Bilinen En Eski Taç, Yaklaşık 6.000 Yıl Öncesine Ait

1961 yılında bir Ölü Deniz Mağarasında bulunan yaklaşık 6.000 yıllık Kalkolitik Çağ eserleri arasında, bilinen en eski taç da yer alıyor.

Nahal Mishmar eserlerinden biri, fotoğrafta gördüğünüz 4.000 yıllık taç. C: Wikimedia Commons

Nahal Mishmar Koleksiyonu, arkeolog Pessah Bar-Adon tarafından 1961’de Ölü Deniz’in batısında, Yahuda Çölü’ndeki Nahal Mishmar’da bir mağarada keşfedilen, Kalkolitik Çağ’a ait 400’den fazla bakır eserden oluşan arkeolojik bir buluntu grubu.

Keşif, ünlü Ölü Deniz Parşömenlerinin yenilerini arayan bir keşif gezisi sırasında tesadüfen yapıldı.

(İlgili: Ölü Deniz Mağarasına Saklanmış Antik Roma Kılıçları Bulundu)

Nahal Mishmar’dan çıkan buluntular, şimdiye kadar keşfedilmiş en önemli eski metal eşya topluluğundan birini temsil ediyor ve Levant’taki Kalkolitik Çağ metalurjisi ile toplum yapısına dair değerli içgörüler sunuyor. Nesnelerin çoğu bakırdan, bir kısmı ise diş ve taştan yapılmıştı ve MÖ 5. binyıla tarihleniyor.

Ölü Deniz Mağarasındaki Kalkolitik dönem eserlerinin keşfedilme anı. C: Wikimedia Commons

Söz konusu koleksiyon, bir mezar odası olarak kullanılmış bir mağarada, keten bezlere sarılı halde bulundu; bu da eşyaların bilinçli olarak gizlendiğini düşündürüyor.

David Ussishkin gibi arkeologlar, bu buluntuların, aynı dönemde hızla terk edilip tahrip edildiğine dair izler barındıran ve yaklaşık 12 kilometre ötede yer alan Ein Gedi’nin Kalkolitik tapınağına ait kült eşyaları olabileceğini öne sürdü.

Buna karşılık Yosef Garfinkel, bunun tapınakla ilgisi olmayan kült nesnelerinin gömüldüğü bir yer olduğuna inanıyor. Miriam Tadmor ise içerdiği çok sayıdaki gündelik eşya ve alet nedeniyle bunun bir tür tüccar deposu olabileceğini düşünüyor.

Kalkolitik mağaranın uzak bir köşesine gömülmüş olan bu bütün koleksiyon, toplam 442 parçadan oluşuyor; bunların 429’u bakır (balta ve bıçaklar dâhil). Ayrıca altı mika, bir taş, beş su aygırı (hipopotam) dişi parça ve bir fil kemiğinden iğne bulunuyor.

Nahal Mishmar’da bulunan nesnelerden bazıları. C: Wikimedia Commons

Buluntular, çok çeşitli silahlar, aletler, takılar, ritüel objeler ve diğer kült eşyalarını içeriyor. Topuz başları, taçlar, yüzükler, kâseler, ince işçilikli standart başları, asalar, tören silahları ve zarifçe dövülmüş bakır kaplar var. Birçoğunda tüyler, kanatlar, insan ve hayvan figürleri ile geometrik motifler gibi ayrıntılı bezemeler bulunuyor.

Koleksiyon, Yakın Doğu’nun Kalkolitik Çağı’ndaki en ileri metal işçiliği örneklerinden bazılarını temsil ediyor. İnce oymalar, kakmalar, zarif formlar ve dekoratif unsurların üretiminde sergilenen sanatsal düzey ve teknik beceri; bu bölgenin Kalkolitik sakinlerinin kalıp döküm, kayıp mum tekniği, lehimleme, dövme ve oyma gibi karmaşık üretim tekniklerinde ustalaştığını gösteriyor.

Kimyasal analizlere dayanarak arkeologlar, kullanılan bakırın 160 kilometreden daha uzakta, Güney Ürdün’deki Faynan madenlerinden gelmiş olabileceğine inanıyor. Bu mesafe, Kalkolitik Çağ boyunca Levant genelinde ticaret yolları ve metalürji merkezlerinin varlığına işaret ediyor.

Mağarada, Kalkolitik dönemde saklandığı düşünülen yaklaşık 442 eser ortaya çıkarıldı. C: Wikimedia Commons

Bazı araştırmacılar, eserlerin Mısır, Mezopotamya ya da Anadolu’dan ithal edilmiş olabileceğini; bunun da bölgeler arası geniş ticaret ağlarının varlığını gösterdiğini ileri sürüyor.

Bununla birlikte, çoğu uzman artık eşyaların muhtemelen yerel olarak üretildiği konusunda hemfikir; bunun kanıtları arasında nesnelerle birlikte bulunan 40 bakır külçe ve bitüm ile galen gibi Ölü Deniz Çöküntü Vadisi’ne özgü malzemelerin varlığı sayılıyor. Sanat üslubu ve metal işleme düzeyi, uzman Levant ustaları tarafından gerçekleştirilen özelleşmiş bakırcılığı işaret ediyor.

442 parça arasında, çapları 15,6–19 cm, yükseklikleri 7–11,7 cm arasında değişen, taçları andıran on adet içi boş silindirik nesne de var. Bazıları oyma, kabartma ve boynuzlu hayvan figürleri ile süslenmiş.

Nahal Mishmar’daki mağarada bulunan, taçlara benzeyen silindirik nesneler. C: Wikimedia Commons

Bunlar yaklaşık MÖ 4.000’e tarihleniyor ve içlerinden en temsili ve en iyi korunmuş olanı, her birinde birer boynuz çifti, iki yırtıcı kuş ve iki sütun (bunlardan biri eksik) bulunan iki karmaşık “cephe” ile bezeli bir bakır taç. Tek bir bakır parçadan yapılmış ve çapı yaklaşık 16,8 cm.

Bu eser, törensel bir tacın en erken örneklerinden biri ve muhtemelen bir hükümdara atfedilen en eski taç olarak kabul ediliyor; Yukarı Mısır’ın ünlü taçlarından bin yıldan fazla daha eski.

Bazı uzmanlar, biçimine rağmen bunun gerçek bir taç değil, Kalkolitik mezarlıklarla ilişkili bir mezar objesi olduğunu düşünüyor. Diğerleri ise gerçekten kült törenlerinde kullanılmış bir taç olduğunu savunuyor.

Koleksiyonun içinde bakır, bronz, dişi ve taş gibi farklı malzemelerden yapılmış çok sayıda eser var. C: Wikimedia Commons

Eserler bugün Kudüs’teki İsrail Müzesi’nde sergileniyor.


La Brújula Verde. 24 Ekim 2025.

Arkeofili editöryel servisi. İletişim: arkeofili@gmail.com

You must be logged in to post a comment Login