Irak’ta büyük zigguratın altındaki tünelde bulunan ve MÖ 1800 yıllarına ait boncuklar Baltık veya Kuzey Denizi bölgesinden kehribardan yapılmış.
1914’te Irak’ta Assur’un büyük zigguratının altında, MÖ 1800-1750 yıllarından kalma bir temel deposunda iki boncuk bulundu. Şimdi ise Fourier Dönüşümü Kızılötesi Spektroskopisi (FT-IR) kullanılarak malzemeler artık kehribar olarak tanımlandı.
Boncuklar, güneybatı Asya’daki en eski kehribar örneklerinden bazılarını ve ayrıca Baltık bölgesindeki buluntu alanlarından en uzak keşiflerden bazılarını temsil ediyor.
Irak’ta Dicle’nin batı kıyısında yer alan Aššur (şimdi Qala’at Sherqat), kuzey Mezopotamya’daki en önemli arkeolojik alanlardan biri. Yerleşimin başlangıcı MÖ 3. binyıla kadar uzanıyor. MÖ 19. yüzyılın sonlarından itibaren şehir, bölgesel bir Asur devletinin merkezi haline geldi.
(İlgili: İran’da Petrol Ararken Bulunan Ziggurat: Çoğa Zenbil)
1903’ten 1914’e kadar, Berlin’deki Kraliyet Müzeleri ve Alman Orient Society, Walter Andrae (1875–1956) başkanlığında Assur’da kazılar yaptı. Kazının amaçlarından biri de büyük ziguratı (basamaklı tapınak kulesi) incelemekti. Nisan 1914’te araştırmacılar temel katmanlarını ararken mevcut eski bir tüneli genişletti.
Bunu yaparken, ilk kerpiç tabakasının altında doğrudan ana kayanın üzerinde duran binlerce deniz kabuğu boncuk, taş, cam ve çömlek ortaya çıkardılar. Bulguların paylaşım anlaşmaları temelinde, buluntunun bir kısmı Berlin Vorderasiatisches Museum koleksiyonuna götürüldü.
Boncuklar arasında, malzemesi diğerlerinden farklı olan disk şeklinde iki tane vardı. Bu boncuklar şimdi yeniden incelendi.
Erken Tunç Çağı’nda uzun mesafeli temaslar
Boncuklar böylece güneybatı Asya’daki en eski kehribar örneklerinden birini ve aynı zamanda Baltık bölgesindeki kaynaklardan en uzak noktalardan birini temsil ediyor.
MÖ 1550’den önce Akdeniz ve Yakın Doğu’da kehribarın aşırı derecede nadir olması ve üst düzey sadece bağlamlarda bulunuyor olması, Orta Almanya Únětice kültürünün kehribarın güneye ulaşabileceği yolları kontrol etmesi gerçeğiyle açıklanabilir.
MÖ 2. binyılın başlarından kalma son derece nadir kehribar buluntuları, muhtemelen Orta veya Batı Avrupa’da seyahat etmiş insanlardan güneydeki seçkinlere özel hediyelerdi.
Únětice kültürünün MÖ 1550 civarında sona ermesinden sonra bu durum değişti ve geniş çaplı ticaret kuruldu, bu da kehribarın Akdeniz ve Orta Doğu’da daha büyük miktarlarda bulunmasını sağladı.
Landesmuseum für Vorgeschichte. 16 Mayıs 2023.
Makale: Bunnefeld, J., Becker, J., Martin, L., Pausewein, R., Simon, S., & Meller, H. (2023). Baltic Amber in Aššur. Forms and Significance of Amber Exchange between Europe and the Middle East, c.2000–1300 BC, Acta Archaeologica, 92(2), 228-243.
Keçi-Balık Petroglifi, Oğlak Burcunun Mısır’daki Kökenini Gösteriyor
Gladyatör Hayranları, Antik Dünyanın Futbol Fanatikleri miydi?
Gladyatör II Filmindeki ‘Deniz Savaşı’ Gerçekten Yaşandı mı?
Afyon’daki Aslankaya Anıtı’nın 2.600 Yıllık Yazıtı Nihayet Çözüldü
Karabük’te Süleyman Peygamberi Tasvir Eden Kolye Ucu Bulundu
You must be logged in to post a comment Login