Avcı-Toplayıcılıktan Tarıma Geçiş Tam Olarak Nasıl Gerçekleşti?

İnsanların tarımı geliştirmesi zaman aldı ve aslında bunun büyük bir kısmı tesadüfen gerçekleşti.

İnsanlar olarak biz, çiftçiliğe ve tarıma icat edilmiş bir şey gibi bakabiliriz. Ne de olsa günün birinde küçük gruplar halinde hareket eder ve antilop mızraklayıp meyve toplarken bir süreliğine olduğumuz yerde kalmaya karar verdik. Fakat daha yerleşik bir yaşam biçimine geçiş, tek bir gecede olmadı; gerçekte binlerce yıl sürdü ve büyük bir bölümü tesadüfiydi.

Oxford Üniversitesinden Arkeoloji Profesörü Bill Finlayson, “Bu geçiş aşamalı olarak gerçekleşti ve muhtemelen yaklaşık 9.000 yıl sürdü.” diyor. Başlangıçta avcı-toplayıcılar basitçe yerel bitkiler ile hayvanlara müdahale ediyorlar; tohumları, daha önce bu bitkilerin büyümediği yeni çevresel lokasyonlara taşıyorlar ve avladıkları hayvanların popülasyonu hakkında daha düşünceli davranıyorlardı.

“Genç erkekleri avlamaya başlıyorlardı çünkü bu durum hayvanın popülasyonunun tamamı üzerinde çok da büyük bir etkiye sahip değildi.” diyor Finlayson.

(İlgili: Neolitik Devrim Nedir?)

Western Üniversitesinden Biyolojik Antropoloji Profesörü Jay Stock, “Tarım, büyük oranda avcı -toplayıcılık yapmaya devam eden insanlar ile birlikte neredeyse tesadüfen başladı.” diyor. Bu durum zamanla insanların evin yakınlarında kalmasını gerektiren daha zahmetli bir sürece dönüştü.

“İnsanlar yabani buğdayı hasat edince tohumlar parçalanacak ve kamp alanlarının yakınlarına yayılacaktı.” diye ekliyor Jay Stock. “Fakat zaman içinde buğdayın kendisi, tohumlarının kolayca parçalanmayacağı şekilde evrimleşti; artık daha fazla emek gerekiyor ve insanlar, besinin bol olduğu ve eve yakın alanlarda yetiştirildiği bir çalışma döngüsüne hapsoluyordu.”

Tarımın ilk olarak insanların akıl yürütmesiyle ortaya çıkmış olması pek mümkün değil. “Yulaf ve buğdaya benzer şekilde diğer bitkiler de başlangıçta yabaniyken nesiller içinde insanlar onları daha yerleşik bir popülasyona yakın bir konumda ekecek ve yetiştirecekti.” diyor Stock. Hemen hemen aynı zamanda insanlar, hayvanları da evcilleştiriyorlardı çünkü hayvanların dışkılarını ekinler için gübre olarak kullanabilirlerdi.

Dünya Genelinde Tarım

Elverişli tarım, insanların yeryüzünün hangi bölgesini ev olarak sahiplendiklerine bağlıydı. Stock’a göre bitkiler, dünyanın her yerinde ayrı ayrı evcilleştirilmişti. Örneğin insanlar Afrika’da pirinç, darı ve sorgumu; Levant’ta buğday ve arpayı; Çin’de darı ve pirinci; Papua Yeni Gine’de tatlı patates, muz ve taroyu; Kuzey Amerika’da mısır, ayçiçeği ve kabağı; Güney Amerika’da ise patates, kinoa ve diğer ekinleri evcilleştirmişlerdi.

Stock, bu evcilleştirilmiş bitkilerin büyük ölçekli tarıma dönüşmesinin yıllar aldığını söylüyor. Ayrıca herkesin bu geçişi gerçekleştiremediğini de ekliyor. Yaklaşık 20.000 yıl önce bazı avcı-toplayıcı gruplar, tarıma geçme gereği duymadan daha yerleşik hale gelmişlerdi. Tarım yapmak yerine yalnızca bir yerde uzun süre boyunca kalıyorlardı.

“Ürdün’deki Kharaneh IV ve İsrail’deki Ohalo II gibi arkeolojik alanlar, avcı-toplayıcıların yılın büyük bir kısmında yarı-yerleşik kamplarda yaşadığını gösteriyor.” diyor Stock.

Fakat dünyanın ilk sürekli yerleşim yeri olarak bilinen Jericho (Eriha) gibi yerlerde tarım kök salmıştı. Jericho ve Levant genel olarak dünyanın geri kalanının takip edeceği geçişin sembolüymüş gibi görünüyor.

Jericho Kulesi

Geçiş sürecinde insanlar, taş gibi daha kalıcı yapılar inşa etmeye başladılar. Jericho Kulesi gibi ortak alanlar inşa ettiler. Jericho Kulesi’nin esas amacını bilemesek de toplulukların bir araya toplanmasıyla ilişkili olduğunu biliyoruz. Finlayson’a göre insanlar, birbirleriyle başa çıkmayı öğrenmek zorundaydılar ve bunun gibi yapılar onlara bir araya gelecekleri bir yer sağlıyordu.

Finlayson, “Avcı-toplayıcılar bir çatışma yaşadıklarında yürüyüp gidebiliyordu fakat taştan bir eviniz ve ekin tarlanız olunca bunu yapmanız çok daha zor.” diyor.

Levant; buğday, yulaf, nohut ve mercimeğin yetiştiğini gördüğümüz ilk yer olmakla birlikte toprağı gübrelemek amacıyla koyun ve keçi yetiştirildiğini de bildiğimiz ilk yer olma özelliğini taşıyor. Ayrıca bu bölge, dünya etrafındaki diğer arkeolojik alanlar ile birlikte, tarıma geçişin daha az karar ve daha çok süreç işi olduğunu gösteriyor.

Finlayson, “Bir zamanlar Neolitik Çağ’ın 12.000 yıl önce gerçekleşen ani ve kasıtlı bir tarım devrimini temsil ettiği düşünülüyordu. Şimdi ise tarıma geçişin bundan binlerce yıl önce başlayan aşamalı bir süreç olduğunu anlıyoruz.” diyor.


Discover Magazine. 13 Nisan 2022.

Kocatepe Üniversitesi'nde Hukuk okuyor. Dil, tarih ve arkeoloji alanlarında kendini geliştiriyor.

You must be logged in to post a comment Login