Büyük İskender’in Annesinin Mezarı Bulundu mu?

Bir araştırmacı Büyük İskender’in annesi Olympias’ın uzun zamandır kayıp olan mezarını bulduğunu iddia ediyor. Fakat diğer bilim insanları şüpheli.

Üsküp, Kuzey Makedonya’daki bu heykel, Büyük İskender’i annesi Olympias’ın ellerinde bir bebek olarak gösteriyor.

Arkeologlar mezarı önce 1850’de Pydna arkeolojik alanından pek uzak olmayan bir yerde keşfettiler. O zamandan beri mezar, arkeologlar tarafından inceleniyordu. Yakın zaman önce, Sırbistan-Niš Üniversitesi Yunan araştırmaları alanında onursal profesör Athanasios Bintas mezarı inceledi. Kendisi şimdi, mezarın Olympias’ı gömmek için kullanıldığını söylüyor.

Mezar, taştan yapılmış olup 22 metre uzunluğunda ve birçok oda içeriyor. Tasarımından dolayı arkeologlar mezarı MÖ 4. yüzyılın sonları ile 3. yüzyılın başlarına tarihlendirdi. Mezar antik dönemde yağmalandığı için herhangi bir iskelet kalıntısı ya da mezar eşyası bulunamadı. 

(Dünyanın Çoğunu Fetheden Büyük İskender Kimdi?)

Büyük İskender, Makedonya’dan Afganistan’a kadar uzanan çok büyük bir alanı fethetti. MÖ 323’te öldükten sonra, general ve memurlar onu kimin kontrol edeceği konusunda kavga ederken imparatorluk bölündü. Bu kargaşa esnasında İskender’in annesi Olympias, Makedonya’da IV. Aleksandros’u (Büyük İskender’in genç oğlu) ve çocuğun annesi Roksana’yı korumaya çalışıyordu. Antik döneme ait tarihi kayıtlara göre, Cassander adındaki memur Makedonya’da güç kazanmaya, İskender’in oğlu ve karısını öldürmeye ya da kaçırmaya çalışıyordu. 

Olympias’a bağlı kuvvetler Cassander’ı yenmeyi denediler. Ancak MÖ 316’da Pydna’da yapılan bir kuşatma sırasında yiyecekleri bitince teslim olmak zorunda kaldılar. Teslim olduktan kısa bir süre sonra, Cassander Olympias’ı öldürdü. Daha sonra MÖ 309’da Cassander IV. Aleksandros’u ve Roksana’yı öldürdü. 

Tarihi kaynaklar Cassander’ın, Olympias’ın düzgünce gömülmesine izin vermediğini söylese de Bintas, kalıntılarının bu oldukça detaylı taş mezara gömüldüğü iddiasının arkasında duruyor. Bintas, “Ölü bir kraliçe Cassander için artık tehlike oluşturmuyordu.” diyor. Gömüldüğü zaman mezar muhtemelen daha mütevazı bir yapıydı. Ancak MÖ 288’de Olympias’ın yeğeni Pyrrhus Makedonya kralı olduğunda mezarı genişletti. 

Mimar Honore Daumet’nin 19. yüzyıldan kalma bu çizimi, Büyük İskender’in annesi Olympias’ın gömüldüğü mezarın girişini gösteriyor. C: Honore Daumet

Bintas, mezarın büyüklüğü, yaşı ve Pydna’ya (Olympias’ın yenilgiye uğradığı) olan yakınlığının Olympias’ın mezarı olduğu iddiasını desteklediğini söylüyor. Mezardan çok uzakta bulunmayan yazıtlar, Olympias’ın mezarından bahseden satırlar içeriyor. Bu da, mezarın yakınlarda olduğunu akla getiriyor. Yazıtlar, 1949’da akademisyen Charles Edson tarafından Hesperia dergisinde tanımlandı, fakat şu an bu yazıt kayıp. Bintas henüz iddiasını akademik bir dergide yayımlamadı.

Akademisyenlerin tepkileri

Araştırmada yer almayan beş akademisyen ya iddiaya şüpheyle yaklaştı, ya da görüşlerini ileri sürmeden önce Bintas’ın araştırması hakkında daha fazla bilgi istedi. 

Olympias üzerine kapsamlı bir araştırma yürüten South Carolina-Clemson Üniversitesi beşeri bilimler  profesörü Elizabeth Carney, “Özellikle çok az sayıda kesin kanıta dayanarak [bunun Olympias’ın mezarı olup olmadığını] söylemek için çok erken.” diyor.

Sydney, Australia-Macquarie Üniversitesi’nde eski çağ tarihi profesörü Ian Worthington, bunun Olympias’ın mezarı olduğuna dair şüphelerini dile getiriyor. Worthington, antik kaynaklara göre, Cassander’ın Olympias için düzgün bir cenaze törenine izin vermediğinin açık olduğunu belirtiyor. Cassander isyanlardan korktuğu için, karşıtlarını bir araya getirebilecek böyle bir mezarı yasaklamış olabilirdi. MÖ 297’de Cassander ölünceye kadar, Olympias’ın ölümünün üzerinden neredeyse 20 yıl geçmişti. Worthington, o zamana kadar birinin ayrıntılı bir mezar inşa etme zahmetine gireceğinden şüphe duyduğunu söylüyor.

Ayrıca Worthington, sadece mezarın büyük olmasının içine gömülen kişinin soylu biri olduğu anlamına gelmediğini belirtiyor. Aslında büyük bir mezara, onu inşa etmek için yeterli zenginliğe sahip herkesin sahip olabileceğini söylüyor. Worthington, “Zengin olabilirsiniz fakat soylu olmanız şart değil.” diyor. Bir başka problem ise Olympias’ın aslen Yunanistan’ın kuzeybatısındaki Epirus’tan olmasıydı. Eğer biri ona düzgün bir cenaze töreni yapmak isteseydi onu öldürüldüğü yerin yakınına gömmek yerine, evi Epirus’a getirmelerinin daha muhtemel olduğunu düşünüyor Worthington. 

Başka bir akademisyen, Oxford Üniversitesi’nde Klasikler alanında onursal profesör Robin Lane Fox ise daha şüpheli. Fox, “Burada hiçbir yeni kanıt yok.” diyor. “Mezar iyi tanınıyor. 1850’lerde kazıldı ve o zamandan beri dijital olarak yeniden inşa etme girişimiyle tekrar inceleniyordu.” Ayrıca Fox, “Olympias’a en başında düzgün bir cenaze töreni yapılmamış olabilir.” diye belirtiyor. 

Fox, “Archaeological Ephorate’de [arkeolojiden sorumlu hükümet kuruluşu] hiç kimse Olympias hakkındaki bu iddiaya inanmıyor. Bintas’ın bu hipotezi hiç de ikna edici değil.” diyor.

Bintas’ın iddiasını destekleyen Liana Souvaltzi 1990’larda Mısır-Siwa Vahası’nda, Büyük İskender’e ait olduğuna inandığı bir mezar buldu. İddiası akademisyenler arasında çok az destek topladı. Greek City Times internet sitesinde yayımlanan açıklamalarda Souvaltzi, Bintas’ın iddialarına yorumda bulunarak, “Mezarın büyüklüğünden çok etkilendim. Büyük bir insana ait olabileceği anlaşılıyor.” diyor.  Ayrıca bunun, Souvaltzi’nin vahada bulduğu mezarın “minyatür” versiyonu olduğunu ekliyor.


Live Science. 21 Temmuz 2021.

İstanbul Üniversitesi Latin Dili ve Edebiyatı lisans öğrencisi. Yüksek lisansını Klasik Arkeoloji üzerine yapmak istiyor. Arkeoloji, sanat tarihi ve müzecilik ile ilgileniyor.

You must be logged in to post a comment Login