Bugün 1 Nisan, yani şaka günü. Bu özel günün ne zaman ve ne şekilde kutlanmaya başladığı hala gizemini korumakla birlikte olası birkaç teori var. Teorilerden biri de, 1564 yılında ilk “1 Nisan” şakalarının Fransa’da yapılmaya başlandığı. Teoriye göre bu yıl değiştirilen takvime göre, eski yılbaşı sayılan 1 Nisan’ın yerini 1 Ocak aldı. Nisan’ın ilk günü yeni yıl kutlamaya alışmış olan halk ve yeni takvim uygulamasını beğenmeyenler, çeşitli şakalar yapmaya başladılar. Fransızlar, bu şakalara Poisson D’avril (Nisan balığı) adını verdiler.
1 Nisan’da, basın tarafından arkeoloji alanında her sene ortaya atılan çeşitli arkeoloji yalanlarından en sükse yapanlarını derledik.
Ana akım medyaya nadiren düşen arkeoloji haberleri ve ana akım medyanın lokomotif haber başlıklarından “tecavüz” haberlerinin birleşimi ile ortaya çıkan bu hibrit haber, Türkiye’nin saygın diye söz edilen hemen hemen tüm medya sitelerinde kendine yer buldu. Haber kaynağı ise bizim çok yakından tanıdığımız Zaytung’un İngilizce versiyonlarından biri olan “worldnewsdailyreport” sitesi (Kötü bir mizah anlayışına sahipler). Ana akım medyanın güvenilirliği tüm dünyada olduğu gibi ülkemizde de su götürmez şekilde ortada, ancak bir mumyaya tecavüzün herhangi bir şekilde sorgulanmadan haber edilmesi, ülkenin mevcut hali ile paralel olsa gerek.
İhlas Haber Ajansı’nın servis ettiği ve yine birçok ana akım medyanın yayınladığı ilginç bir haberde, Muğla’dan bir emlakçının 500 trilyon dolarlık Truva hazinesini bulduğu iddia edildi.
Konu öylesine saçma ki; söylenecek bir şey, yapılacak yorum yok. Söz konusu haberin içinde 10,000 yıllık Truva hazinesi var, bu işi başbakan ve cumhurbaşkanı dışında kimsenin çözemeyeceği iddiaları var, illuminati var, hazineye yancı olmak isteyecek dış mihrak var, uzaylılar var, enerji saçan elementler var. Bir emlakçıya dayanan uydurma bir iddianın haber değeri taşıması ne kadar doğru tartışılır fakat, olayın ajanslar tarafından haberleştirilmesinin haber değeri olduğu kesin.
Avusturya’da üzerinde Sümer çivi yazıları yer alan 800 yıllık cep telefonu bulundu! Evet, yanlış okumadınız. Birkaç önde gelen gazetenin internet sitelerinde kaynak belirtmeksizin duyurduğu habere göre 800 yıllık cep telefonu bulundu. Olay bu kadarla da bitmiyor; telefonun uzaylılar tarafından getirildiği iddia ediliyor. Asparagas haberciliğin geldiği bu nokta, arkeoloji bilimini de kirletmeye ve bilimsellikten uzaklaştırmaya devam ediyor.
Yine gazetelerin dikkat çekmek adına attıkları ilginç başlıklardan birine kurban giden bu haberde, aslında sadece yaklaşık 2 metre boyundaki bir insan mezarından bahsediliyor. Fakat haber hit alması açısından “Dev mezarı bulundu” şeklinde veriliyor. Haberin detayında ise bulunan iskeletin boyu “dönem ortalamasının çok üstünde” olarak tanımlanıyor. İran’ın batısındaki Luristan bölgesinde, ilk tahminlere göre Sasani dönemine ait olduğu belirlenen “dev” iskeleti, dönemin ortalamasının üstünde olabilir fakat “dev” diye tanımlamak için bir hayli küçük.
Kamera ve benzeri kayıt cihazlarının olmadığı yıllarda yapılmış her anıtsal yapıyı uzaylılara yorma eğilimimiz var. Dahası, günlük hayatın rutininden sıkılmış çoğu insan, bu yapıtların uzaylılar tarafından yapıldığına inanmak istiyor. Dolayısıyla medya da bu durumu iyi kullanıyor ve her yıl onlarca hatta yüzlerce uzaylı haberi servis ediyor. Peru’daki Nazca Çizgileri’nin yapılması için kuşbakışı bakılması gerektiği, Mısır’daki piramitlerin yapımı için çok ileri bir teknoloji gerektiği gibi “delillere” dayandırılan haberler, maalesef ki beklediği ilgi hedefine her sene ulaşıyor. Oysaki hem Nazca Çizgileri’nin, hem de Mısır piramitlerinin adım adım nasıl yapıldığı bilimsel olarak biliniyor.
You must be logged in to post a comment Login