Bilinen İlk Neandertal Ailesiyle Tanışın

Aynı mağarada bulunan kemiklere yapılan genetik çalışmalar, Neandertallerin sosyal yapısına dair önemli bilgiler veriyor.

Neandertal bir baba ve kızı. C: Tom Björklund

İlk Neandertal taslak genomu 2010’da yayınlandı. O zamandan beri, Max Planck Evrimsel Antropoloji Enstitüsü’nden araştırmacılar, Avrasya’daki 14 farklı arkeolojik bölgeden 18 genomu daha dizilediler.

Bu genomlar, Neandertal tarihinin daha geniş hareketleri hakkında fikir vermiş olsa da, bireysel Neandertal toplulukları hakkında hala çok az şey biliyoruz.

(İlgili: Neandertal ve Denisovalı Melezi Denny ile Tanışın)

Neandertallerin sosyal yapısını keşfetmek için araştırmacılar, dikkatlerini, ünlü Denisova Mağarası’ndaki Denisova hominin kalıntılarının keşfi de dahil olmak üzere, eski DNA araştırmaları için daha önce çok verimli olan bir bölge olan güney Sibirya’ya çevirdiler.

O bölgede yapılan çalışmalardan, Neandertallerin ve Denisovalıların binlerce yıldır bu bölgede yaşadığını ve Neandertaller ile Denisovalıların birbirleriyle etkileşime girdiğini biliyoruz. Denisovalı babası ve Neandertal annesi olan bir çocuğun bulgusu da bunu destekler nitelikte.

İlk Neandertal topluluğu

Nature’da yayımlanan yeni çalışmada araştırmacılar, Denisova Mağarası’na 100 kilometre mesafede bulunan Chagyrskaya ve Okladnikov Mağaraları’ndaki Neandertal kalıntılarına odaklandı.

Neandertaller bu bölgeleri yaklaşık 54.000 yıl önce kısa süreler için iskan etti ve potansiyel olarak eşzamanlara ait çok sayıda Neandertal kalıntısı tortularından kurtarıldı.

Araştırmacılar, 17 Neandertal kalıntısından DNA’yı başarıyla aldılar. Bu, tek bir çalışmada şimdiye kadar dizilenen en büyük Neandertal kalıntısı oldu.

Chagyrskaya Mağarası, Rusya Bilimler Akademisi Arkeoloji ve Etnografya Enstitüsü’nden araştırmacılar tarafından son 14 yılda kazıldı. Birkaç yüz bin taş alet ve hayvan kemiğinin yanı sıra, araştırmacılar, Neandertallere ait sadece bölgede değil, dünyadaki en büyük koleksiyonlardan biri olan 80’den fazla kemik ve diş parçasını da ele geçirdiler.

Chagyrskaya ve Okladnikov’daki Neandertaller, mağaraların yukardan baktığı nehir vadilerinden göç eden dağ keçisi, at, bizon ve diğer hayvanları avladılar. Onlarca kilometre öteden taş aletleri için hammadde topladılar ve aynı hammaddenin hem Chagyrskaya hem de Okladnikov Mağaralarında bulunması, bu bölgelerde yaşayan grupların yakından bağlantılı olduğu genetik verileri de destekliyor.

Denisova mağarasından bir ayak parmağı fosili üzerinde yapılan önceki çalışmalar, Neandertallerin Altay dağlarında da oldukça erken, yaklaşık 120.000 yıl önce yaşadığını gösterdi. Genetik veriler, Chagyrskaya ve Okladnikov Mağaraları’ndaki Neandertallerin bu eski grupların soyundan gelmediğini, Avrupa Neandertalleriyle daha yakın akraba olduklarını gösteriyor. Bu aynı zamanda arkeolojik malzeme tarafından da destekleniyor: Chagyrskaya Mağarası’ndaki taş aletler, Almanya ve Doğu Avrupa’dan bilinen Micoquian kültürüne en çok benziyor.

17 kalıntı, 8’i yetişkin, 5’i çocuk ve genç ergen olan, 7 erkek ve 6 kadın olmak üzere 13 Neandertal bireyine aitti. Araştırmacılar, mitokondriyal DNA’larında, bireyler arasında paylaşılan birkaç heteroplasmi buldular. Heteroplazmalar, yalnızca az sayıda nesil boyunca devam eden özel bir genetik varyant türüdür.

Chagyrskaya Mağarası, Sibirya. C: Bence Viola

En doğudaki Neandertaller

Bu kalıntılar arasında Neandertal bir baba ve onun genç kızına ait olanlar da vardı. Araştırmacılar ayrıca bir çift ikinci derece akraba buldular: genç bir erkek ve yetişkin bir kadın, belki bir kuzen, teyze veya büyükanne.

Heteroplazmilerin ve ilgili bireylerin kombinasyonu, Chagyrskaya Mağarası’ndaki Neandertallerin aynı zamanda yaşamış ve ölmüş olması gerektiğini kuvvetle öneriyor.

Çalışmanın ilk yazarı olan Laurits Skov, “Aynı anda yaşıyor olmaları çok heyecan verici. Bu, muhtemelen aynı sosyal topluluktan geldikleri anlamına geliyor. Böylece, ilk kez bir Neandertal topluluğunun sosyal organizasyonunu incelemek için genetiği kullanabiliriz.” diyor.

Bir başka çarpıcı bulgu, 10 ila 20 kişilik bir grup büyüklüğü ile tutarlı olan bu Neandertal topluluğu içindeki son derece düşük genetik çeşitlilikti. Bu, herhangi bir eski veya günümüz insan topluluğu için kaydedilenlerden çok daha düşüktü ve yok olmanın eşiğinde olan nesli tükenmekte olan türlerin grup boyutlarına daha benziyor.

Ancak Neandertaller tamamen izole topluluklarda yaşamıyordu. Araştırmacılar, babadan oğula geçen Y kromozomundaki genetik çeşitliliği, annelerden gelen mitokondriyal DNA çeşitliliğiyle karşılaştırarak şu soruya cevap verebilirler: Topluluklar arasında hareket eden erkekler mi, yoksa kadınlar mı?

Araştırmacılar, mitokondriyal genetik çeşitliliğin, Y kromozom çeşitliliğinden çok daha yüksek olduğunu buldular, bu da bu Neandertal topluluklarının öncelikle kadın göçü ile ilişkili olduğunu gösteriyor. Denisova Mağarası’na yakın olmasına rağmen, bu göçlerin Denisovalıları içermediği görülüyor – araştırmacılar, Chagyrskaya Neandertallerinde bu bireylerin yaşamasından önceki 20.000 yıl içinde Denisovalı gen akışına dair hiçbir kanıt bulamadılar.

Çalışmanın son yazarı Benjamin Peter, “Çalışmamız, bir Neandertal topluluğunun neye benzediğinin somut bir resmini sunuyor. Neandertalleri bana çok daha insan gibi gösteriyor.” diyor.


Max Planck Society. 19 Ekim 2022.

Makale: Skov, L., Peyrégne, S., Popli, D. et al. (2022). Genetic insights into the social organization of Neanderthals. Nature 610, 519–525.

Anadolu Üniversitesi Arkeoloji Bölümü mezunu. İstanbul Üniversitesi Prehistorya Bölümü Yüksek Lisans mezunu. Aynı üniversitede Doktora adayı. İletişim: ermanbu@gmail.com

You must be logged in to post a comment Login