Antik Yunanistan’ın başyapıtı olan Parthenon Tapınağı, tarih boyunca sanatçılar, tarihçiler ve seyahat tutkunları için büyük bir ilham kaynağı oldu. Bu efsanevi tapınağın sadece mimari yapısı değil, aynı zamanda mermerin adeta hayat verilmiş gibi işlendiği frizleri ve heykelleri de benzersiz bir öneme sahip.
Tanrıça Athena’ya adanan Parthenon, Atina Akropolü’ndeki iddialı bir inşaat programının merkeziydi. Yaklaşık olarak MÖ 447-438 yılları arasında inşa edilen tapınağın büyük boyutu ve bol miktarda beyaz mermer kullanımı, şehrin gücünü ve zenginliğini göstermeyi amaçlıyordu.
Tapınağın iç odasının dış duvarı etrafında, kesintisiz bir çizgi üzerinde uzanan Parthenon frizi, 1 metre yükseklikte ve 160 metre uzunluğundaydı. Tapınağın dört tarafında, en dış sütunlarını süsleyen bir dizi rölyef (metop) vardı. Binayı süsleyen tüm heykeller gibi, metoplar da parlak renklerle boyanmıştı. Alınlıklar ve metoplar Yunan mitinden sahneler gösterirken, friz Panathenaia Şenlikleri ve Atina halkını temsil ediyordu.
19. yüzyılın başlarında, Lord Elgin bu eserlerin bir kısmını alarak İngiltere’ye götürdü. Bir zamanlar bu muazzam tapınağın dışını süsleyen heykeltıraşlık eserleri, günümüzde “Elgin Mermerleri” adı altında British Museum koleksiyonunun önemli bir parçasını oluşturuyor.
Bugün frizin günümüze ulaşmış 80 metresi British Museum koleksiyonundayken, 50 metresi Atina’daki Akropolis Müzesi’nde, bir blok Louvre’da ve diğer parçalar da çeşitli müzelere dağılmış durumda.
You must be logged in to post a comment Login