Aşölyen Alet Teknolojisi, 177.000 Yıl Öncesine Kadar Sürmüş

Hindistan’daki Thar Çölü’nde yaklaşık 177.000 yıl öncesine kadar Aşölyen taş aletlerin kullanımı devam etmişti. Bulgular, bu aletlerin insan akrabaları tarafından yapıldığı bilinen en son Aşölyen (Acheulean) aletler olduğunu gösteriyor.

Acheulean popülasyonlarının en az 177.000 yıl öncesine kadar devam ettiği Thar Çölü’nden bir el baltası. C: Jimbob Blinkhom

Tarih öncesinde Acheulean olarak bilinen en uzun süre kullanılan alet geleneği, Afrika’da 1.5 milyon yıldan daha önce ve Hindistan’da 1.2 milyon yıl önce ortaya çıktı ve esas olarak satırlar ve taş baltalardan oluşuyordu.

Max Planck İnsan Tarihi Bilimi Enstitüsü tarafından yürütülen yeni araştırma, Thar Çölü’ndeki muson kuşağının sınırlarındaki önemli bir Acheulean bölgesini yeniden inceledi. Araştırma, Homo sapiens’in Asya’daki en erken yayılımından kısa bir süre önce, yaklaşık 177.000 yıl öncesine kadar Acheulean popülasyonlarının varlığını ortaya koyuyor. 

Kendi türümüzün Asya’daki en erken yayılımının zamanlaması ve rotası önemli tartışmaların odak noktası oldu. Ancak giderek artan kanıtlar, Homo sapiens’in en yakın evrimsel kuzenlerimizin sayısız popülasyonu ile etkileşime girdiğini gösteriyor.

(İlgili: Kuzey Afrika’da Aşölyen Alet Teknolojisinin En Eski Kanıtı)

Bu farklı popülasyonların nerede buluştuğunu belirlemek, türümüzün Afrika’nın ötesine yayılmak için ilk üyelerinin karşılaştığı insani ve kültürel manzarayı ortaya çıkarmak için çok önemli. Güney Asya’daki eski insan popülasyonlarının fosilleri son derece nadir bulunsa da, yaptıkları, kullandıkları ve geride bıraktıkları taş alet takımlarındaki değişiklikler bu karşılaşmaların ne zaman ve nerede meydana gelmiş olabileceğini çözmeye yardımcı olur.

Batı Hindistan’daki en genç Acheulean aletler

Scientific Reports’ta yayımlanan makalede, uluslararası bir araştırma ekibi, Singi Talav (Rajasthan, Hindistan) yerleşmesinin 177.000 yıl öncesine kadar Acheulean popülasyonları tarafından iskan edildiğini söylüyor. Yerleşmenin bir zamanlar Hindistan’daki en eski Acheulean yerleşmeler arasında olduğu düşünülüyordu, ancak şimdi en gençlerinden biri gibi görünüyor. Gerçekten de bu tarihler yaklaşık 214.000 yıl önce Doğu Afrika’da ve 190.000 yıl önce Arabistan’da ortadan kaybolduktan sonra Thar Çölü’ndeki Acheulean popülasyonlarının varlığını sürdürdüğünü gösteriyor. Bu sonuç, daha önceki araştırmaların 130.000 yıl önce varlıklarını gösterdiği Hindistan’daki Acheulean popülasyonlarının sürekliliğini destekliyor.

Thar Çölü’nün kenarındaki modern Didwana kasabasına yakın bir göl kıyısında yer alan Singi Talav yerleşimi, ilk olarak 1980’lerin başında kazılmış ve çok sayıda taş alet topluluğu ortaya çıkarılmıştı. En büyük topluluk, Acheulean’a özgü taş baltaların ve satırların üretimine odaklanıldığını gösteriyor. Fakat bu toplulukları doğru bir şekilde tarihlendirmek için gereken teknikler bulundukları sırada mevcut değildi. O zamandan beri, Hindistan’daki Acheulean yerleşimlerinin kronolojisini sınırlandıran bir dizi alan incelendi ancak bu alanların ekolojik sistemleri hala çok az biliniyor.

Prof Hema Achyuthan, 1980’lerdeki önceki araştırmaların ardından Singi Talav’ın göl kıyısındaki tortu dizilerini incelemek için geri döndü. C: Jimbob Blinkhorn

Max Planck İnsan Tarihi Bilimi Enstitüsü’nden araştırmanın baş yazarı Dr. Jimbob Blinkhorn, “Göl kenarı ortamı bir arkeolojik alan için ideal koruma koşullarına sahip. Bu da ilk kazıdan 30 yıl sonra geri dönmemizi ve yeniden tanımlama yapmamızı sağlıyor. Bu kritik alanı yeniden incelemek için Acheulean popülasyonlarının yaşadığı ortamdaki bitki örtüsünü ortaya çıkarmak için yeni yaklaşımlar da dahil olmak üzere bir dizi modern yöntem uyguladık.” diyor.

Araştırmacılar, eski insan popülasyonları tarafından iskan edilen alanları tarihlendirmek için lüminesans yöntemleri kullandılar. Bu yöntemler kuvars ve feldispat gibi minerallerin doğal radyoaktivitenin neden olduğu enerjiyi depolama ve salma yeteneğine dayanır. Bilim insanlarının tortuların en son ne zaman ışığa maruz kaldığını belirlemesine olanak tanır. 

Oxford Üniversitesi’nden Dr. Julie Durcan, “Bizim çalışmamız, Singi Talav bölgesindeki iskan edilen alanları doğrudan tarihlendiren ilk çalışma. Hem eski insanların burada ne zaman yaşadığını, hangi alet topluluklarını yaptıklarını, hem de bu alet yapımlarının bölgedeki diğer yerleşmelerle nasıl karşılaştırıldığını anlamamızı sağlıyor.” diyor.

Muson sınırlarında

Thar Çölü, modern Hint yaz muson sisteminin batı ucunda yer alıyor ve eski insan popülasyonları için yaşanabilirliği büyük ölçüde düzensizdi. Araştırmacılar, Acheulean alet takımlarının üretildiği zamanda yerleşmenin ekolojisini ortaya çıkarmak için fitolit olarak bilinen bitki mikrofosillerini ve toprak jeokimyasının özelliklerini incelediler. 

Bölgedeki orijinal kazılara da katılmış olan Anna Üniversitesi’nden Profesör Hema Achyuthan, “Hindistan’daki bir Acheulean bölgesinin ekolojisi, bu yöntemler kullanılarak ilk kez incelendi ve bu popülasyonların yaşadığı bölgenin daha geniş karakterini ortaya çıkardı. Uyguladığımız iki yöntemden elde edilen sonuçlar, yaz musonlarının arttığı dönemlerde gelişen ot türleri açısından zengin bir ortam için birbirini tamamlıyor.” diyor.

Bu verilerle çalışma, Acheulean popülasyonlarının en az 177.000 yıl öncesine kadar Thar Çölü’ndeki muson sınırlarında gelişmesine izin veren çevresel koşulları aydınlatıyor. 

Blikhorn, “Bu, Hindistan’ın dünyadaki Acheulean alet takımlarını kullanan en genç nüfusa ev sahipliği yaptığını gösteren tüm bölgeden gelen kanıtları destekliyor. Eleştirel olarak, Acheulean’ın Singi Talav’da ve Hindistan’ın başka yerlerindeki sürekliliği, kendi türümüz Homo sapiens’in Asya’ya yayılırken ortaya çıktığına dair kanıtlardan önce gelir.” diyor. 

Thar Çölü, muhtemelen Hint muson sistemiyle ilk karşılaştıklarında doğuya doğru hareket eden Homo sapiens popülasyonlarının genişlemesi için önemli bir ekolojik sınır sunuyordu. Bu çalışmanın sonuçları, bunun aynı zamanda demografik ve davranışsal bir sınır –Homo sapiens’in yakından ilişkili başka bir insan nüfusuyla karşılaştığı potansiyel bir bölge- olabileceğini düşündürüyor.


Max Planck Society. 5 Ekim 2021.

Makale: Blinkhorn, J., Achyuthan, H., Durcan, J. et al. (2021). Constraining the chronology and ecology of Late Acheulean and Middle Palaeolithic occupations at the margins of the monsoon. Sci Rep 11, 19665.

İstanbul Üniversitesi Tarihöncesi Arkeolojisi mezunu. Aynı okulda Tarihöncesi Arkeolojisi bölümünde yüksek lisans yapıyor.

You must be logged in to post a comment Login