Hindistan’ın Bihar eyaletinde yer alan Nalanda Mahavihara Arkeolojik Alanı, antik dünyanın en büyük üniversitelerinden biri ve önemli bir Budist akademi merkezi olarak tanınıyor.
MS 5. yüzyıldan MS 13. yüzyıla kadar Hint Alt Kıtası’ndaki en eski, zamanının en büyük ve en uzun süre hizmet veren manastır ve eğitim kuruluşlarından biri. Aynı zamanda, dünyanın ilk yatılı üniversitesi olarak kabul ediliyor
23 hektarlık bir alana yayılan Nalanda Mahavihara Arkeolojik Alanı içerisindeki en eski kalıntılar MÖ 3. yüzyıla kadar uzanıyor. MS 685 ile 762 yılları arasındaki bir zamanda burayı ziyaret eden Çinli bilim insanı ve gezgin Xuan Zang’a göre, burada teoloji, astronomi, metafizik, tıp ve felsefe okuyan yaklaşık 10.000 keşiş ve öğrenci yaşıyordu.
Stupaları, mabetleri, viharaları (konut ve eğitim binaları) ve sıva, taş ve metal ile yapılmış önemli sanat eserlerini içeren ve kesintisiz 800 yıllık bir süre boyunca bilginin organize ve düzenli olarak aktarılmasını sağlayan Nalanda, zamanının en önemli öğrenim yerlerinden biriydi. Bazıları Tibet, Çin, Kore ve Orta Asya’dan gelenler olmak üzere, yakın ve uzak bölgelerden gelen akademisyen ve öğrencileri kendine çekmişti.
Nalanda’nın geliştiği yedi yüzyılı aşkın süre boyunca dünyada bir benzeri daha yoktu. Oxford Üniversitesi kurulmadan 500 yıl önce, Hindistan’ın Nalanda Üniversitesi dokuz milyon kitaba ev sahipliği yapıyor ve dünyanın dört bir yanından 10.000 öğrenciyi kendine çekiyordu.
Ancak Nalanda’nın belki de en derin ve kalıcı mirası matematik ve astronomi alanındaki başarılarıydı. Hint matematiğinin babası olarak kabul edilen Aryabhata’nın MS 6. yüzyılda üniversiteye başkanlık ettiği tahmin ediliyor. Sıfırı bir rakam olarak atayan ilk kişi olduğuna inanılan Aryabhata, aynı zamanda kare ve kübik köklerin çıkarılmasında ve trigonometrik fonksiyonların küresel geometriye uygulanmasında öncü çalışmalar yapmıştı. Bu çalışmalar güney Hindistan’da ve Arap Yarımadası’nda matematik ve astronominin gelişimini derinden etkileyecekti.
Üniversite en iyi akademisyen ve profesörlerinden bazılarını Budist öğretileri ve felsefesini yaymak için düzenli olarak Çin, Kore, Japonya, Endonezya ve Sri Lanka gibi yerlere gönderiyordu. Bu eski kültürel değişim programı Budizm’in Asya’da yayılmasına ve şekillenmesine yardımcı oldu.
12. yüzyılın sonlarına gelindiğinde ise, Kuzey-Afganistan’daki Germsir’in yerlisi olan Halaç Türkleri‘ne mensup Bahtiyar Halacî liderliğindeki birlik tarafından yakılarak tahrip edildi. Kompleksteki üç kütüphane binasındaki dokuz milyon el yazması, dünyanın en zengin Budist arşiviydi. Bu el yazmalarından sadece çok az bir kısmı kaçan keşişler tarafından yangından kurtarılabildi. Günümüzde ABD’deki Los Angeles County Sanat Müzesi’nde ve Tibet’teki Yarlung Müzesi’nde bulunuyorlar.
Bu eski eğitim merkezinin iyi korunmuş kalıntıları, 2016 yılında UNESCO tarafından bir Dünya Mirası olarak ilan edildi. Bugün, kazılan 23 hektarlık alan muhtemelen orijinal kampüsün sadece bir kısmını oluşturuyor. Bu alanın tamamını kapsayan arkeolojik kalıntılar ise Hindistan Arkeoloji Araştırmaları Kurumu (ASI) tarafından korunuyor.
You must be logged in to post a comment Login