Basit Boğazımız Sayesinde Sesimiz Şempanze Gibi Çıkmıyor

Yeni bir çalışma, insanlarda vokal zarların kaybının, daha net ve istikrarlı bir konuşma sağladığını iddia ediyor.

Yeni bir araştırmaya göre, buradaki şempanzeler gibi insan olmayan primatların seslendirmeleri, sahip oldukları fazladan vokal zarlar nedeniyle insan konuşmasından daha az net ve istikrarlı. C: Cyril Russo

Konu, insan konuşmasını üretmek için gereken donanım olunca ne kadar az, o kadar iyi diyebiliriz. Yeni bir çalışma, gırtlağımızın atalarımızdan çok daha basit ses anatomisine sahip olacak şekilde evrimleştiğini gösteriyor. Bu basitleşme, türümüzün diğer primatların kaba, kuşlarınkini andıran sesleri yerine istikrarlı, dengeli ve anlaşılır konuşmalar üretmesine olanak sağlamış olabilir.

Konuşmanın evrimi üzerine çalışan ve bu çalışmada görev almayan bir dilbilimci olan Bart de Boer, “Bu makul bir çıkarım.” diyor. “Araştırmacılar … uzun süredir ses tellerinin evrimini merak ediyorlardı.” Yine de Boer ve diğerleri, bu sadeleşmenin özellikle konuşma amacıyla evrimleştiğini kanıtlamak için henüz yeterli veri olmadığını söylüyor.

(İlgili: Goriller, Bakıcılarını Çağırmak için Özel Bir Ses Geliştirdi)

Memeliler, havayı doku kıvrımlarının salınmasını ve geniş bir ses repertuvarı üretmesinı sağlayan gırtlaklarından geçirerek ses çıkarır. İnsanlarda, bu sesleri oluşturmaktan ses telleri olarak bilinen ikiz bir kıvrım çifti sorumludur. İnsan olmayan primatların ses sistemleri ise ek bir özelliğe sahiptir: vokal zarlar veya vokal dudaklar olarak bilinen, genellikle ses tellerinin yakınında veya bunlara bağlı olarak bulunan ince kanatçıklar.

Bu dudakların ne yaptığı ise uzun zamandır belirsizdi. Viyana Üniversitesi’nde primatların sesleri üzerine çalışan bir evrimsel biyolog olan William Tecumseh Fitch, “İşlevlerini ve ne kadar yaygın olduklarını gerçekten bilmiyorduk.” diyor.

Fitch ve meslektaşları, araştırmalarına yerel hayvanat bahçeleri tarafından bağışlanan ölü şempanzelerle başladı. Bu maymunların vücutlarından çıkarılan üç gırtlağı, organa basınçlı hava üfleyerek seslendirmeyi simüle eden bir cihaza bağladılar. Yüksek hızlı görüntüler, ses tellerinin ve zarların tepki olarak nasıl titreştiğini ortaya çıkardı.

Anesteziden uyanan bir şempanzenin endoskopik videosunda ve rhesus makakları ile sincap maymunlarının gırtlaklarının diğer benzer kayıtlarında görüldüğü gibi, hareket şekilleri canlı hayvanlardakilerle uyumluydu.

Fitch ve meslektaşları, gırtlağın bilgisayar modelini oluşturmak için ölü ve canlı hayvanlarla yaptıkları bu deneylerden elde edilen verileri kullandılar. Sanal ses kutusuna bir şempanzenin ses tellerini ve ses zarlarını verdiklerinde ve çıkacak sesinin neye benzeyeceğini simüle ettiklerinde, akustik sinyal kaotik ve dengesizdi. Sanal vokal zarları düzensiz bir şekilde salınıyordu ve ses dalgaları kararsız bir şekilde akustik frekanslar arasında çılgınca sallanıyordu. Buna karşılık, insanlarınki gibi vokal zarları olmayan bir gırtlak simülasyonunda elde edilen akustik ölçümler kararlı, normal insan sesine benziyordu.

Fitch, vokal zarların, insan olmayan primatların yüksek sesle ve verimli bir şekilde geniş bir frekans aralığı üretmesine yardımcı olmak için evrimleşmiş olabileceğini, ancak bunun karşılığında bu primatların seslerinin vokal stabilitesini kaybetmiş olabileceğini söylüyor. Fitch, “Sesinizin bir opera sanatçısı değil de Kurt Cobain gibi çıkmasına neden oluyorlar.” diyor.

Araştırmacıların Science dergisinde yayınladıkları rapora göre 44 primat türünün gırtlaklarının derin taramaları, babunlardan marmosetlere ve orangutanlara kadar insan olmayan her primatın bu vokal zarlara sahip olduğunu ortaya çıkardı.

Fitch, sonuçların daha karmaşık bilgileri iletme ihtiyacı arttıkça konuşmamızı daha istikrarlı ve anlaşılır kılmak için insanların vokal zarlarını kaybettiğini gösterdiğini söylüyor. “İnsanların evrimin basitlikten karmaşıklığa gittiğini düşünme eğiliminde olduğunu düşünüyorum. Bu ise aksine güzel bir örnek.” diyor.

Bununla birlikte, Kyoto Üniversitesi’nde bir primatolog ve çalışmanın ilk yazarı olan Takeshi Nishimura, vokal zarlar fosilleşmediği için insanların onları ne zaman kaybettiğini söylemenin mümkün olmadığını aktarıyor. Bununla birlikte, eğer bilim insanları bir gün bundan sorumlu geni saptayabilirlerse bunun vokal zarların insanların evriminden hemen sonra mı yok olduğunu gösterebileceğini ekliyor. 

Fransız ulusal araştırma merkezi CNRS’de biyoakustik ve sesli iletişim üzerine çalışan Katarzyna Pisanski, “Bu zarların insanlarda kaybolduğunu gösteren verilerin gerçekten ikna edici olduğunu düşünüyorum.” diyor. “Ama neden kaybolduklarını söylemek daha zor.” Araştırmacıların vokal zarlara sahip olmanın her zaman kaba ve sert konuşmaya yol açacağına dair sağlam kanıtlar sunmadıklarını ve bu tür konuşmaların anlaşılmasının zor olacağını ispatlamadıklarını ekliyor.


Science. 11 Ağustos 2022.

Makale: Nishimura, T., Tokuda, I. T., Miyachi, S., Dunn, J. C., Herbst, C. T., Ishimura, K., … & Fitch, W. T. (2022). Evolutionary loss of complexity in human vocal anatomy as an adaptation for speech. Science, 377(6607), 760-763.

You must be logged in to post a comment Login