Bilim insanları Kolombiya’dan dört mumyanın ölüm maskelerini dijital olarak kaldırdı ve yüzlerini ilk kez ortaya çıkardı.
Yeniden canlandırmalar, yüzlerine sıkıca oturtulmuş maskeler bulunan dört mumyalanmış bireyin kafataslarına dayanıyor.
Kolombiya Andları’ndan yüzyıllık mumyalar dijital olarak maskelerinden arındırıldı ve sanal ortamda yeniden yüzlendirilerek, yaşamları sırasında nasıl göründüklerine dair bir fikir verdi.
13. ile 18. yüzyıllar arasında bir zamanda yaşamış bu kişiler, yüzlerini ve çenelerini kaplayan ölüm maskeleriyle gömülmüştü. Bu uygulama, Kolombiya’da bilinen tek örnek olup, Kolombiya dışındaki Kolomb öncesi Güney Amerika topluluklarında yaygın bir kültürel pratiğin istisnasını oluşturuyor. Ancak mezarları yağmalandığı için bu dört birey ve arkeolojik bağlamları hakkında çok az şey biliniyordu.
Araştırmacılar şimdi, kafataslarını dijital olarak “maskesiz” hâle getirerek yüzlerini yeniden oluşturdular ve bu çalışmayı Peru’da düzenlenen 11. Mumya Çalışmaları Dünya Kongresi’nde ilk kez sundular.
(İlgili: Bilinen En Eski Mumyalama Kanıtları Güneydoğu Asya’da Bulundu)
Liverpool John Moores Üniversitesi’ndeki Face Lab’in proje yöneticisi Jessica Liu, proje hakkında yaptığı açıklamada bu yeniden canlandırmaların, Güney Amerika’da yaşamış Yerli halkların “büyüleyici kültürel pratiklerini” öne çıkardığını söylüyor.
Mumyalar; 6–7 yaşlarında bir çocuk, 60’larında bir kadın ve iki genç yetişkin erkekten oluşuyor. Hepsinin yüzlerine, reçine, kil, balmumu ve mısırdan yapılmış stilize maskeler takılmış. Tüm maskeler hasarlı; burunları eksik ve taban kısımlarında kopmalar var, ancak gözleri çevreleyen süs boncuklarının bir kısmı korunmuş. Bireyler, Kolombiya Andları’ndaki Kolomb öncesi topluluklara aitti; radyokarbon tarihlemesi, 1.216 ile 1.797 yılları arasında yaşadıklarını gösteriyor.
Maskeli kafatasları üzerinde BT (bilgisayarlı tomografi) taramaları yapıldı. BT taramaları, bir örneğin iki boyutlu dilimlerine ait pek çok görüntüyü alıp birleştirerek X ışınlarıyla sanal üç boyutlu görüntüler üretir. Bu sayede ekip, Liu’nun belirttiğine göre, maskeyi içeren katmanları çıkararak kafatasını dijital ortamda “etkili biçimde maskesiz” hâle getirebildi.
Ardından araştırmacılar, uzmanlaşmış yazılımlar ve dokunsal kalem (haptic stylus) kullanarak dijital olarak maskesiz bırakılmış kafataslarının üzerine kasları, yumuşak dokuyu ve yağ dokusunu bindirdiler. Liu, bunun, kafatasını bir iskele gibi kullanarak dokuları kişiye kusursuz biçimde uydurmaya çalıştığınız sanal bir heykelcilik sürecine benzediğini söylüyor.
Ekip, iki genç yetişkin erkek kafatasına yumuşak doku eklemek için günümüz yetişkin Kolombiyalı erkeklerden elde edilmiş ortalama yüz yumuşak doku derinliği verilerini kullandı. Kolombiyalı çocuklar ve kadınlar için güncel doku verisi bulunmadığından, diğer iki kafatasına yumuşak doku eklenirken bu tür veriler kullanılmadı. Ancak yine de bu yüzler rekonstrükte edildi; kaslar eklendi, her bir kafatasına uyacak şekilde ayarlamalar yapıldı ve çocuğun yüzü bir miktar yağ dokusuyla dolgunlaştırıldı. Burun boyutu ve şekli, kafatasındaki kemik dokuların ölçülmesiyle belirlendi ve çeşitli seçenekler arasından en uygun burun tipi seçildi.
Ekip ayrıca kişilere, bölge sakinleri için tipik olan ten, göz ve saç rengi verip nötr bir yüz ifadesi tanımladı. Sonraki aşama, Liu’nun aktardığına göre, “doku” eklemekti: kırışıklıklar, kirpikler, çiller ve gözenekler. Bu, en iyi uyumu bulana kadar sürekli değişiklik yapılan uzun bir süreç.
Liu, “Doku her zaman en büyük meydan okumadır; çünkü bu kişilerin kendilerini nasıl sunduklarını, yüzlerinde herhangi bir yara izi ya da dövme olup olmadığını ya da aslında ten renklerinin tam olarak bu olup olmadığını basitçe bilmiyoruz” diyor. “Doku bakımından sunduğumuz şey, bu bireyler hakkında bildiklerimize dayanarak ortalama bir temsil.”
Liu, bunun önemli bir nokta olduğunu vurgulayarak, yüzleri grup ortalamalarına dayanarak oluşturduklarını, “ama hiç kimsenin ortalama olmadığını” söylüyor. Bu da, yeni maskesizleştirilen bu yüzlerin söz konusu kişilerin bire bir portreleri olmadığı anlamına geliyor; onlar “nasıl görünebileceklerini” gösteriyor, “işte böyle görünüyorlardı” demek değil, diye ekliyor.
Live Science. 30 Eylül 2025.
You must be logged in to post a comment Login