Atina’nın kalbinde, Agora’nın kuzeybatısında, tarihinin yanı sıra mimari özellikleriyle de dikkat çeken Hephaistos Tapınağı bulunuyor.
Atina, antik dünyanın en önemli kentlerinden biri olarak tarih sahnesindeki yerini uzun zaman önce aldı. Bu muhteşem şehrin kalbinde, Agora’nın kuzeybatısında, tarihinin yanı sıra mimari özellikleriyle de dikkat çeken Hephaistos Tapınağı bulunuyor.
Agoreos Koronos tepesinde, MÖ 5. yüzyılın sonlarına doğru, Perikles’in yönetimi sırasında inşa edilen tapınak, Dor düzenine sahip, klasik Yunan mimarisinin mükemmel örneklerinden biri. Yunanistan’daki en iyi korunmuş antik tapınak olarak kabul edilen yapının, Parthenon’da da çalışan yetenekli mimar Iktinus tarafından tasarlandığı düşünülüyor.
Demircilik ve zanaatkarlığın tanrısı Hephaistos’a adanmış bu tapınak, aynı zamanda Athena Ergane’ye, zanaatkârların ve işçilerin koruyucu tanrıçasına da adanmıştı. Bu iki tanrı, antik Atina’nın sanat ve zanaat geleneğini temsil ediyor.
Yaklaşık 13.5 x 31.5 metre boyutlarında, kısa kenarlarda 6, uzun kenarlarda 13 sütunlu bir yapı olan tapınağın içindeki cella (ana ibadet alanı) iki sıra sütunla çevrili. Kayıtlara göre, tapınağın doğu cephesindeki frizler, mitolojik hikayeleri ve tanrıları tasvir ediyor. Batı cephesi, Hephaistos’un kendi hikayesini ve onunla ilişkilendirilen mitolojik olayları yansıtıyor. Günümüzde Centaurların Savaşı’nı anlatan frizler oldukça iyi korunmuş durumda.
Yapının mimari detayları ve rölyeflerdeki işçilik, antik Yunan’ın estetik anlayışını ve mükemmeliyetçiliğini yansıtıyor. Tapınağın her bir noktası, hikayesi olan bir sanat eseri. Pausanias’ın günümüze ulaşan bilgilerine göre tapınakta Athena ve Hephaestus’un bronz heykelleri bulunuyordu. Bir yazıt, MÖ 421-415 yılları arasında iki bronz heykel için yapılan ödemeleri kaydediyor ancak heykeltıraştan söz etmiyor.
Tapınak, depremlerden ve Atina Agorası’nın bu tarafında meydana gelen felaketlerden, daha da önemlisi inşaat malzemesi çıkarmak için mermer ocağı olarak kullanılması gibi çok daha ciddi bir tehditten kurtulmuş olduğundan mükemmel bir durumda korunmuş olarak günümüze ulaştı. Bunun başlıca nedeni ise 7. yüzyılda kilise olarak kullanılmış olmasıydı. Kilise olarak kullanılması, pagan döneme ait heykellerin yıkılmasına ve frizlerin bozulmasına sebep olsa da, yapının bütün olarak korunmasını sağladı.
Hephaistos Tapınağı, antik Yunan’ın estetik anlayışının ve mimari başarısının sadece bir örneği olarak değil, aynı zamanda binlerce yıllık tarihinin canlı bir tanığı olarak ayakta duruyor.
You must be logged in to post a comment Login