Birlikte Gömülen 60 Mumya Korkunç Şekilde Ölmüş

Mısır’da 4.200 yıl önce birlikte gömülmüş birçok mumyanın korkunç şekilde öldükleri ortaya çıktı.

Mısır’da 4.000 yıldan daha uzun bir süre önce, korkunç yaralarla ölen düzinelerce insan mumyalanmış ve Luksor yakınlarındaki uçurumlarda bir arada gömülmüştü. Antik Mısır’da toplu mezarlar çok nadir görülüyordu, peki o zaman neden tüm bu mumyalar aynı yerde gömüldü?

Yakın zaman önce, arkeologlar Mısır’daki Deir el Bahari’deki savaşçıların gizemli Mezarı’nı ziyaret etti. Mezar 1923’te keşfedildikten sonra mühürlenmişti.

(Antik Mısır Heykellerinin Burunları Neden Kırık?)

Araştırmacılar, mezardaki ve Mısır’daki diğer yerlerden gelen kanıtları inceledikten sonra, Mısır tarihinde, MÖ 2150 civarında, Eski Krallık’ın sonlarında gerçekleşmiş korkunç ve kanlı bir hikayeyi ortaya çıkardı.

“Ölülerin Sırları: Mısır’ın En Karanlık Zamanı” adlı belgeselde sunulan bulgular, yaklaşık 4.200 yıl önce bölge valileri arasında kanlı çatışmalara yol açan sivil huzursuzluğa dair bir tablo çiziyor.

Bu çatışmalardan biri, toplu mezarda cesetleri mumyalanmış 60 erkeğin hayatını sona erdirmiş olabilir.

Kahire Amerikan Üniversitesi’nde Mısırbilimci profesör arkeolog Salima Ikram, 2018 yılının sonlarında, Mısır Eski Eserler Bakanlığı’nın işbirliği ve yerel uzmanların yardımı ile mumyaları bir kamera ekibi ile araştırdı.

(Büyük İskender’in Mezarına Dair İpuçları Bulundu)

Mezarın girişinden itibaren, tünellerden oluşan bir labirent, uçurumun yaklaşık 61 metre içine giriyordu. Odalar mumyalanmış vücut parçaları ve bir zamanlar cesetlere sarılmış ancak zamanla çözülmüş bandaj yığınlarıyla doluydu.

Cesetlerin hepsi erkeğe ait gibi görünüyordu ve birçoğunda ciddi travma belirtileri vardı. Kafatasları kırılmış ya da delinmişti ve vücutların çoğunda saplanmış oklar vardı, bu da erkeklerin savaşta ölen askerler olduğunu gösteriyordu.

Hatta mumyalardan biri, kollarında okçular tarafından giyilenler gibi koruyucu bir zırh eldiveni giyiyordu. İkram, “Bu insanlar kanlı ölmüşlerdi, korkunç ölümler.” diyor.

Mısır’ın başka yerlerinden gelen kanıtlar ise, bu insanların toplumsal bir karışıklık döneminde öldüklerini gösteriyor.

Krallığın çöküşü

Mısırbilimci Philippe Collombert’e göre, bu ipuçlarından bazıları, 90 yıllık hükümdarlığı yeni sona ermiş firavun II. Pepi’nin mezarına uzanıyordu.

II. Pepi’nin Sakkara’daki mezarı süslü ve muhteşemdi, ayrıca gençliği sırasında inşa edilmişti. Bu, mezarın inşa edildiği dönemde krallığın hiçbir sivil çöküş belirtisi olmadan güvende olduğunu gösteriyor.

Ancak, II. Pepi’nin mezarı gömüldükten hemen sonra yağmalanmıştı. Böyle derin bir günahkar davranış, Mısırlıların firavunun tanrısal yapısını zaten reddetmeye başlamış olması ve merkezi hükümetin artık kontrolünde olmaması durumunda gerçekleşmiş olabilirdi.

II. Pepi’nin etkisi, hükümdarlığının sonuna doğru azaldıkça ve yerel valiler gittikçe güçlendikçe, onların mezar odaları daha da büyüdü ve zengin hale geldi.

II. Pepi’nin ölümünden sonra Kubbet el Hawa nekropolüne inşa edilen bir valinin mezarı, siyasi fraksiyonlar arasında ortaya çıkan çatışmaya işaret eden, sosyal bozulma, iç savaş ve tek bir yönetim tarafından kontrol edilmediğini açıklayan yazıtlar içeriyordu.

Ve kuraklığın neden olduğu açlık bu sosyal çöküşü hızlandırmış olabilirdi. Valinin mezarındaki başka bir yazıda şöyle yazıyor: “güney ülkesi açlıktan ölüyor, bu yüzden her insan kendi çocuğunu yiyor” ve “bütün ülke açlık çeken bir çekirge gibi oldu.”

İkram, açlık ve huzursuzluğun, 60 adamın öldüğü çılgınca bir savaş için temel atmış olabileceğini ve daha sonra aynı mezarda mumyalanmış olabileceklerini söylüyor.

Live Science. Mindy Weisberger. 4 Nisan 2019.