Dinozor Akrabasının Genomu, Memelilerle İlişkili Çıktı

Bilim insanları, ataları bir zamanlar dinozorlarla birlikte dünyayı dolaşan ender bir sürüngen olan tuatara’nın genomunu diziledi.

Tuatara’ya ait bir fotoğraf. C: Nicola Nelson

250 milyon yıl önce Triyas Devri’nde ortaya çıkan, şimdi tek bir türü olan ve sadece Yeni Zelanda’da bulunan bu olağanüstü canlıya dair bulgular, Nature adlı dergide yayımlandı.

Profesör David Adelson’ın Adelaide Üniversitesi Moleküler ve Biyomedikal Bilim Departmanı’ndaki laboratuvarı ile Güney Avustralya Müzesi’nden  Dr. Terry Bertozzi, memeli ve sürüngen arasında alışılmadık bir yapı sergileyen tuatara genomunun en önemli analizlerini yürüttüler.

(Memelilerin Kolları Dinozorlardan Önce Evrimleşmeye Başladı)

“Tuatara, bir zamanlar yeryüzünde dinozorlarla birlikte dolaşan bir sürüngen grubunun yaşayan son türü ve alışılmadık biçimde genomu, ornitorenk ve dikenli karıncayiyen gibi memelilerin genomuna benzer özelliklere sahip.” diyor Profesör Adelson.

Profesör Adelson’ın laboratuvarı ile Dr. Bartozzi’nin önemli katkısı, tuatara DNA’sındaki “zıplayan genler” olarak anılan yer değiştiren bazı dizilerin, ornitorenkte bulunanlara çok benzediğini belirlemeleriydi; bu diziler haricindekiler ise daha çok kertenkeleninkilere benziyordu.

“Tuatara genomu; yüzde 4’ü sürüngenlerde, yüzde 10’u tek deliklilerde (yumurtlayan memeliler, örn. ornitorenk ve dikenli karıncayiyen) ve yüzde 1’i plasentalı memelilerde (örn. insan) yaygın olarak bulunan zıplayan genlere sahip.” diyor Profesör Adelson. “Oldukça sıra dışı olan bu gözlem, tutara genomunun hem memeli hem de sürüngen bileşenlerinin tuhaf bir kombinasyonu olduğunu gösteriyor.”

“Hem tek delikli hem de sürüngen benzeri yinelenen öğelerin alışılmadık paylaşımı, çok uzak bir geçmişte de olsa, ortak bir atanın var olduğunun açık bir göstergesi niteliğinde.” diyor Dr. Bertozzi.

Hiçbir yakın akrabası olmayan tuatara’nın evrim ağacı üzerindeki konumu üzerine tartışmalar, uzun süredir devam ediyor. Araştırma, tuatara’yı kertenkeleler ve yılanlarla paylaşılan dal ile sıkıca ilişkilendiriyor, fakat görünüşe göre daha sonra birbirlerinden ayrılmışlar ve yaklaşık 250 milyon yıldır da kendilerine has türleri ile değerlendiriliyorlar. Primatların sadece 65 milyon yıl önce, insanların atası olan hominidlerin ise yaklaşık 6 milyon yıl önce ortaya çıktığı göz önüne alındığında, 250 milyon yıl oldukça muazzam bir zaman gibi görünüyor.

“Iwi Ngātiwai (Yerli bir Māori kabilesi) ile gerçek ve tarihi bir işbirliğinin gerçekleştirildiği bu projenin bir parçası olmak, önemli bir ayrıcalıktı. Büyük ölçüde temel bilimleri içerdiği düşünüldüğünde, projenin sağlığımızla bağlantılı olabilecek genom yapımıza dair yeni düşünme biçimleri geliştireceğini umuyorum.” diyor Profesör Adelson.


University of Adelaide. 5 Ağustos 2020.

Makale: Gemmell, N. J., Rutherford, K., Prost, S., Tollis, M., Winter, D., Macey, J. R., … & Organ, C. (2020). The tuatara genome reveals ancient features of amniote evolution. Nature, 1-7.

Kocatepe Üniversitesi'nde Hukuk okuyor. Dil, tarih ve arkeoloji alanlarında kendini geliştiriyor.

You must be logged in to post a comment Login