Viktorya Ormanı’nda gizli bir yerde bulunan eski bir Aborjin bölgesi, Stonehenge ve hatta Gize’nin Büyük Piramitleri’nden de önce, dünyadaki en eski astronomik gözlemevine ev sahipliği yapıyor olabilir.
Wurdi Youang taş dizisini inceleyen bilim insanları, söz konusu gözlemevinin 11.000 yıl öncesine tarihlenebileceğini ve tarımın kökenleri konusunda ipucu sağlayabileceğini açıkladı.
Yerel astronomi çalışmalarında bir öncü olan Duane Hamacher, yıldızlar ve gezegenler hakkındaki bilgilerini yeniden anlamak için Aborjin yaşlılarıyla birlikte çalışıyor.
Dr. Hamacher, “Bazı akademisyenler burada bulunan bu taş dizisini Avustralya’nın Stonehenge’i olarak nitelendiriyor. Bence sormamız gereken soru şu: Stonehenge, İngiltere’nin Wurdi Youang versiyonu mu? Çünkü Wurdi Youang çok daha eski olabilir.” diyor.
Eğer bu alan 7000 yıldan daha eskiyse tarihi baştan yazacak ve dahası, ilk Avustralyalıların her daim avcı-toplayıcı, göçebe bir topluluk olduğu görüşünü de çürütecek.
Bilim insanları, taşların düzenleniş şeklinin, güneşin yıl boyunca yapmış olduğu hareketlerin bir haritasını çıkardığını düşünüyorlar.
Kazı sorumlusu Reg Abrahams, bir zamanlar gözlemevinin çevresinde bulunan bölgelerin, balıkçılık ve tarım uygulamalarına dair erken kanıtların da görüldüğü, yarı kalıcı köylere sahip olduklarını söyledi.
Abrahams, “Gündönümleri ve ekinoksların da dahil olduğu, yıl boyunca mevsimlerin sınırlarını çizeceğiniz bir taş düzenlemesi yapacaksanız, bunun gerçekleşebilmesi için belirli bir yerde, en azından yılın büyük bir kısmını geçirmek mantıklı geliyor. Öyleyse bu durumda, kalıcı gıda ve su kaynaklarının yakınında olmak da mantıklı olurdu.” diye belirtiyor.
Abrahams, yılanbalığı tuzaklarının kurulu olduğu alanların bulunabileceğini, hatta tarımda taraçaların kullanıldığını da belirtiyor.
“Çok sayıda tarımsal ve su içinde yetiştirme uygulaması görüyorsunuz, bu nedenle bu tarımın kanıtı, antropologların genelde 11.000 yıl önce Mezopotamya’da doğan tarımın şafağı olarak düşündükleri tarihten on binlerce yıl geriye gidebilir.”
Dr Hamacher, ilk Avustralyalıların karmaşık bir bilgi sistemine sahip olduklarını söylüyor.
Hamacher, “Yıl boyunca güneşin, ayın, gezegenlerin ve yıldızların hareketlerini oldukça iyi anlıyorlar. Beyaz Avustralyalılar, genellikle sömürgecilik tarihinin bunu sildiğini farketmiyorlar; bu yüzden yaptığımız, toplulukların bu bilgileri birlikte çalışarak yeniden bir araya getirmesine yardımcı oluyor.” diyor.
Judy Dalton-Walsh gibi toprak sahipleri, alana yapılan araştırmaların ve Aborjin astronomisinin, bilginin aktarılmaya devam edilebileceği anlamına geldiğini söylüyor.
Walsh: “Okulda, yıldızların ve Samanyolu’nun Avrupa’daki isimlerini öğrendik ama onlara ayrıca geleneksel isimlerin de verildiğini bilmek çok güzel. Tanrılarımız, yukarıda yıldızlardaydı.” diye ekliyor.
abc.net.au. 13 Ekim 2016.
You must be logged in to post a comment Login