

Bu iki kültüre ait bireylerin DNA’ları karşılaştırıldığında İp Baskılı Seramik insanlarının atalarının dörtte üçünün Yamnaya kültürüne dayanıyor olabileceği ortaya çıktı. Bu da, Yamnaya insanlarının 4500 yıl önce anavatanları olan steplerden Orta Avrupa’ya göç etmiş olabileceğini ve bu göçle Hint-Avrupa dilinin eski bir çeşidinin Avrupa’ya yayılmış olabileceğini gösteriyor. Sonuç olarak, bu makale ilk kez birbirine bu kadar uzak iki materyal kültürü belirli genetik işaretlerle birbirine bağlarken, ekibin ileri sürdüğüne göre her iki kültürün de bir çeşit Hint-Avrupa dili konuştuğunu da ortaya koyuyor.

ön hint-avrupa ailesinin kökleri anadolu yerine rusya ve ukrayna steplerinde olabilir

İp Baskılı Seramik kültürüne ait seramik örnekleri

İp Baskılı Seramik kültürü daha sonra Kuzey ve Orta Avrupa’dan İskandinavya’ya kadar yayıldı. Bu nedenle de günümüz Avrupalılarının çoğu atalarını hem İp Baskılı Seramik kültürü insanlarına hem de daha önce yaşamış Yamnaya step kültürüne dayandırabilirler.

Reich’ın laboratuvarında çalışan fakat makalede yazar olmayan antik DNA uzmanı Pontus Skoglund sonuçların steplerden Avrupa’ya antik dönemde göç olduğuna dair kesin kanıt teşkil ettiğini belirtti. Skoglund makalenin, tarımın yayılmasının Avrupa’ya yapılmış tek büyük göç dalgası olmadığını göstererek step hipoteziyle Anadolu hipotezi için eşit şartlar sağladığını söylüyor.

ÖHA’nın kökenlerine ilişkin ikinci makale, ÖHA’nın ne zaman ortaya çıktığını anlamak için dilbilim verilerini kullanıyor. Berkeley’deki California Üniversitesi’nde dilbilimci olan Andrew Garrett ve Will Chang’ın ekibi, daha önce Gray tarafından ÖHA’nın kökenlerini oluşturmak için Hint-Avrupa dillerinin soy ağacını çıkarmak amacıyla kullanılan evrimsel yöntemlerle dil veri tabanını kullandılar. Ancak Garrett ve Chang’ın ekibi gerekli gördükleri durumlarda belli bir dilin başka bir dilin direkt atası olduğunu açıklayarak bu dili soy ağacına kesin olarak yerleştirdiler. Örneğin, Latincenin İspanyolca, Fransızca ve İtalyanca gibi Roman dillerinin direkt atası olduğunu varsayarken Veda Sanskrit’in de Hint yarımadasında konuşulan Hint-İran dillerinin direkt atası olduğunu farz ettiler.

ön hint-avrupa ailesinin kökleri anadolu yerine rusya ve ukrayna steplerinde olabilir

Hint-Avrupa dillerinin step teorisine göre yayılması

Bu kısıtlamalar Gary’nin ekibinin vardığı sonuçlardan farklı sonuçlar almalarını sağladı. Garrett, Chang, ve meslektaşları ÖHA’nın kökenlerinin yaklaşık 6000 yıl öncesine dayandığını buldular. Bu sonuçlar step hipoteziyle uyumluyken Anadolu hipotezine uygun değildi, çünkü tarımın Orta Doğu’dan yayılması 8000 yıl öncesine dayanıyordu. Garrett’ın ekibine göre orijinal ÖHA dilini konuşanlar 4500 yıl önce steplerden ayrılmaya başladıklarında dilleri de yayılarak çeşitlilik kazandı.

Ancak Anadolu hipotezini savunanların pek çoğu ikna olmamış durumda. Almanya Leipzig’deki Max Planck Evrimsel Antropoloji Enstitüsü’nden dilbilimci Paul Heggarty, Garrett’ın yöntemlerine dair şüphelerini dile getirerek, bir dilbilimcinin yazılı kaynaklardan bilinen Latincenin mi yoksa herhangi bir kaynakta yer almayan başka bir Latince lehçesinin mi daha sonra ortaya çıkan Roman dillerinin direkt atası olduğundan emin olamayacağını belirtiyor. Gerçek köken dillerdeki ufak değişikliklerin bile zaman tahminlerini çok değiştirebileceğinin altını çiziyor.

Hint-Avrupa dillerinin Anadolu hipotezine göre yayılması

Hint-Avrupa dillerinin Anadolu hipotezine göre yayılması

Reich’ın makalesi ile ilgili konuşmak gerekirse, pek çok arkeolog ve dilbilimci antik göçlerle ilgili verilerden övgüyle söz ediyor. Ama bu göçlerin dille teorik buldukları bağlantısını sorguluyorlar. Renfrew’a göre steplerden çıkış “Hint-Avrupa dilini Avrupa’ya ilk kez getiren tarımın yayılmasından 3000-4000 yıl sonra gerçekleşmiş ikinci bir göç dalgası olabilir.” Heggarty’e göre eğer durum böyleyse Yamnaya steplerine yaşayan insanlar ÖHA yerine bu dilden türemiş ve günümüz Baltık-Slav dil ailesine mensup Rusça ve Lehçe gibi dillerin atası olan bir Hint-Avrupa dili konuşuyor olmalıydılar. Heggarty ayrıca Reich makalesinde kullanılan kelimelerin yanıltıcı olduğunun da ekliyor.

Gerçekten de, makalenin Ek Bilgi kısmında Reich ve meslektaşları “en büyük soru olan Ön Hint-Avrupa dilinin anavatanının neresi olduğu sorusu bizim verilerimizle çözümlenememiştir,” demektedir. Makalede özellikle steplerin doğusundan alınacak antik DNA örneklerinin Hint-Avrupa dilleri tarihiyle genlerimizi birbirine bağlayarak bu soruyu cevaplayabileceği öne sürülmektedir.

news.sciencemag.org

Boğaziçi Üniversitesi Çeviribilim mezunu, Koç Üniversitesi Arkeoloji ve Sanat Tarihi'nde yüksek lisansını tamamladı. Şu anda yine bir yandan Koç Üniversitesi'nde doktora yaparken, bir yandan da aynı üniversitede asistanlık yapıyor. İletişim: aysel.arslan@yahoo.com

You must be logged in to post a comment Login