Altay Dağları’nda yerel bir yönetici ve karısı mumyalanarak, dokuz at, Pazırık Halısı, at arabası ve diğer birçok şeyle birlikte büyük bir kurgana gömülmüştü.
Gömme işlemleri sırasında kenevir yakıldığı belirlenen mezardaki çift, Pazırık Kültürü’nden yerel bir yönetici ile onun eşi ya da sevgilisi olarak değerlendiriliyor. Mezarın içindeki ölü hediyelerinin çoğu, binlerce yıl önce soyuldu, ancak şu anda dünyanın bilinen en eski halıları olarak nitelendirilen iki halı günümüze kadar ulaştı. Bu halılar, Sibirya’daki Pazırık döneminde yaşama dair dikkate değer bilgiler içeriyor.
42 metre çapındaki kurganın içinde ahşap mezar odası kütüklerle kaplıydı. Karaçamdan yapılmış tabutta, üzerinde ilginç dövmeler olan iki beden bulunuyordu. Çiftin kalıntıları, Bolşevik Ulagan Nehri vadisinde binlerce yıldır buzun içine kaldığı için günümüze kadar korunarak ulaşabildi. Şimdi ise St. Petersburg’taki Ermitaj Müzesi’nde tutuluyor.
Mezar odasını koruması için mezara, zürafa, aslan/kaplan, antilop ve geyik figürleriyle süslenmiş koşum takımlarıyla birlikte dokuz tane hadım edilmiş at yerleştirilmişti. Mezarda bulunan bir diğer önemli buluntu ise, muhtemelen ölü gömme ritüelinde kullanılmış büyük tekerleklere sahip ahşap bir at arabası.
Şimdi ise daha fazla bilgi edinebilmek için, 1949 yılında Altay Dağları’ndaki mezardan çıkartılan iki mumyanın gizemlerini öğrenmek için yeni teknolojilerden faydalanılıyor.
Öldüğünde 55-60 yaşlarında ve kıvırcık saçlı olan erkeğin ve ondan 10 yaş daha genç olan kadının bedeni, tomografi görüntüleri oluşturabilmek üzere tarandı. Multidisipliner analizler, radyologlar, biyolojik antropologlar, arkeologlar ve diğer bilim insanlarının da dahil olduğu bir ekip tarafından yürütülecek ve daha sonra sonuçlar açıklanacak. Araştırmanın amacı, çiftin ölüm nedenini belirlemek, yaşarken nasıl göründüklerini öğrenerek yeniden oluşturmak ve mumyalama tekniklerini daha ayrıntılı olarak incelemek.
Kazıları yürüten arkeolog Sergey Rudenko, keşiften sonra şöyle yazmıştı: “Hem erkek, hem de kadın Beyaz Irk’tan.”
“Saçları yumuşaktı. Adamınki kıvırcık ve koyuydu. Kadınınki ise koyu kahverengiydi. Yüzleri uzun ve inceydi ve adamın keskin, çıkıntılı bir burnu vardı. Adamın kafasının arka kısmı hariç saçları kazınmıştı. Kadının da saçları tepesindeki bir bölüm hariç kazınmıştı. İki beden de aynı yöntem kullanılarak mumyalanmıştı. Kafataslarında birer delik açılarak beyinleri çıkartılmıştı. Kaburgalardan kasığa kadar açılan bir kesikle bağırsaklar da çıkartılmıştı. Buna ek olarak, göğüs, sırt, kollar ve bacaklara açılan kesiklerden vücudun tüm kasları çıkartılmıştı. Dolayısıyla geriye sadece iskelet ve derileri kalmıştı.”
Ölü gömme ritüeli daha sonra, insan vücutlarını at kıllarıyla doldurmakla devam ediyordu. Derideki kesikler de at kılı ile dikilmişti. Arkeologlar mezarda tütsüleme izleri, koyun ve keçi derisi ve çanak çömlek parçaları da buldu.
Ayrıca dünyanın en eski halıları olan iki çok değerli halı da mezarda yer alıyordu. Bir tanesi keçeden, 4.5 x 6.5 metre boyutlarında ve muhtemelen duvara asılmak için yapılmıştı. 1 metreden daha büyük dikilmiş figürler de dahil olmak üzere, çok renkli bir aplike ile süslenmiş, kaliteli renkli keçeden dikilmişti. Halının merkez sahnesinde, bir at binicisi, tahtta oturan ve elinde çiçek dalı olan bir tanrıçaya yaklaşıyor.
Pazırık Halısı olarak anılan diğer halı ise dünyanın en eski yün dokuma halısı olarak kabul ediliyor ve 183 x 200 cm boyutlarında. Halıda Ahameniş etkisi görülüyor. Radyokarbon testleri, bu halının MÖ. 5. yüzyılda dokunduğunu gösteriyor.
Her santimetrekaresinde 36 simetrik ilmek olan Pazırık Halısı’nda kullanılan gelişmiş teknik, dokuma tecrübesinin ve evriminin uzun bir geçmişi olduğunu gösteriyor. Merkez alanı kırmızı renkte olan halının etrafında hayvanlardan oluşan iki bordür var. İç bordürde geyikler yer alırken, dış bordürde ata binen erkekler yer almakta.
Mezardaki adamın sol omzunda, kedigillerden bir avcıyı betimleyen (muhtemelen kaplan) bir dövme yer alıyor. Sağ omzunda ise bir at dövmesi var. Sağ kolda, yabani bir eşek ya da at ile çizgili bir kuyruğu olan vahşi hayvanın dövmesi var. Cildin katlanması nedeniyle bu figürler fotoğraflarda tam olarak görülemiyor. Ellerinde bazı kuş figürleri bulunurken, bacaklarında ise bir grup toynaklı hayvan yer alıyor.
Kadının omuzlarında hiç dövme olmamasına rağmen kollarında birçok dövme bulunuyor. Sol kolunda yırtıcı bir kuş, bir geyiği öldürüyor. Elinde ise horoz dövmesi var. Kadının vücudunda da, adamda olduğu gibi sadece gerçek canlılar resmedilmiş ve fantastik canlılara dair betimlemeler yok.
Kadının sağ kolunda, iki kaplanın ve bir kar leoparının bir geyiğe saldırdığı karmaşık bir sahne var. Bu sahnenin bu kültür için sıradışı olması, araştırmacıların Çin etkisi üzerinde durmasına neden oluyor.
You must be logged in to post a comment Login