Gılgamış Tufan Tableti Nedir?

Gılgamış Tufan Tableti, bugün kutsal kitaplardan bildiğimiz Nuh’un Gemisi hikayesine son derecede benzeyen 2.600 yıllık bir metin.

Gılgamış tufan tableti, büyük bir tufanın öyküsünü anlatıyor. C: British Museum

Gılgamış Destanı’nın 11. tableti olarak da bilinen bu pişmiş kil tablet parçasında, Babil’i kasıp kavuran destansı bir tufanı anlatan çivi yazılı yazılar yer alıyor. Söz konusu eser, dünyanın en eski edebiyat eserlerinden biri olarak kabul ediliyor.

Tufan Tableti, Yukarı Mezopotamya’da (bugünkü Irak) eski bir Assur şehri olan Ninova’da (aynı zamanda Koyuncuk olarak da bilinir) bulundu.

Tablet, Assur kralı Asurbanipal tarafından inşa ettirilen Ninova kütüphanesinden gelen bini aşkın tabletten yalnızca biri. Onu eşsiz kılan özelliği ise hem din hem de edebiyat tarihi için önemli bir belge oluşu.

Gılgamış Destanı’nın tarihi MÖ 3. bin yıla kadar uzanıyor, fakat bu özel tablet MÖ 7. yüzyıla tarihleniyor.

Antik tablete kazınan destansı hikaye, Yaratılış Kitabında bulunan Nuh’un gemisiyle ilgili İncil’deki hikayeye büyük ölçüde benziyor. Tablette, tanrıların Dünya’yı yok etmek için nasıl bir tufan gönderdiği anlatılıyor.

(İlgili: Gılgamış Destanı’nı Telefonunuzdan Dinleyin)

Eseri kalıcı koleksiyonunun bir parçası olarak sayan British Museum’a göre, tanrılardan biri olan Ea, eski bir krallığın hükümdarı olan Utnapiştim’i plan konusunda uyarır ve ona kendisini, ailesini, kuşları ve her türden hayvanı kurtarmak için bir tekne inşa etmesi talimatını verir.

Utnapiştim buna itaat eder ve herkes gemiye binip kapı kapandığında yağmur yağar ve geri kalan tüm insanlık yok olur. Altı gün sonra sular çekilir ve gemi karaya oturur.

Tıpkı Yaratılış Kitabında olduğu gibi, gemidekiler suların karanın oluşmasına yetecek kadar çekilip çekilmediğini görmek için kuşları salıverirler. Metne göre daha sonra Utnapiştim Gılgamış’a yaşadığı deneyimi anlatır.

Serbest bırakılan ilk kuş “bir ileri bir geri uçar ama dinlenme yeri bulamaz”. Bir kırlangıç ​​da aynı şekilde geri döner ama en sonunda gönderilen bir kuzgun geri dönmez ve bu durum da suların çekildiğini gösterir. Bunun üzerine Utnapiştim ortaya çıkar ve kaçışına öfkelenen tanrılara kurban sunar, tanrılar Ea’nın ricası üzerine ona ilahi onurlar ve Fırat nehrinin ağzında bir mesken bahşederler.

Arkeologlar yaklaşık 15 x 13 santimetrelik bu tableti 1800’lerin sonlarında keşfettiler ama yazıtın ne anlama geldiğinden emin değillerdi. Smithsonian’a göre, eser müzeye teslim edildikten sonra George Smith adlı bir araştırmacı metni deşifre etti ve iddiaya göre “İki bin yılı aşkın bir süre sonra bunu okuyan ilk insanım” dedi.

Bu tablet, Nuh hikayesinin başka bir kültürden geldiğinin ilk kanıtı olsa da, arkeologlar daha sonra benzer tufan hikayelerini içeren çok daha eski çivi yazılı tabletler keşfettiler. Bu da hikayenin, günümüz kutsal kitaplarında yazılmasından çok önce dolaşımda olduğunu gösteriyor. Yani Gılgamış Destanı, Nuh’un gemisi hikâyesinin kaynağı olabilir.

Arkeofili editöryel servisi. İletişim: arkeofili@gmail.com

You must be logged in to post a comment Login