Büyük İskender’in babası II. Philip’in Vergina’daki mezarındaki iki iskelet üzerinde, yeni tekniklerle yapılan araştırmalar kalıntıların II. Philip ile bir İskit Prensesi’ne ait olduğunu ortaya koydu.
Hem savaşçı hem diplomat olan II. Philip, Makedon Krallığı’nı MÖ. 359-336 yılları arasında yönetti. Modern adı Vergina olan Aegae şehrini ziyaret ettiği sırada, hala bilinmeyen bir nedenle, koruması tarafından öldürüldü. Bundan sonra 20 yaşındaki oğlu İskender yerini aldı ve tarihin en iyi kumandanlarından biri olarak Büyük İskender ünvanını aldı.
Vergina’daki Mezar
1970’lerde Vergina’da olağanüstü objelerle dolu bir mezar bulundu ve içindeki iskeletlerin kimliği araştırılmaya başlandı. 1980’lerde ise mezardaki erkek bireyin göz çukurundaki yaranın, II. Philip’in savaşta aldığı bilinen yarayla eşleştiği ileri sürülerek bir iskeletin ona ait olduğu iddia edildi.
Fakat 2000’li yıllarda, Antonis Bartsiokas göz çukurundaki hasarın cesedin yakılması sırasındaki çatlamaya ve kazılardan sonra gerçekleşen rekonstrüksiyona bağlı olduğunu ortaya koydu. Peki o zaman mezardaki gerçekten Makedonya Kralı II. Philip mi yoksa değil mi?
International Journal of Osteoarchaeology’de (Uluslarası Osteoarkeoloji Dergisi) yayınlanan bir makalede araştırmacılar Theodore Antikas ve Laura Wynn-Antikas, bilgisayarlı tomografi (CT) ve XRF tekniklerini kullanarak bu soruyu cevaplamaya çalışıyor. Araştırmaya göre mezarda II. Philip ile bir İskit Prensesi gömülüydü.
İskeletteki Patolojiler ile II. Philip’in Yaralarının Karşılaştırması
Araştırmacıların iskeletin II. Philip’e ait olduğunu göstermek için kullandığı kanıtlar arasında, kafatası ve pelvis incelemelerine göre iskeletin 40-50 yaşlarında bir erkeğe ait olduğu bilgisi var.
Kemiklerden elde edilen patolojik bilgiler ise bir insanın hayatı boyunca geçirdiği rahatsızlıklar konusunda bilgi veriyor. Bel fıtığı izleri ve at binme sırasında kullanılan kasların yapışma yerleri, bireyin at bindiğine işaret ediyor. Sinüslerde görülen kemik büyümesi, bireyin yüzünde bir hasar olduğu ya da üst solunum yolu hastalığı geçirdiği anlamına geliyor. Philip de yüzüne bir darbe almıştı. Kaburgalardaki değişimler de akciğerleri hedef alan bir hastalığa işaret ediyor.
II. Philip’in yaşamı ve görünüşü tarihi kaynaklardan oldukça iyi biliniyor. Demostenes, II. Philip’in hayatı boyunca göz, el, köprücük kemiği ve bacağına yaralar aldığını bildiriyor. İskelette avuç içindeki kemiklerden birindeki keskin travma izi, tarihi kaynakların bahsettiği yaralara tek uyan kanıt olmuş. Fakat araştırmacılar, göz gibi yumuşak dokuların aldığı hasarın, kemiklerde görülemeyebileceğine dikkat çekiyor.
II. Philip’in Mezarındaki Genç Kadın İskeleti
Philip’in mezarında bulunan diğer iskeletin ilki kadar tam olmamasına rağmen, araştırmacılar kafatası ve uzun kemiklere bakarak bunun 30 yaşlarında bir kadına ait olduğunu düşünüyor.
Bu genç kadında da, at binerek geçmiş bir hayata işaret eden bel fıtıkları görüldü. Kadının alt bacağında da ölümünden önce iyileşmiş bir kırık görülüyor. Bu kırık o kadar ciddiydi ki, bir bacağın daha kısa kalmasına yol açtı.
Vergina mezarı ilk kazıldığı zaman, arkeologlar iki farklı uzunlukta olan tekmelikler bulmuştu. Araştırmacılar Antikas ve Wynn-Antikas bu tekmeliklerin özel olarak bacağı yaralı olan bu kadın için yapılmış olabileceğini düşünüyor.
Yaşına, savaşçı silahlarına ve at binme eğilimine bakarak, bu kadının II. Philip’in yedinci karısı, İskit Kralı Atheas’ın kızı olduğu ileri sürüldü.
Vergina’daki Yeni Analizler
Araştırmacılar, bu yeni analizlerle elde edilen ikinci derecede kanıtları bir arada düşünerek, Vergina mezarındaki iskeletin Philip’e ait olduğu savının mantıklı olduğu sonucuna varıyor. Mantıklı olmasına rağmen bu analizler, iskeletin kimliğinin kesin olarak saptanmasını sağlamıyor. Yaraların açıkça eşleşmesi ya da DNA analizinin olmadığı durumlarda, kimliğin kesin olarak saptanması mümkün değil.
Geçen sene yapılan basın açıklamasında ekip, mezarda ayrıca daha önce hiç incelenmemiş kemikler bulduklarını da bildirdi. Mezarda bulunan 70+ kemikten, mezarda yedi ayrı insan daha bulundu: yetişkin bir erkek, yetişkin bir kadın, bir çocuk, dört bebek (8-10 ay, ya da doğmuş ya da doğmamış fetus), ve bir fetüs.
Mezardaki önceki incelemelerin sadece dağınık kalıntılardan bahsettiği düşünülürse, bu yeni analiz oldukça merak uyandırıcı. Bu yeni insanların, II. Philip ve İskitli prenses olsalar da olmasalar da, nasıl bir bağlantısı olduğu da gelecekte yapılacak yeni analizlerle belirlenebilir.
Forbes
You must be logged in to post a comment Login