İstanbul’un Fatih İlçesi’nde, Bizans dönemine ait harap haldeki Bukoleon Sarayı’nda başlayan çalışmalar sayesinde yapının önemli unsurları gün yüzüne çıkıyor. Yapı, açık hava müzesi olacak.
Konstantinopolis’te Büyük İmparatorluk Sarayı kompleksi içinde yer alan bir sahil sarayı olan Bukoleon, demiryolu, yapılaşma ve kısmen sahil yolu çalışmaları nedeniyle oldukça tahrip olmuş durumda. 2016 yılında Arkeofili olarak gündeme taşıdığımız harap haldeki yapı yıllardır ilgi bekliyor.
Doğrudan Marmara deniz surları üzerinde inşa edilmiş olan sarayın, merdivenlerle inilen bir limanı bulunmaktaydı. Bu liman tamamen imparatorların kullanımı için ayrılmıştı. Şimdilerde ise bakımsızlıktan harabe haline dönen saray, acil bakıma muhtaç.
Şimdi ise İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB) himayesinde 1600 yıllık sarayda çalışmalar başladı ve yapının kurtarılması için kazılar sürüyor. Kazı ve restorasyon çalışmalarından sonra, Bukoleon Sarayı açık hava müzesi olarak ziyarete açılacak.
İBB Genel Sekrt. Yardımcısı Mahir Polat, toprağa gömülmüş 1600 yıllık sarayı kurtardıklarını açıkladı. Bukoleon Sarayı kazısında anıtsal girişin sütunlarının üst noktasının açığa çıktığını belirten Polat, Burada 4-5 m toprağın altında yapının zemininin bulunduğunu söylüyor.
İBB Kültür Varlıkları Daire Başkanı Oktay Özel ise, “1600 yıllık İstanbullu Bukoleon Sarayı’nda kazıya devam ediyoruz. Sarayın batısında, İmparator iskelesine inen büyük rampa/merdiven ortaya çıkmaya başladı. Heyecanımız çok yüksek.” diyor.
Koruma Kurulu’na sunulan Restorasyon Projesi Raporu kapsamında yapılması önerilen çalışmalar şu şekilde:
Malzeme ve Yüzey Kayıplarının Önlenmesi için de;
Bukoleon Sarayı
Marmara Denizi kıyısında bugünkü Cankurtaran ile Kumkapı arasındaki Çatladıkapı mevkiinde, Küçük Ayasofya’nın hemen doğusunda bulunan ve bugüne yalnızca kalıntıları kalmış olan Bizans sahil sarayı. Hıristiyanlık öncesi dönemlerden geldiği sanılan ismine bakılırsa, tarihinin çok eskilere gittiği düşünülmekle beraber Bukoleon Sarayı İmparator 2. Theodosius (408-450) tarafından yaptırılmıştı. Bilinen ve hala görülebilen kısımları ise büyük olasılıkla Theophilos zamanında (829-842) eklenmişti.
Faros denilen fener burcu ile imparatorluk iskelesi olarak kullanılan burun arasında, surların üzerinde uzanan Bukoleon Sarayı’nın temelinde İlk Çağ’dan kalma mermer bloklar kullanılmış. Sur duvarlarının arasında görülebilen yaklaşık 300 metre uzunluğundaki ön cephe, başlıca iki bölümden oluşmakta. Öndeki küçük limanla sarayı birbirine bağlayan ve güney-kuzey doğrultusundaki kısa bir duvarın içinden geçen anıtsal bir merdiven, bu iki parçayı birbirinden ayırıyor. Sarayın batı parçası 1980’lerdeki demiryolu yapımı yüzünde tahrip olmuş. Bu bölümün her iki yanında oturan aslan heykelleri ile süslü bir cumba bulunuyor. Sarayın doğu yakası ise hala ayakta. Faros yakasındaki mekanlar, zengin bezemelere sahip sütunlarla süslenmiş. Bunlara ait paye gövdelerinden birkaçı İstanbul Arkeoloji Müzeleri’nde sergileniyor.
You must be logged in to post a comment Login