On yıllar boyunca, Güneydoğu Avrupa’daki dağınık birkaç kalıntı, sıradan bir askeri karakoldan ibaret sanılmıştı.
Ancak yeni kazılar bu hikayeyi baştan yazıyor. Arkeologlar şimdi, bu alanın antik bir krallığın kayıp başkenti olabileceğine ve doğrudan Büyük İskender ile bağlantılı olduğuna inanıyor.
Bu arkeolojik alan, Kuzey Makedonya’daki Crnobuki köyü yakınlarında bulunuyor. İlk olarak 1966 yılında kayıtlara geçti, ancak yaklaşık 15 yıl öncesine kadar tam anlamıyla kazılmadı. Birkaç kalıntı ortaya çıkarılmış, fakat pek etkileyici bulunmamıştı. Bölge, batıdan gelebilecek Roma saldırılarına karşı kullanılan bir gözetleme karakolu olarak yorumlanmıştı.
Ancak şimdi, Kuzey Makedonya Bitola Enstitüsü ve Müzesi ile California State Polytechnic University-Humboldt’tan bir araştırma ekibi, en son arkeolojik teknolojilerle donanmış olarak bölgeye döndü. Yaptıkları çalışmalar, yerleşimin önceden sanılandan çok daha büyük, çok daha eski ve çok daha önemli olduğunu ortaya koyuyor.
(İlgili: Persler Büyük İskender’i Yenmiş Olsaydı Ne Olurdu?)
Görünüşe göre burası, en az 2,8 hektar büyüklüğünde geniş bir şehir ve içinde Makedon tarzı bir tiyatro ile bir tekstil atölyesi gibi önemli yapılar bulunuyor.
Önceki araştırmacılar, bu yerleşimin MÖ 221-179 yılları arasında hüküm süren Kral V. Philip döneminde kurulduğunu düşünüyordu. Ancak yakın zamanda bulunan, MÖ 325-323 yılları arasında basılmış bir sikke — Büyük İskender hâlâ hayattayken — yerleşimin kuruluş tarihini daha da geriye çekti.
Son kazılarda ayrıca balta ve seramik kap parçaları gibi antik aletler de bulundu. Bu buluntular, insan yerleşiminin aslında Tunç Çağı’na, yani MÖ 3.300 ile 1.200 yılları arasına kadar uzanabileceğini düşündürüyor.
Antik Makedon Krallığı, Antik Yunan dünyasının sınırlarında yer alıyordu ve Atina ile Sparta gibi güçlü şehir-devletlerinin etkisinden bir miktar uzaktaydı. Dağlık kuzey topraklarına yaslanan bu bölge, sık sık “Yunan ama tam anlamıyla Yunan kabul edilmeyen” bir kültürel dışlanmışlıkla anılıyordu. Bu kenarda kalmışlık, Makedonya’nın kendi yolunu çizmesine, Yunan geleneklerini yerel âdetlerle harmanlamasına ve sonunda II. Philip ve oğlu Büyük İskender gibi liderler sayesinde tüm antik dünyayı değiştirmesine olanak sağladı.
Büyük İskender, Büyük ünvanını boşuna almadı. Daha önce hiçbir Yunan liderin cesaret edemediği bir şeyi başardı: Yunanistan’dan Mısır’a ve Hindistan’ın doğusuna kadar uzanan, tarihin en büyük imparatorluklarından birini kurdu. Dahası, bütün bunları sadece 13 yılda, 32 yaşında hayatını kaybetmeden önce başardı.
Crnobuki’deki son buluntular, bu büyük hikâyeye küçük de olsa yeni bir parça ekliyor; üstelik bu, antik tarihin en yoğun dönemlerinden biriyle doğrudan örtüşüyor.
Cal Poly Humboldt Üniversitesi’nden antropoloji profesörü ve arkeolog Nick Angeloff, “Bu keşif çok önemli. Antik Makedonya’nın karmaşık ağlarını ve güç yapısını vurguluyor, özellikle de şehrin Konstantinopolis’e giden ticaret yolları üzerindeki konumu göz önüne alındığında.” diyor.
“Hatta Octavianus ve Agrippa gibi tarihi figürlerin, Kleopatra ve Marcus Antonius ile Actium Savaşı’nda yüzleşmeye giderken bu bölgeden geçmiş olmaları bile mümkün.”
Angeloff, bu alanın, antik Lynkestis Krallığı’nın kayıp başkenti Lynkus olabileceğini bile öne sürüyor. MÖ 7. yüzyılda kurulduğu düşünülen bu canlı yerleşim, Üst Makedonya bölgesinin önemli bir merkeziydi. Bazı araştırmacılar, buranın Büyük İskender’in güçlü büyükannesi Kraliçe I. Eurydice’in doğum yeri olabileceğine inanıyor — ki Eurydice, bölgedeki güç dengelerinin değişmesinde önemli bir rol oynamıştı.
Bitola Ulusal Enstitüsü ve Müzesi’nden küratör-danışman arkeolog Engin Nasuh, “Tüm bu çalışmalar, erken Avrupa uygarlıkları araştırmalarının sadece küçük bir parçası. Bunu büyük bir mozaik olarak görüyorum ve bizim çalışmalarımız bu mozaiğe eklenen birkaç küçük taş sadece. Her yeni araştırmayla bir taş daha yerine oturuyor. Bir gün, bütünüyle resmi görebileceğiz.”
IFL Science. 23 Nisan 2025.
You must be logged in to post a comment Login