Deniz Ürünleri, İnsanların Afrika’dan Göç Etmesini Kolaylaştırdı

Yeni bir araştırmaya göre, kuraklık döneminde Afrika’dan göç eden tarihöncesi insanlar, hayatta kalabilmek için kabuklu deniz ürünleri tüketiyordu.

Conomurex fasciatus, yaşayan bir deniz yumuşakçası örneği. Bu kabuklardan milyonlarcası, Suudi Arabistan’daki Farasan Adaları’nda prehistorik balıkçıların yemek artığı olarak bulundu. C: Niklas Hausmann

Çalışmada, Afrika’dan Arabistan’a tarih öncesi göç yollarını oluşturan ve günümüzde batık halde bulunan Kızıldeniz kıyılarına yakın fosil resifleri incelendi.

Bulgulara göre bu sahiller, besin kıtlığı olan kuraklık dönemlerinde, gerekli kaynakları sağlamış ve Afrika’dan çıkış yolu görevi görmüş olmalıydı.

Araştırma ekibi, 5.000 yıl öncesinden bölgedeki kurak döneme kadar tarihlenen 15.000 deniz kabuğu kalıntısına odaklandı. Çalışmadaki deniz kabukları, son Buz Devri’nden sonra deniz seviyesindeki yükseliş ile birlikte suya gömülen orijinal göç yollarının kıyı şeridinde ve yakındaki Suudi Arabistan Farasan Adaları’nda bulundu.

(Arabistan’da 85.000 Yıllık Ayak İzleri Afrika’dan İlk Çıkışı Gösteriyor)

Araştırmacılar, o dönemde deniz yumuşakçası sayısının oldukça fazla olduğunu, sürekli tüketilmelerine rağmen bunun büyük bir ekolojik etkisi olmadığını ve kuraklık zamanlarında nüfusun hayatta kalmasını sağladığını tespit etti.

Çalışmanın baş yazarı Dr. Niklas Hausmann, “Besin kaynaklarının bulunmasının, geçmişteki insan göçlerinin fizibilitesini anlamamızda önemli bir rolü var. Avcı-toplayıcıların göçleri, lokal besin kaynaklarının varlığını gerektiriyordu. Kuraklık zamanları, göç hareketlerini kısıtlayabilirdi. Araştırmamız, Kızıldeniz sahil şeridinin, prehistorik insanların yolculuk yapabilmesi için gerekli kaynakları sağladığını gösteriyor.” diyor.

Bu çalışma aynı zamanda, Kızıldeniz sahiline yerleşmiş toplulukların, tüm yıl boyunca sürdürülebilir bir gıda kaynağı olarak kabuklu deniz hayvanlarına güvenebileceğini doğruladı.

Dr. Hausmann ekliyor, “Verilerimiz, karadaki besin kaynaklarının kıt olduğu dönemlerde, insanların yumuşakçalara bel bağladığını gösteriyor. Daha önceki çalışmaların gösterdiği üzere, Kızıldeniz’in güneyinde yaşayan insanlar yıl boyunca deniz kabukluları ile beslendi. Bu durum, binlerce yıl devam etti. Bugün, bu besin kaynağının insanlar tarafından tamamen tüketilmediğini, deniz kabuklularının varlığını devam ettirebildiğini biliyoruz.”   

Farasan Adaları’ndaki arkeolojik alanlarda bulunan yumuşakça türleri, aynı zamanda 100.000 yıldan eski fosil resiflerinde bolca bulundu. Bu durum, yumuşakçaların daha önce düşünülenden daha uzun bir süredir besin kaynağı olarak mevcut olduğunu gösteriyor.

Çalışma yazarlarından Matthew Meredith-Williams, “Besin kaynaklarını anlamamız için geçmiş iklimlerin modelini çıkartmanın oldukça faydalı olduğunu biliyoruz. Ancak karada olanlar ile suda olanlar arasındaki farkı gözetebilmemiz lazım. Çalışmamızda, o dönemde deniz mahsullerinin bol bulunduğunu ve kolay kolay tükenmediğini, ayrıca karada yiyecek bulamadıklarında insanlar tarafından toplanarak tüketildiğini gösteriyoruz.” diyor.


University of York. 16 Haziran 2020.

Makale: Hausmann, N., Meredith-Williams, M., & Laurie, E. (2020). Shellfish resilience to prehistoric human consumption in the southern Red Sea: Variability in Conomurex fasciatus across time and space. Quaternary International.

Bilgi Üniversitesi Hukuk Fakültesi lisans ve yüksek lisans mezunu. Serbest avukatlık ve yeminli tercümanlık yapıyor. Mitoloji, tarih, dil ve arkeolojiye, özellikle sualtı arkeolojisine ilgi duyuyor.

You must be logged in to post a comment Login