Muhtemelen Roma’nın birçok bölgesi oldukça kirliydi ve kötü kokuyordu. Yine de parfümler, tütsüler ve hatta deodorantlara dair kanıtlar var.
Antarktika gibi insanların hiçbir zaman kalıcı yerleşmediği bir kıtada, genç bir kadına ait kalıntıların bulunması oldukça şaşırtıcıydı.
Antalya Arkeoloji Müzesi'nin yıkılma kararına kent halkı, STK’lar ve meslek odalarından gelen tepkiler büyüyor: "Yıkılmasın, restore edilsin!"
Roma İmparatorluğu’nun kuzey sınırlarında nöbet tutan insanların çok büyük ayakları vardı. En azından ayakkabıları bunu gösteriyor.
Tacikistan'daki arkeologlar, Kuşan dönemine tarihlenen, Baktriya dilinde tam bir yazıt taşıyan nadir bir kil kap ortaya çıkardı.
Madagaskar açıklarında bulunan bir batığın, 1721'de korsanların ele geçirdiği Portekiz hazine gemisine ait olduğu düşünülüyor.
Yeni bir DNA modeli, insanların Avustralya’ya 65.000 yıl önce değil, muhtemelen 50.000 yıl önce ulaştığını öne sürüyor.
Bu mezar, Peru'daki İnka İmparatorluğu'nun yükselişinden önce Chancay kültürüne ait balıkçılardan bir çocuğa ait olabilir.
Genç Dryas soğuma döneminde Skye Adası buzullarla çevriliyken, insanların burada hayatta kalmış olabileceği düşünülüyor.
Arjantin’de bir su boru hattı çalışmasında görevli işçiler, en az 700 yıl önce gömülmüş bir çocuğa ait düzleşmiş bir kafatası buldu.
Almanya’da bulunan hayvan kemikleri, Neandertallerin bu kemiklerden yağ çıkararak yaklaşık 125.000 yıl önce tükettiğini ortaya koyuyor.
Mumyadan DNA çıkarma girişimlerinden tam 40 yıl sonra, en nihayetinde Antik Mısır’a ait bir insanın tam genom dizilimi elde edildi.
Çin’in güneybatısındaki bir arkeolojik alanda, Denisovalılar tarafından yapılmış 300.000 yıl öncesine tarihlenen ahşap aletler keşfedildi.
Hollanda’daki arkeologlar, Roma imparatorluk sınırının ötesinde, 1.800 yıllık geçici bir askeri kampı ortaya çıkardı.
Şili'deki kalıntılara yapılan DNA analizleri, bugün nadir görülen bir cüzzam türünün Amerika'da binlerce yıl önce var olduğunu gösteriyor.
Babil’i tüm görkemiyle yücelten bir ilahinin eksik parçaları bulundu ve okundu: 'Fırat, onun nehridir, çayırları sular, sazlıkları doyurur'
Çin'deki ünlü Haihun Markisi’nin mezarında bulunan iğnelerin, dünyanın bilinen en eski çelik akupunktur iğneleri olduğu doğrulandı.
Belize’deki mağarada iskeletlerle birlikte bulunan iki çört uç parçası, antik Maya uygarlığıyla ilişkilendirilen ilk dövme iğneleri olabilir.
Bu Orta Çağ kılıcı, Montfoort kenti yakınlarında, oksijensiz kil tabakası içinde bin yıl boyunca olağanüstü derecede korunmuş.
Palaspata adı verilen tapınak, birçok ticaret yolunu birbirine bağlıyor ve hem ekonomik hem de törensel bir merkez işlevi görüyordu.