Dünyanın En Eski Yazılı Şarkısı Euripides Tarafından Bestelendi

4515 yılında olduğumuzu hayal edin ve gelecekteki insanların tarihten kalma müzikal kalıntıları keşfetmeye başladıklarını düşünün. Şimdi, bu senaryoya müzik alimi Armand D’Angour’un söz ettiği detayları da ekleyelim: “Beatles şarkılarından geriye yalnızca birkaç parça şarkı sözü, Mozart ve Verdi’nin operalarından geriye müziksiz birkaç kelime kalmış.” Böyle bir durumda, bu kalıntılardan ritimleri ve melodileri geri getirebilmek mümkün olabilir miydi? Böyle bir durumda bu müzikler tarihin derinliklerinde sonsuza dek kaybolmuş olmaz mıydı?

D’Angour, buna gerek olmadığını söylüyor: “Müziği yeniden oluşturabilir, çalmak için kullanılan müzik aletlerini yeniden keşfedebilir ve sözleri doğru ayarlarında tekrar duyma şansı elde edebiliriz.” Antik tarihin kesin olmayan ve spekülatif doğası göz önüne alındığında, yeniden oluşturulmuş bir Beatles şarkısının orijinaliyle hiçbir alakası olmayabilir, ancak günümüzde bilim adamları Antik Yunan trajedilerinin müziklerini birkaç parça metine dayanarak geri kazanmaya başladılar. Elbette, gelecekteki tarihçiler de “Imagine” şarkısını geri getirmeyi başarabilirler.

Don Giovanni’yi yeniden oluşturmak biraz daha zor olabilir, ancak D’Angour gibi akademisyenlerin çalıştıkları eserler genellikle bu zorlukta: “Sappho’nun aşk şiirleri gibi, Homeros’un destanları ve Euripides ve Sofokles’in trajedileri de orijinalinde müzik eserleri. MÖ. 400 ve 750 yılları arasına tarihlendirilen bu eserlerin tümü, lir, kamış-borular ve vurmalı çalgılar ile söylenmek üzere bestelenmişti.” Diyor D’Angour.

D’Angour, kendisi gibi müzik alimlerinin tarihten kalan müzikal kalıntılarındaki “uzun ve kısa hece kalıplarını”, müzikal ritimleri belirlemek, Antik Yunan’daki vokal notaları açığa çıkarmak ve akort yoluyla antik melodileri yeniden oluşturmak için kullandıklarını ifade ediyor.

euripides

Günümüzde varlığını sürdüren en eski müzikal belge, 5. yüzyılın trajedi yazarı Euripides’in “Orestes” oyununda yer alan müziğe ait birkaç ölçü çizgisini içeriyor. Uzmanların tahminlerine göre, “Yenilikçi bir besteci olarak biraz olumsuz bir ün salmış olan Euripides, Yunan halk müziğinin köklü kurallarını ihlal etmişti.”

Fotoğrafta yer alan papirüs parçasında, Mısır’da MÖ. 200 yılları civarında yazılmış olan ve “stasimon”un (koro şarkısının) ilk kelimesinden sonra gelen “Katolophyromai” denilen müzikal kısım görülüyor. Kelimelerin yukarısında, uzmanların müziği yeniden inşa edebilmek için kullandıkları vokal ve enstrümental notalar görülüyor. Buradaki sözler, Orestes’in annesini öldürdükten sonraki suçluluk hissini tarif ediyor:

“Ağlıyorum, ağlıyorum, annenin kanı seni delirten, fanilerin büyük mutluluğu hiçbir zaman kalıcı değil, ancak bir tanrının sarstığı ve denizin açgözlü ve ölümcül dalgaları içinde korkunç felaketlere sürüklediği bir geminin yolculuğu gibi…” (Bu Türkçe çeviri, Baring the Aegis sitesinin çevirisine dayanmaktadır.)

Euripides’in deneyselciliği göz önüne alındığında, bu yeniden oluşturulmuş şarkının Antik Yunan müziğinin genelini temsil etmesi beklenemez. D’Angour, “Ancak, Euripides’in farklı bir prensibi benimsediğini görebiliriz” diyor: “Kelimeleri duygusal anlamlarına göre alçalan ve yükselen ritimlere ayarlaması.” D’Angour’un belirttiği gibi, “Bu şarkı, Antik Yunan’da bir nevi film müziği gibiydi ve tarihçi Plutrach’ın anlattığı bir hikayeye göre açıkçası çok olumlu tepkiler almıştı. Hikayeye göre binlerce Atinalı asker, Syracuse’te esir düşmüştü ve Euripides’in son şarkılarını söyleyebilen çok az kişi karşılığında yemek ve içecek kazanıyordu.”

openculture

Marmara Üniversitesi Sosyoloji bölümünden mezun. Şu anda uluslararası bir oyun şirketinde lokalizasyon uzmanı olarak çalışıyor. Bir arkeoloji gönüllüsü ve bu alanda yeni şeyler öğrenmeyi çok seviyor. Bilgisayar oyunlarını ve mitolojiyi çok seviyor.

You must be logged in to post a comment Login