Çatalhöyük insanlarının atalarının yaşadığı düşünülen Boncuklu Höyük, yerleşik yaşama ve besin üretimine geçişin izlerini taşıyor.
Konya’da yer alan Boncuklu Höyük’teki arkeolojik kazılar, Liverpool Üniversitesinden Prof. Dr. Douglas Baird başkanlığında ve Ankara Hacı Bayram Veli Üniversitesi’nden Doç. Dr. Gökhan Mustafaoğlu’nun başkan yardımcılığında yapılıyor.
2002 yılında gerçekleştirilen yüzey araştırmalarında, çok miktarda obsidyen taş alet ve boncukla birlikte belirlenen Boncuklu Höyük’teki kazı çalışmaları, 2006 yılında başladı. Bölge, Neolitik dönemde, günümüzdekinin aksine bataklık ve sulak alanlarla çevriliydi. Ayrıca göçebe halde avcı toplayıcılar yaşıyordu.
Avcı toplayıcı hayattan yerleşikliğe
Doç. Dr. Gökhan Mustafaoğlu’na göre, Boncuklu Höyük, bu göçebe olarak yaşayan avcı-toplayıcıların yavaş yavaş yerleşik hayata geçtiği, çok düşük düzeyde de olsa tarım ve hayvancılığa yönelik bazı pratikleri başlattıkları yerleşme olması açısından önem taşıyor.
Arkeobotanik verilerine göre, Boncuklu Höyük yerleşmesi, Konya Ovası’nda ilk buğday, mercimek ve bezelye yetiştirme izlerini barındırıyor. Doç. Dr. Gökhan Mustafaoğlu, Boncuklu insanlarının sabit, küçük ölçekli besin üretimi biçimi uygulamış olduğunun açıkça görüldüğünü söylüyor. Karbon ve nitrojen izotop analizlerine göre ise, Boncuklu Höyük’te koyun-keçi besleniyordu. Yerleşimde otçul hayvan dışkısı kullanımı bulguları da bu fikri destekliyor.
Avcılık ve toplayıcılık faaliyetleri için oldukça elverişli alanlara sahip olması açısından insanların Boncuklu Höyük’ü tercih ettiği düşünülüyor.
Buradaki arkeolojik kazılarda elde edilen balık kemikleri, su kuşları, yaban domuzu kemikleri gibi verilere göre, Boncuklu insanları, geniş bir perspektifte oldukça elverişli koşullara sahipti.
Boncuklu insanları, evleriyle derin bir bağ kuruyordu
Boncuklu Höyük’te birçok alanda yerleşik hayatın izlerini bulduklarını belirten Prof. Dr. Baird, “Boncuklu Höyük yavaş yavaş, çok düşük düzeyde de olsa artık yerleşik yaşantıya geçişin, tarım ve hayvancılığın ilk izlerini görmemiz açısından çok önemli bir yer.” diyor.
“Evlerde bir devamlılık söz konusu. Aynı evin kullanılması bazen 120-130 yıllık bir tarih gösteriyor. Antik DNA analizleri de bize gösteriyor ki aynı evin içinde anne, çocuk, kardeş gömülmüş. Burada kültürel devamlılığın yanında akrabalık ilişkilerinin de devamlığını söylemek mümkün. Bu kadar süre içerisinde insanlar çevrelerinde buldukları kaynakları tarıma ya da kültüre aktarma konusunda da oldukça gelişme kaydetmişler. Aynı zamanda evlerin tabanlarında tekrarlayan taban sıvası uygulamaları var. Bu da bize Boncuklu’daki hane halklarının evleriyle derin bağlar kurduklarını, ev içinde de kendi kimlik aidiyet göstergelerinin ve sembolik dünyalarının izlerini bıraktıklarını göstermesi açısından da çok önemli olduğunu söyleyebiliriz.”
Boncuklu Höyük’te kadın ve erkek mezarlarında, evler arasındaki boşluklarda, evlerin içerisinde de birçok boncuk bulunuyor. Araştırmacılar boncukların sadece süs amacıyla kullanılmadığını, sembolik anlamlar da taşıdığını düşünüyor.
Boncuklu insanları, Çatalhöyük’teki insanların atasıydı
Boncuklu Höyük, milattan önce 9.200 yılına tarihleniyor. Dolayısıyla yine Konya’da yer alan Çatalhöyük’ten yaklaşık 2.000 yıl daha eski. Burada, Boncuklu Höyük’ün Çatalhöyük’ün de doğrudan atası olduğunu gösteren çok önemli deliller var. Yeni yapılan çalışmalar, Boncuklu topluluğu ile Çatalhöyük’teki topluluğun büyük oranda ortak bir genetik mirasa sahip olduğunu gösterdi.
Ayrıca Çatalhöyük toplumunun gelişmesinde, Boncuklu’daki nüfusun oynadığı rol ile ilgili bazı güçlü kanıtlar da mevcut. Çatalhöyük’te uygulanan ve Orta Anadolu’daki diğer erken Neolitik yerleşmelerde görülmeyen pratikler, daha eski olan Boncuklu Höyük’te görülebiliyor. Bu pratikler arasında, zemin alanının temiz ve kirli-mutfak alanı olarak ikiye ayrılarak temiz alanların sembolik detaylandırılması ve bu tür alanların insan gömüsü, yaban öküzü gibi hayvan başlarının duvarlara yerleştirilmesi, yerlerin ve duvarların boyanması, kilden yapılmış kabartmalar gibi ritüel pratikler yer alıyor.
Yaşayan evin sürekli yeniden inşası ve evin ölümü ve yeniden doğuşunu belirleyen ritüeller yoluyla oluşturulan soyut anlamlar dünyası da Boncuklu Höyük ve Çatalhöyük toplulukları arasında gözlemlenen ortak bir özellik.
Baird, Boncuklu Höyük’ün milattan önce 7.600 yıllarında terk edildiğini, bu durumun Çatalhöyük’ün kurulmasından birkaç yüzyıl öncesine denk geldiğini söylüyor.
You must be logged in to post a comment Login