Chu dönemine ait en büyük ve karmaşık mezarlardan birinde, Çin’in oluşum sürecine dair yeni bilgiler ortaya çıkaran bir koleksiyon bulundu.
2.200 yıllık bir mezar, modern Çin’i şekillendiren çalkantılı ve kültürel açıdan zengin bir döneme dair yeni bakış açıları sunuyor. İnce işçilikle dolu bu mezar, Çin’in tarih öncesi birliğine giden yolu aydınlatıyor.
Doğu Çin’in Anhui Eyaleti’nde yer alan Wuwangdun’daki bir mezarlık kompleksinde çalışan arkeologlar, mezarın sahibine ilişkin resmi bir açıklama yapmadı. Ancak Çin’deki akademisyenler, mezarın büyük olasılıkla Chu’nun son krallarından biri olan Kaolie için inşa edildiğini düşünüyor. Kaolie, Çin’in Savaşan Devletler Dönemi’nin (MÖ 475-221) çalkantılı son dönemlerinde Chu’yu yönetmişti.
(İlgili: Silahlı Mezarlar, Savaşan Devletler Dönemini Aydınlatıyor)
2020 yılında kazılmaya başlanan bu mezar, Chu dönemine ait şimdiye kadar bulunan en büyük ve en karmaşık mezar olarak tanımlanıyor. Arkeoloji ekibinin başkanı Gong Xicheng, buluntuların “Chu devletinin Qin Hanedanı’nın kurulmasından hemen önceki daha geniş siyasi yapısını anlamamıza katkı sağladığını” söylüyor.
Son Ayakta Kalan Devletler
Üç yüzyıl süren Savaşan Devletler Dönemi, Chu, Qin, Han, Wei, Zhao, Qi ve Yan adlı yedi özerk devletin birbirlerini yok etme savaşı verdiği bir dönemi işaret ediyor.
Chu devletinin Kralı Kaolie, MÖ 262’den 238’e kadar hüküm sürdü ve Qin’in, Chu’yu (daha güçlü rakiplerinden biri) yenerek birleşik bir Çin yarattığı dönemin hemen öncesinde yaşamıştı. Karbon tarihleme, mezarın MÖ 220 civarında, Chu’nun yeni Qin devleti tarafından yutulmaya başladığı dönemde inşa edildiğini gösteriyor.
Çalkantılı bir dönem olmasının yanı sıra, Savaşan Devletler Dönemi ekonomik ve kültürel genişlemenin yaşandığı, Konfüçyüsçülük ve Taoizm fikirlerinin filizlendiği bir zaman dilimiydi.
Chu zanaatkârları, ince lake işleri, bronz döküm ve ipek nakış konularında ustalaşmışlardı. Wuwangdun mezarı, Chu devleti askeri yenilgiye doğru ilerlerken kültürel olarak üstün oldukları bir döneme özgü bu zanaatkârlığın bir örneğini oluşturuyor. Şimdiye kadar mezardan bronz ritüel kaplar ve müzik aletleri de dahil olmak üzere binden fazla eser çıkarıldı.
Almanya’daki Heidelberg Üniversitesi’nde Çin mezarları ve lake işçiliği konusunda uzmanlaşmış bir doktora sonrası araştırmacı olan Margarete Prüch, Çin’deki meslektaşlarının mezarın Kral Kaolie’ye ait olduğu görüşünde olduklarını söylüyor. Kazıya katılmamış olmasına rağmen, Prüch de bu görüşü destekliyor.
“Mezarın yapısı son derece karmaşık” diyor Prüch. Basamaklar, merkezi bir odaya ve eserlerin bulunduğu sekiz yan odaya iniyor. Odaların kapaklarındaki mürekkeple yazılan yazıtlar, her bir odanın işlevini açıklıyor; bunlardan birinin müziğe adanmış olduğu ortaya çıktı.
Gong, ileri teknolojilerle yapılan çalışmalar sayesinde mezarın, Chu devletinin son yenilgiden birkaç on yıl öncesine dair “genel bir tablo” sunacağından emin.
National Geographic. 23 Ocak 2025.
You must be logged in to post a comment Login