Türkiye’den Hindistan’a, Çin’den Peru’ya kadar dünya çapında en ilginç antik mağara yerleşimlerini bu listede derledik.
ABD’nin Colorado eyaletindeki Montezuma bölgesinde bulunan ve UNESCO Dünya Mirası Listesi’nde yer alan Mesa Verde, ABD’deki en büyük arkeolojik alanı olma özelliğini taşır. Günümüzdeki Pueblo Kızılderililerinin ataları olan ve Anasazi adıyla da bilinen topluluk, yaklaşık olarak M.S. 600-1300 yılları arasında Mesa Verde’de yaşamış, 1190’ların sonlarına doğru ise Mesa Verde’ye bugünkü şöhretini kazandıran uçurum meskenlerini, özellikle de Uçurum Sarayı’nı inşa etmeye başlamışlardı.
Mesa Verde’de bulunan Antik Pueblolar gibi topluluklar, değişen iklim koşullarıyla birlikte kızışan rekabet nedeniyle bu tür yapılara yönelmişlerdi. Ağaç halkalarından yola çıkılarak yapılan tarihleme tahminlerine göre Uçurum Sarayı’nın inşası yaklaşık olarak 1190’lı yıllarda başlamış, yapının büyük kısmı yirmi yıl içinde bitse de inşanın tamamlanması 1260’lı yıllara kadar sürmüştü.
Uçurum Sarayı 1300 yılı itibariyle terk edilmiş durumdadır.
Ellora, Hindistan’ın Maharaştra eyaletindeki Aurangabad şehrinin 29 kilometre kadar kuzeybatısında yer alan ve Raştrakuta Hanedanı tarafından inşa edilmiş olan bir arkeolojik bölgedir. Abidevi mağaralarıyla bilinen ve Dünya Mirası Listesi’nde yer alan Ellora, Hint oymataş (rock-cut) mimarisinin simgelerinden biri durumundadır.
Burada bulunan 34 mağara, Charanandri tepelerinin dikey kesitinden kazılarak oluşturulmuştur. Budist, Hindu ve Jain topluluklara ait olan tapınak, vihara ve matha türü bu yapılar 5. ve 10. yüzyıllar arasında inşa edilmiştir.
Pekin merkezine 92 kilometre uzaklıktaki Yanqing beldesinde bulunan Guyaju, Zhangshanying kasabasını tepeden gören bir mağara bloğudur. Blokta, on metrelik uçurum yüzeyinde kayadan oyulmuş 147 taş oda bulunmakta ve bu odalar toplamda 100 bin metrekarelik alana karşılık gelmektedir.
Birbirine benzemeyen bu odaların en büyüğü, kendi yan odacıklarına sahip iki katlı bir odadır. Tüm odalarda kapı, taş yatak, taş raflar, pencereler ve yemek yapma alanları bulunmaktadır. Guyaju’nun tarihsel kökenleri hala aydınlatılamamış ve bu gizemli yeri kimin, nasıl ve ne zaman inşa ettiğinin bilgisi günümüze ulaşmamıştır.
Maijishan Mağaraları, Çin’in Gansu Bölgesi’nin Tianshui beldesinde bulunan Maijishan tepesinin yan yüzeyine oyulan 194 mağaradan oluşmaktadır. Bu mağaralarda 7200’den fazla Budist heykeli ve 1000 metrekarenin üzerinde duvar işi bulunmaktadır.
İnşası M.S. 384-417 yılları arasında başlamış olan Maijishan Mağaraları ilk kez bir grup Çinli arkeolog tarafından 1952-53 yıllarında keşfedildi.
Derinkuyu yeraltı şehri, Nevşehir’in Derinkuyu ilçesinde yer alan, antikçağlardan kalma, çok-katlı bir yapıdır. Yaklaşık 60 metre derinliğe ulaşmakla birlikte, hayvanları ve erzak stoklarıyla birlikte 20 bin insanı barındıracak kapasitededir.
Kapadokya’da birkaç benzeri daha bulunan ve Türkiye’de şimdiye dek keşfedilen en büyük yer altı şehirlerinden biri olan Derinkuyu, Bizans İmparatorluğu döneminde, 780-1180 yılları arasında yapılan savaşlar sırasında yerli halkı Müslüman Araplardan korumak için inşa edilmiştir.
Bandiagara, Mali’nin Dogon bölgesinde bulunan, uçurum yüzeyinde oluşturulmuş yüzlerce yapı ve mağaradan oluşmaktadır. Yüksekliği 500 metreye ulaşan kumtaşı tepesindeki bu yapılar günümüzde, bölgeye 14. yüzyılda gelmiş olan Dogon halkı tarafından mesken olarak kullanılmaktadır.
Yapıların Dogon’lardan önceki sahipleri, bölgeden kovulmuş olan Tellem ve Toloy halklarıydı. Bölgede sıkça yaşanan taşkınlara önlem olarak ölülerini yüksekçe bir yere gömme geleneğine sahip olan Tellem’lerin geleneklerinin izi mağaralarda hala görülmektedir.
Nevşehir’de bulunan Göreme, Kapadokya’nın peri bacaları adıyla bilinen taş şekillerinin görülebildiği bir beldedir. İlk olarak Roma döneminde yerleşime açılan bu bölgede, o zamanlar yayılmakta olan Hıristiyanlığın mirası olan taş kiliseler bugün bile ayaktadır.
Maharaştra eyaletindeki Aurangabad şehrinde bulunan Ajanta Mağaraları, yapım tarihleri M.Ö. 2. yüzyıl ile M.S. 480-650 yılları arasında değişen 30 adet Budist anıt-mağarasından oluşmaktadır.
Mağarada bulunan ve Hindistan Arkeoloji Araştırmaları Kurumu’nun “Hint sanatının günümüze ulaşan en mükemmel örnekleri” olarak tanımladığı resim ve heykeller, Buda’nın tasvirlerinden ve Jataka anlatılardan oluşur ve Budist dini sanatının başyapıtlarını teşkil ederler.
Hindistan’ın Karnataka eyaletinin kuzeyindeki Bagalkot bölgesinde bulunan Badami Tapınakları, 6. ila 7. yüzyıllar arasında bir kumtaşı tepesinin yüzeyi oyularak inşa edilmiş dört mağaradan oluşmaktadır.
Tapınaklardaki mağaralar; 2 ve 3 numaralı mağaralar tanrı Vişnu’ya, 1 numaralı mağara tanrı Şiva’ya, dört numaralı mağara da Jainizm’e olmak üzere farklı inanışlara tahsis edilmiştir.
Otuzco Pencereleri adıyla da bilinen bu mağaralar, Peru’nun Los Baños del Inca isimli bölgesinde, Cajamaraca şehrinin 8 kilometre kadar kuzeybatısında bulunan bir arkeolojik bölgedir. Mağaralarda ölülerin defnedildiği odalardan oluşan bir tür mezarlık bulunur.
8-10 metre derinliğe ve 50-60 santimetre yüksekliğe sahip, dörtgen şeklindeki bu 337 oda, volkanik bir kayanın oyulmasıyla oluşturulmuştur. Yapım tarihini saptamak için yapılan araştırmalar M.Ö. 1400’lü yılları işaret etse de bu tarih Cajamaraca kültürünün (M.S. 500 – 1450) ortaya çıkışından bile önceye karşılık geldiği için mağaraların inşa tarihi kesin olarak bilinmemektedir.
2.700 Yıllık Assur Başkenti Horsabad’ta Yeni Keşifler Yapıldı
Bu Küçük Muska, Alplerin Kuzeyindeki En Eski Hristiyanlık Kanıtı
Göbeklitepe Aslında Ne Anlatıyor? Kimler, Neden, Nasıl Yaptı?
Afyon’da Homo erectus ve Neandertal İzleri: Yavuz Aydın Röportajı
You must be logged in to post a comment Login