Eşcinsel çiftlerin daha az çocuğu olduğundan dolayı insanlarda eşcinsel ilişkilerin yüksek sıklığı, evrimsel açıdan kafa karıştırıcı nitelik taşıyor.
Belki bu tür ilişkilerin bir gruba sağladığı sosyal avantajlar vardır ya da belki de “eşcinsellik genleri” başka nedenlerle seçiliyordur.
Bir grup araştırmacı, 250’den fazla memeli türünde eşcinsel davranış ve sosyal ilişkileri inceledi ve Nature Communications dergisinde yakın zaman önce yayımlanan bir makalede, bunun bağımsız olarak çok kez ortaya çıktığı ve diğer sosyal davranış türleriyle ilişkili olduğu sonucuna varıldı.
Darwin’in Paradoksu
Araştırma, insanlarda erkek eşcinselliğinin temelinin en azından bir ölçüde genetik olduğunu gösterdi. Kadın eşcinsel davranışının genetik temeline ilişkin herhangi bir çalışma bilinmiyor.
O halde, erkek-erkek cinsel davranışlar neden bu kadar yaygın? Eşcinsel çiftlerin daha az sayıda çocuğu olduğu için bu gen varyantlarının nadiren aktarılacağı ve sıklıklarının zamanla azalacağı düşünülebilir.
Genetik uzmanları, sosyologlar ve psikologlar bu bilmeceye dair olası pek çok açıklama geliştiriyorlar.
(İlgili: Eşcinsel Davranış Makaklarda Yaygın ve Kalıtsal)
Bunlardan bir tanesi, bu eşcinsellik genlerinin aslında “erkek sevme geni” olduğu yönünde. Bu durumda, eşcinsel erkeklerin daha az sayıda çocukları olmasına rağmen, bu gen varyantlarını taşıyan kadın akrabaları daha erken cinsel birliktelik gerçekleştirmeye ve daha fazla çocuk sahibi olmaya daha yatkın olabilir, bu da açığı kapatabilir.
Yeni makalede atıfta bulunulan diğer hipotezler, eşcinsel davranışın insan grupları için faydalı etkileri olduğunu öne sürüyor. Fikirlerden biri, eşcinsel ilişkilerin grup içerisindeki bağların ve sosyal birliğin kurulması ile sürdürülmesi açısından önemli olduğunu savunuyor. Bu fikir, eşcinsel davranışın sosyal türlerde, sosyal olmayan türlere göre daha yaygın olması gerektiğini öngörüyor.
Alternatif olarak eşcinsel davranış, aynı cinsiyetteki bireyler arasındaki anlaşmazlıkların azalmasına yardımcı olabilir ve sosyal hiyerarşilerin kurulmasına katkıda bulunabilir. Eğer durum böyleyse, bireyler arasında saldırganlık ve öldürme davranışının da yaygın olduğu türlerde eşcinsel davranışın daha yaygın olması beklenebilir.
Eşcinsel İlişkilere Dair Büyük Resim
İnsanlar, yüksek sıklıkta eşcinsel ilişki yaşayan tek memeli olma özelliğini taşımıyor. 261 (5.747 üzerinden) memeli türünde eşcinsel davranışlara (kur yapma, genital temas ve çiftleşme, çift bağı) ilişkin raporlar bulunuyor.
Çoğunlukla bu davranış sık ve net bir şekilde görülüyor, vahşi doğada meydana geliyor ve türlerin yarısında her iki cinsiyet tarafından da sergileniyor. Oldukça yaygın şekilde bulunuyor. Bu türler, tüm memeli familyalarının yaklaşık yarısını temsil ediyor.
Primatlarda ise güçlü bir şekilde temsil ediliyor. Lemurlardan büyük maymunlara kadar 51 tane tür, eşcinsel davranış sergiliyor.
Diğer birçok hayvan üzerinde yapılan ve kuşlarda, sürüngenlerde kurbağalarda ve balıklarda ve birçok omurgasızda eşcinsel davranışı ortaya çıkaran çalışmalarla daha da geniş bir tablo ortaya çıkıyor.
Eşcinsel ilişkiler üzerine yapılan çalışmaların çoğu belirli bir türe odaklanıyor ve bu durum, birbiriyle yarışan hipotezlerin test edilmesini zorlaştırıyor.
Yeni araştırma, geniş bir memeli yelpazesinde eşcinsel ilişkileri araştırıyor. Bu davranışın tüm memelilerin atalarından miras olarak mı kaldığı, yoksa farklı sosyal sistemlerin kurulmasına bir tepki olarak bağımsız şekilde mi evrimleştiği sorgulanıyor.
Eşcinsel Davranış Çok Kez ve Oldukça Yakın Zamanda Evrimleşti
Memelilerin ortak atasının, eşcinsel ve heteroseksüel ilişkilerin bir karışımı olarak ortaya çıkan, fark gözetmeyen cinsel davranışlara düşkün olduğu öne sürülüyordu. Yeni çalışma, bu fikirle çelişiyor.
Memelilerin birbirleriyle olan ilişkilerini gösteren -DNA sekans karşılaştırmalarıyla doğrulanan- bir ağaç kullanılarak, eşcinsel cinsel davranış kalıpları, türler arasındaki ilişkilerle eşleştirildi. Eşcinsel davranışın tüm memeliler üzerindeki dağılımı, araştırmacıların tüm memelilerin ortak atasında bulunması durumunda bekleyeceği kalıba uymuyordu ve bazı soylarda korunmuş, bazılarında ise korunmamıştı.
Kanıtlara dair daha iyi bir açıklama, eşcinsel davranışın genel olarak memeli atalarında nadir olarak bulunduğu, ancak birçok farklı familyada bağımsız olarak çok kez evrimleşmiş olduğu şeklinde yapılabilir. Eşcinsel davranış sergileyen türler, bu davranışı göstermeyen türlere göre çok daha yakın zamanda ortak atalara sahipti. Bu, memeli evrimi sırasında eşcinsel davranışın birçok kez ve çok yakın zamanda kazanılıp kaybedildiğini gösteriyor.
Farklı soylar, eşcinsel davranışın evrimleştiği birbirinden farklı zamanlara işaret ediyor. Bu durum, Eski Dünya maymunlarında (günümüzde Afrika ve Asya’da bulunuyor) daha sık bulunuyordu ve büyük maymunların evrimi sırasında yeniden artışa geçti.
Eşcinsel Davranış ve Sosyal Organizasyon
Daha sonra araştırmacılar, eşcinsel davranışın farklı memeli türlerinde farklı sosyal organizasyon ölçütleriyle ilişkisini inceledi. Aynı türün üyeleri arasındaki sosyallik (hayvanların birlikte nasıl yaşadığı) ve saldırganlık hakkında bilgi toplayıp bir araya getirdiler ve erkek veya dişi eşcinsel davranışlarıyla korelasyonları test ettiler.
Çalışmada, hem erkek hem de dişi eşcinsel davranışın daha sosyal türlerde daha yaygın olduğu bulundu. Bu durum, sosyal türlerde eşcinsel davranışın seçildiğini gösteriyor.
Erkek (kadın değil) eşcinsel davranış sıklığı, aynı cinsiyetten hayvanların birbirlerine saldırma ve birbirlerini öldürme sıklığıyla da ilişkiliydi. Bu, eşcinselliğin memelilerde erkek-erkek saldırganlığını azaltmak için evrimleştiği hipotezini destekliyor.
Araştırmacılar bu çalışmadan, hem erkeklerde hem de dişilerde eşcinsel davranışın, türler yalnız yaşamaktan sosyalliğe geçtikçe evrimleştiği sonucuna varıyor. Bu davranış, sosyal ilişkiler ve birliktelikler kurmaya ve bunları sürdürmeye, anlaşmazlıkları çözmeye ve saldırganlıktan kaçınmaya yardımcı olabilir.
Kuyruksuz maymun ve maymun türlerinde eşcinsel davranışın yüksek sıklığı, bunun sosyal primat atasında var olduğunu ve insanlar da dahil olmak üzere günümüzdeki sosyal türlerde de var olmaya devam ettiğini gösteriyor.
Herkes Haklı Olabilir
Eşcinselliğin insanlar ve diğer büyük maymunlar gibi sosyal türlere seçici avantajlar sağladığını ispatlamak, diğer açıklamaları dışlamıyor.
Örneğin, “erkek sevme” veya “kadın sevme” gen varyantlarını miras olarak taşıyan diğer cinsiyete hâlâ doğurganlık avantajları sağlanıyor olabilir. Bu faydalar farklı memeli soylarında kesinlikle aynı şekilde olmak zorunda değil ve henüz araştırılmamış olanları da içeriyor olabilir.
Her durumda, memelilerde eşcinsel davranışın yaygınlığı ve sıklığı, eşcinselliğin insanlarda veya başka herhangi bir türde sapkın ya da uyumsuz olarak düşünülemeyeceği anlamına geliyor. Bu davranış, farklı ve örtüşen sosyal faydalar ve doğurganlık faydaları sağladığı için seçiliyordu.
The Conversation. Jenny Graves. 12 Ekim 2023.
Makale: Gómez, J.M., Gónzalez-Megías, A. & Verdú, M. (2023). The evolution of same-sex sexual behaviour in mammals. Nat Commun 14, 5719.
You must be logged in to post a comment Login