Yeni bir DNA modeli, insanların Avustralya’ya 65.000 yıl önce değil, muhtemelen 50.000 yıl önce ulaştığını öne sürüyor.
Yeni ve tartışmalı bir makaleye göre insanlar, daha önce öne sürüldüğü gibi 65.000 yıl önce değil, yaklaşık 50.000 yıl önce Avustralya’ya ulaştı.
Bu görüşün temel gerekçesi şu: Modern insanlar Neandertallerle yaklaşık 50.000 yıl önce çiftleşti ve bugün Yerli Avustralyalıların genetik yapısında az da olsa Neandertal DNA’sı bulunuyor. Bu nedenle, ilk Avustralyalılar ancak bu çiftleşmeden sonra kıtaya gelmiş olabilir.
Ancak diğer uzmanlar, genetik modellerin ortaya koyduğu tarihlerden çok daha önce insanların Avustralya kıtasında yaşadığını öne süren arkeolojik bulguların henüz göz ardı edilemeyeceğini söylüyor.
Archaeology in Oceania adlı akademik dergide yayımlanan araştırmada, La Trobe Üniversitesi’nden arkeolog Jim Allen ve Utah Üniversitesi’nden James O’Connell, yakın zaman önce yayımlanan Neandertal DNA verilerini kullanarak Avustralya’nın insanlar tarafından yaklaşık 50.000 yıl önce iskan edildiğini ileri sürüyor.
Allen ve O’Connell’ın teorisi, Neandertaller ve modern insanların Avrupa’da 50.500 ila 43.500 yıl önce uzun bir zaman aralığı boyunca çiftleştiğini ortaya koyan iki yeni DNA çalışmasına dayanıyor. Afrika dışındaki tüm insanların —Yerli Avustralyalılar dahil— en az yüzde 2 oranında Neandertal DNA’sı taşıdığı göz önüne alındığında, Avustralya’daki ilk Homo sapiens bireylerinin de Neandertal kökenli olması gerekiyor. Bu kökenin tarihi ise 50.000 yıldan daha eski olamaz.
(İlgili: İnsanların Avustralya’ya Yaptıkları İlk Göçün İpuçları Keşfediliyor)
Avustralya’daki en eski insanları inceleyen araştırmacılar, esas olarak Güneydoğu Asya ve Okyanusya’daki arkeolojik alanlara odaklanıyor. Bu bölgeler, modern Endonezya, Avustralya ve çeşitli adaları kapsayan ve Sahul paleokıtası olarak bilinen coğrafyada yer alıyor.
O’Connell, “Sahul’un ilk iskanı önemli, çünkü bu, Geç Pleistosen dönemine denk geliyor. Bu da anatomik olarak modern insanların Afrika dışına büyük yayılımının yaşandığı bir döneme rastlıyor” diyor.
Allen ve O’Connell’a göre, Sahul’daki insan varlığına dair arkeolojik kanıtlar, genetik bulgularla büyük ölçüde örtüşüyor. Tüm arkeolojik alanlar —bir tanesi hariç— 43.000 ile 54.000 yıl öncesine tarihleniyor; bu da insanların Avrasya’da Neandertallerle karşılaşıp çiftleştikten sonra doğuya doğru göç etmiş olabileceğini gösteriyor.
Arkeoloji ve Genetik Çatışması
Ancak Avustralya’nın Kuzey Bölgesi’nde yer alan Madjedbebe adlı alanda bulunan arkeolojik kanıtlar, bu bölgenin çok daha erken, en az 65.000 yıl önce iskan edildiğini gösteriyor.
Arkeologlar, Madjedbebe kaya sığınağında taş aletler ve aşı boyası gibi insan yapımı eserler buldu ve bu bulgularını 2017 yılında yayımladı. Ancak, kaya sığınağının zeminindeki bol miktardaki kum, nesnelerin zamanla aşağıya kaymasına neden olabiliyor. Bu da buluntuların olduğundan daha eski görünmesine yol açıyor.
Araştırma ekibi bu sorunu dengelemek için bazı önlemler almış ve 65.000 yıllık bir tarih belirlemiş olsa da, Madjedbebe’nin iskan zamanı hâlâ belirsizliğini koruyor. Çünkü bu yer, Avustralya’daki en eski arkeolojik alan konumunda ve büyük bir istisna oluşturuyor.
O’Connell, “Bu, verilerin yanlış olduğu anlamına gelmiyor” diyor. “Ancak veriler doğruysa, Madjedbebe’den yaşamış kişilerin modern Sahul popülasyonlarının önemli bir derecede atası olmadığı anlamına gelir.”
Ancak Allen ve O’Connell’ın kuramı, DNA modeli ve erken insan davranışlarına dair çeşitli varsayımlara dayandığı için, bazı uzmanlar bunun problemli olduğunu söylüyor. Aynı dergide yayımlanan bir yorum yazısında Batı Avustralya Üniversitesi’nden arkeolog Peter Veth, “Arkeolojik ve moleküler tarihlendirme hâlâ gelişimin erken aşamasında” diyerek şöyle soruyor: “Bu moleküler saatlerin altında yatan mevcut varsayımlara dayanarak Avustralya’daki arkeolojik kanıtları değerlendirebilir miyiz?”
Avustralya’daki Griffith Üniversitesi’nden arkeolog Adam Brumm, Endonezya’nın Sulawesi Adası gibi Güneydoğu Asya’daki arkeolojik alanların en az 51.200 yıl öncesine tarihlenen erken dönem kaya sanatı örnekleri sunduğunu belirtiyor.
Brumm, “Kaya sanatına dair elimizde yalnızca en erken tarihler var. Dolayısıyla Sulawesi’deki bu en eski sanat eserlerini üretenlerin, 65.000 yıl önce Sahul’u kolonileştiren daha geniş bir kültürel grubun parçası olma ihtimali oldukça yüksek” diyor.
O’Connell ve Allen ise bu tür sanat eserleri, denizcilik faaliyetleri ve karmaşık araç gereçlerin ortaya çıkışını, yaklaşık 50.000 yıl önce yaşanan ve “Paleolitik Devrim” olarak bilinen davranışsal değişimle ilişkilendiriyor. Yazılarında, bu erken Homo sapiens gruplarının, bu kısa zaman diliminde arkaik homininleri yerlerinden ettiğini ve Avrupa ile Asya’da farklı çevrelere yerleşmeye başladığını savunuyorlar.
Ancak arkeoloji uzmanları Huw Groucutt ve Eleanor Scerri, bu davranışsal devrim fikrine karşı çıkıyor. “Afrika’daki onlarca yıllık araştırmalar, karmaşık davranışların bu sözde devrimden binlerce yıl önce de var olduğunu ve bu gelişmelerin kademeli ve parçalı şekilde yaşandığını açıkça ortaya koyuyor” diye yazıyorlar.
Groucutt ve Scerri, hem genetik hem de arkeolojik verilerin şu an çelişkili olduğunu ve her iki tarafın da ciddi boşluklar içerdiğini belirtiyor: “Bu yüzden, Sahul’un ilk iskanının 50.000 yıl öncesi mi yoksa sonrası mı olduğuna dair güçlü bir kanıt henüz yok.”
Ancak Brumm, “Her ne kadar mevcut arkeolojik kanıtlar Allen ve O’Connell’ın tezini doğrudan çürütmese de, bu kanıtların gelecekte ortaya çıkacağını ve Sahul’un eski tarihi hakkındaki bilgilerimizi kökten değiştireceğini düşünüyorum” diyor.
Live Science. 3 Temmuz 2025.
Makale: Jim Allen & James F. O’Connell. 2025. Recent DNA Studies Question a 65 kya Arrival of Humans in Sahul. Archaeology in Oceania.
You must be logged in to post a comment Login