İngiltere’de 8.000 kemikten oluşan eşi görülmemiş bir mezar, arkeologları tarih öncesi bir gizemle karşı karşıya getiriyor.
Cambridge yakınlarındaki bir Demir Çağı evinin yakınında çalışan arkeologlar, geniş bir kurbağa iskeleti koleksiyonunu ortaya çıkardıklarında şaşkına döndüler. 8.000’den fazla kemiğin neden yığıldığı ve korunduğu tarih öncesine ait bir gizem.
Kemiklerin tümü, Orta ve Geç Demir çağında (MÖ 400 – MS 43) bir yerleşimin olduğu Bar Hill’de, bir Demir Çağı evinin bulunduğu yerin hemen yanındaki 14 metre uzunluğundaki tek bir hendekte bulundu.
Keşif, National Highways A14 Cambridge – Huntingdon yol iyileştirme planının bir parçası olarak kazılar yürüten Londra Arkeoloji Müzesi (Mola) tarafından yapıldı.
(İlgili: Kenanlı Mezarında Başı Koparılmış Kurbağalarla Dolu Testi Keşfedildi)
Antik yerleşimlerde kurbağa kemikleri bulmak alışılmadık bir durum olmasa da, arkeologlar Bar Hill’de ortaya çıkarılan kemiklerin çokluğu karşısında şaşkına döndüler.
MOLA’nın kıdemli zooarkeoloğu – antik hayvan kemiği uzmanı – Dr Vicki Ewens şunları söylüyor: “Deneyimlerime göre, çoğunlukla Londra’daki sitelerde çalışırken, o kadar çok kurbağa bulamıyoruz. Bir hendekten bu kadar çok kemiğin çıkması olağanüstü”
Bu kemiklerin öncelikle ülke genelinde bahçe havuzlarında bulunan yaygın kurbağa ve kara kurbağasına ait olduğuna dikkat çeken Ewens, “Ayrıca havuz kurbağasına dair olası kanıtlara da sahip olduk, ki bu heyecan verici… Bu genellikle arkeolojik olarak bulduğumuz bir şey değil.” diyor.
“Araştırmamda, her birinde tek kemik bulunan yalnızca iki Sakson bölgesi buldum. Onlar sadece Doğu Anglia’da bulunan, 1990’larda, muhtemelen habitat kaybı nedeniyle ölen, ancak son zamanlarda yeniden görülen bir kurbağa.”
Mısırlılar, Mezopotamyalılar, Yunanlar ve Romalılar da dahil olmak üzere eski uygarlıkların tümü, diğer ilişkilendirmelerin yanı sıra kurbağayı bir doğurganlık sembolü olarak görse de, bu tarih öncesi olduğu için bir açıklama bulmak zor.
Bu amfibilerin yerleşim yerinde yaşayan insanlar tarafından yenmesi olası değil. Arkeologlar, İngiltere’de tarihöncesine tarihlenen amfibi tüketimine dair kanıtlar olsa da, bu kemiklerde herhangi bir kesik veya yanık izi olmadığını söylüyorlar. Ancak kurbağalar kaynatıldıysa, bu durum kemiklerinde iz bırakmamış olabilir.
Alanın yakınında bulunan kömürleşmiş tahıl kanıtları, burada yaşayan insanların, kurbağaların yediği bilinen böcekler ve yaprak bitleri gibi zararlıları çekecek mahsulleri işlediğini gösteriyor. Arkeologlar, belki de kurbağaların bölgeye bu yiyecek vaadiyle geldiğini öne sürüyorlar.
Diğer olası açıklamalar arasında “tarih öncesi bir kurbağa trajedisi” yer alıyor. Arkeologlar, ilkbaharda üreme suyu aramak için çok sayıda kurbağanın hareket ettiğini ve bunların hendeğe düşüp tuzağa düşmüş olabileceğini söylüyorlar.
Başka bir hipoteze göre, olağandışı ölümlerin nedeni kış şartlarının zorluğu olabilir. Kış uykusuna yatan kurbağalar bazen çamurda saklanırken, aşırı soğuk onları öldürebilir ve belki de buradakiler özellikle şiddetli bir kışa kurban gittiler.
Alternatif olarak, tıpkı 1980’lerde Birleşik Krallık kurbağalarının bir ranavirüs nedeniyle öldüğü gibi, hastalığa yakalanmış olabilirler.
Çukurun ne kadar derin olduğu belli değil. Saha ekibi, derinliği anlamak için yaklaşık bir metre toprağı kazdı. Alanda sadece küçük miktarlarda Demir Çağı çanak çömlek parçaları da dahil olmak üzere evsel atık bulundu.
Amfibi kemikleri, 2016-2018 yılları arasında 234 hektarlık bir alanda gerçekleştirilen yaklaşık 40 kazıda, eski eserlerden insan kalıntılarına kadar çok sayıda buluntu arasında yer aldı. Kazılar bitmiş olsa da analizler devam ediyor.
Ewens, son iki yılını sığırlar da dahil olmak üzere hayvanların kemiklerini incelemekle geçirdi. Tüm çalışmalar bir araya geldiğinde binlerce yıl önce yaşanmış yaşamlara yeni bir ışık tutacakları ve bu kadar çok amfibinin ölümünün ardındaki nedeni keşfedecekleri umuluyor.
The Guardian. 12 Haziran 2022.
You must be logged in to post a comment Login