MÖ 575 yılında, günümüz Irak sınırlarında yer alan Babil şehrinin sekizinci kapısı ve şehre ana giriş olan İştar Kapısı’nın rekonstrüksiyonu. Berlin’deki Pergamon Müzesi’nde sergileniyor.
Şehrin ana kapısı olarak işlevi, şehre gelen ziyaretçileri kral II. Nebukadnezar’ın gücü ve ihtişamıyla şaşırtmaktı. Kapının heybetli etkisi, yalnızca boyutu ile değil, aynı zamanda cesur renk seçimi ve ince işçilik ile de ilgiliydi.
İştar Kapısı, MÖ 6. yüzyılın ilk yarısında II. Nebukadnezar’ın imparatorluğunun başkentini güzelleştirme planının bir parçasıydı. Ayrıca bu planın bir parçası olarak Marduk tapınağını restore etti ve antik dünyanın yedi harikası olan yapıyı inşa etti: Asma Bahçeleri.
İştar Kapısı’nın ihtişamı o kadar iyi biliniyordu ki, Antik Dünyanın Yedi Harikası’nın ilk listesine girdi. Ancak daha sonra yerini İskenderiye Feneri aldı. Fakat bazı yazarlar (Sidonlu Antipater ve Cyrene’li Callimachus) “İştar Kapıları” ve “Babil Duvarları”nın hala harikalardan biri olarak görülmesi gerektiğini yazdı.
Adını Babil’in aşk, doğurganlık ve savaş tanrıçası İştar’dan almış olsa da, İştar aslında kapıyla ilişkilendirilen tanrılardan sadece biri. İştar Kapısı, Babil tanrıçası İştar’a adandığı için bu ismi almıştı, ancak Nebukadnezar çeşitli hayvan temsilleriyle diğer Babil tanrılarına saygı göstermişti.
Kapıda temsil edilen hayvanlar genç boğalar (Avrupa yaban öküzü), aslanlar ve ejderhalardı (sirrush). Bu hayvanlar belirli tanrıların sembolik temsilleriydi: aslanlar genellikle İştar’la, boğalar Adad’la ve ejderhalar Marduk’la ilişkilendiriliyordu.
Kapının ön tarafı, dönüşümlü olarak ejderha ve boğa sıralarının yer aldığı sırlı tuğlalarla süslenmişti. Canavarlar sarı ve kahverengi çinilerle döşenirken, onları çevreleyen tuğlalar mavi renkteydi. Mavi çinilerin lapis lazuli’den olduğu düşünülüyor, ancak bu varsayımla ilgili bazı tartışmalar var. İştar Kapısı’nın yüksekliği 11,5 metreden fazlaydı.
You must be logged in to post a comment Login