Metalurjinin doğduğu yer olarak düşünülen Çatalhöyük’teki bakır izleri, bunların tesadüf eseri yapılmış olabileceğini gösteriyor. Bulgular, metalurjinin nerede ve nasıl keşfedildiği ile ilgili uzun süredir var olan görüşleri değiştiriyor.
Arkeologlar onlarca yıldır metalurjinin kökeni konusunda bölünmüş durumda. Dünyanın farklı bölgelerinde, farklı zamanlarda mı ortaya çıkmıştı? Ya da sadece tek bir yerde ortaya çıkmış ve daha sonra dünyanın diğer bölgelerine mi yayılmıştı?
Metalurjinin tek bir yerde keşfedildiği görüşünü destekleyenler, Türkiye’nin İç Anadolu bölgesinde yer alan 8500 yıllık büyük bir yerleşim olan Çatalhöyük’ün, bu keşif için en büyük aday olduğuna inanıyor. Çatalhöyük’te, eritmenin bir yan ürünü olan cüruf olarak alınmış birçok yanmış bakır izi var.
Fakat bu bakır kalıntılarına yapılan yeni analizler, bu kalıntıların, cevherden sağlam metal yapmak için yapılan sistematik bir girişim ile değil, yanlışlıkla yanmış olabileceğine işaret ediyor. Bir mezarda bulunan bakır kalıntıları, saf bir metal veya alaşım olarak değil, yeşil bir boya formunda bulundu.
Cambridge Üniversitesi’ndeki Arkeolojik Araştırmalar için McDonald Enstitüsü’nden araştırmanın yazarı Miljana Radivojevic, “Çalışmamızın başlangıcından itibaren, küçük cüruf örneklerinin sadece yarı pişmiş olduğu açıktı.” diyor.
“Bu durum, kasıtlı olmadan veya kazara bakır yakma işlemine işaret ediyor.”
Bilim insanları, mezarda yanık kanıtları buldu ve bakır maddenin cüruf olmadığını ve yanmış boya olduğunu öne sürdü. Daha önce metalurjik cüruf olarak tanımlanan örnekler, mezara gömüldükten sonra yıkıcı bir yangından etkilenerek, tesadüfen yanmış yeşil pigment olarak yeniden yorumlandı. Araştırmada ayrıca, çağdaş metal boncukların yerli metalden yapıldıkları yeniden teyit edildi.
Araştırmanın yazarlarından Thilo Rehren, “Metalurjinin keşfi, tüm modern kültürlerin temelini oluşturuyor ve açıkça görülüyor ki dünyanın farklı yerlerinde birden çok kez keşfedildi.” diyor.
“Gördüğümüz gibi, kazıda bulunan yarı-erimiş siyah ve yeşil her parçanın metalurjik cüruf olmak zorunda değil.”
Sonuçlar, daha önce tartışmaya açılmış bulguların yeni ve kesin bir açıklaması ile ve Çatalhöyük’ün eski dünyadaki metalurjinin birden fazla kökeninin yeni bir anlatımında yeniden konumlandırılmasını sağlıyor. Çalışma, 1960’larda J. Mellaart tarafından kazılan ve Neuninger, Pittioni ve Siegl tarafından analiz edilen minerallerin, maden artıklarının ve yüksek sıcaklığa maruz kalan malzemelerin yeniden analiz edilmesini kapsıyor.
IB Times. 15 Ağustos 2017.
Makale: Carter, C. B., & Norton, M. G. (2007). Ceramic materials: science and engineering. Springer Science & Business Media.
Keçi-Balık Petroglifi, Oğlak Burcunun Mısır’daki Kökenini Gösteriyor
Gladyatör Hayranları, Antik Dünyanın Futbol Fanatikleri miydi?
Gladyatör II Filmindeki ‘Deniz Savaşı’ Gerçekten Yaşandı mı?
Afyon’daki Aslankaya Anıtı’nın 2.600 Yıllık Yazıtı Nihayet Çözüldü
Karabük’te Süleyman Peygamberi Tasvir Eden Kolye Ucu Bulundu
You must be logged in to post a comment Login