Yunanistan Bassae’deki Apollon Epikurios Tapınağı, MÖ 5. yüzyılın ortalarına doğru inşa edilmiş ve Klasik antik çağın en iyi korunmuş anıtlarından biri. Bugüne kadar bulunan en eski Korint başlığını taşıyan tapınak, Arkaik tarzı ve Dor tarzının dinginliğini bazı cesur mimari özelliklerle birleştiriyor.
Güneş ve şifa tanrısının kendilerini veba ve istiladan koruduğuna inanan Phigaleia halkı tarafından Apollon Epikurios’a ithaf edilen tapınak, mimari özellikleri ve etkisi açısından son derece önemli. MS 174 yılında antik gezgin Pausanias’ın tapınağın güzelliğine ve uyumuna hayran kaldığı ve onu Parthenon’un mimarı Iktinos’a bağladığı biliniyor.
Tapınak, 18. yüzyılda yeniden keşfedilene kadar neredeyse 1700 yıl boyunca unutulmuş gibi görünüyor. Bölgenin izole kalmış olması, birçok önemli özelliğin büyük ölçüde bozulmadan günümüze ulaşmasını sağladı.
Parthenon dönemi sonrası en eski yapılardan biri olan tapınak, üç antik Yunan mimari düzeninin (Dor, İonik ve Korint) bir arada bulunduğu en eski anıt. Aynı zamanda günümüze ulaşmış en eski Korint sütun başlığını da içeriyor. Tapınak, ayrıca tapınak inşasının gelişiminde bir dönüm noktasına işaret eden bir dizi cesur ve yenilikçi mimari tasarım sergiliyor.
Apollon Epikurios Tapınağı, gerek arkaik unsurlarıyla (uzun yüzey, uzun kenarda 15 sütun ve cephede 6 sütundan oluşan istisnai bir oran ve kuzey-güney görünümü) gerek yenilikçi özellikleriyle (Dor yapıda İon ve Korinth düzenlerinin kullanılması, kullanılan malzeme çeşitliliği ve cella ile aditonun benzersiz düzeni) dikkat çeken benzersiz bir sanatsal başarıyı temsil ediyor.
Tasarımın ayrılmaz bir parçasını oluşturan oymalı panellerden oluşan dekoratif frizi, 1812’de çıkarılıp, Korint sütun başlığıyla birlikte British Museum’a taşındı. Tapınak ise 1986’da UNESCO Dünya Mirası Listesi’ne dahil edildi.
You must be logged in to post a comment Login