Antroposen Çağda mı Yaşıyoruz?

Araştırmacılar, kirlilik ve diğer insan faaliyetleri ile karakterize edilen yeni bir jeolojik zamanı tanımlayabilecek dokuz bölgeye odaklandı.

Bazı jeologlara göre, Antroposen dönemi, Dünya’yı değiştiren fosil yakıt emisyonları da dahil olmak üzere insan faaliyetinin belirteçleri tarafından tanımlanır.

Jeologlar, yakında Dünya üzerindeki hangi noktanın Antroposen’in ilk açık kanıtı olduğuna karar verebilirler. Birçoğu bunun, insanların 1950’lerde çeşitli endüstriyel ve radyoaktif malzemelerle gezegeni değiştirmeye başlamasıyla başlayan yeni bir jeolojik çağ olduğunu düşünüyor.

Jeologlar şimdiye kadar seçimlerini dünya çapında dokuz aday bölgeye indirdiler. Bu bölgelerden her birinin, çamur, buz veya diğer madde katmanlarının, insanların milyarlarca yıl öncesine uzanan bir zaman çizelgesi üzerindeki etkisinin öyküsünü ne kadar güvenilir bir şekilde anlattığı değerlendiriliyor.

(İlgili: Antroposen Dönemin Kökleri Tropikal Ormanlarda Bulunabilir)

Uluslararası Stratigrafi Komisyonu (ICS) tarafından kurulan bir uzmanlar grubu olan Antroposen Çalışma Grubu’nun (AWG) yaklaşık iki düzine oy veren üyesi bir yer üzerinde anlaşırsa, bu yaklaşık 12.000 yıllık Holosen döneminin sona erdiği anlamına gelebilir. Dolayısıyla, insanların Dünya üzerinde önemli bir etkiye sahip olduğu resmen kabul edilmiş olacak.

Meksika Körfezi’nden aday bir bölge olan West Flower Garden Bank’ı inceleyen bir paleoklimatolog olan Kristine DeLong, “Kaya kayıtlarında gezegeni değiştirdiğimizi gösteren bir şeye işaret ediyoruz.” diyor.

Onaylanırsa, Antroposen bölgesi, Dünya’nın jeolojik zaman ölçeğinin aşamalarını fiziksel olarak tanımlayan 79 diğer siteye katılacak. AWG nihai bir aday üzerinde anlaşsa bile, diğer bazı jeolog komitelerinin seçim resmiyet kazanmadan önce oy kullanması gerekiyor. Ve tüm bilim insanları bunun olması gerektiği konusunda hemfikir değil.

Bu yazıda Nature, Antroposen çağını resmi olarak tanımlamak için neyin gerekli olacağını araştırıyor.

Neden bazı jeologlar Antroposen belirteci istiyor?

Bilim insanları 2000 yılında Antroposen terimini icat ettiler ve çeşitli alanlardan araştırmacılar şimdi bunu, insan faaliyetinin Dünya’nın koşullarını ve süreçlerini yönlendirdiği mevcut jeolojik zaman aralığına atıfta bulunmak için gayri resmi olarak kullanıyorlar.

Araştırmacılar, Antroposeni resmileştirmenin, iklimbilim ve jeoloji gibi alanlarda insanların Dünya’nın sistemleri üzerindeki etkisini inceleme çabalarını birleştireceğini söylüyor. Yeni bir çağa geçiş, karar verme sürecinde insanların çevre üzerindeki etkisini hesaba katmak için politika yapıcıları da ikna edebilir.

Mercan, Meksika Körfezi’ndeki Flower Garden Banks Ulusal Deniz Koruma Alanı’ndaki bir petrol platformunda yetişiyor.

AWG’ye başkanlık eden ve Leicester Üniversitesi’nde jeolog olan Colin Waters, “Bu bir etiket. Pek çok kavramı tek kelimeyle özetlemenin harika bir yolu.” diyor. “Örneğin, Jura döneminden bahsetmek, bilim insanlarının o dönemde var olan bitki ve hayvanları hayal etmelerine yardımcı olur. Antroposen, insanların gezegende meydana getirdiği tüm değişiklikler için her şeyi kapsayan bir terimi temsil ediyor.”

Bilim insanları genellikle jeolojik zaman çizelgesini tanımlayan yerleri nasıl seçer?

Tipik olarak bilim insanları, Dünya’nın jeolojisindeki belirli bir değişikliğin resmi zaman çizelgesine dahil edilmesi gerektiği konusunda hemfikir. ICS daha sonra, hangi kaya tabakası setinin bu değişikliği en iyi şekilde gösterdiğine ve hangi tabakanın onun alt sınırını çizeceğine karar verir. Buna Küresel Stratotip Kesiti ve Noktası (GSSP) denir ve kaya, çamur veya başka bir malzemeye hapsolmuş bir fosil türünün ilk ortaya çıkışı gibi bir işaretle tanımlanır. Araştırmacılar, bu sınırı anmak için tek bir konum seçer ve fiziksel olarak altın bir sivri uçla işaretler. 

Fakat Antroposen nedeniyle sorunlar ortaya çıktı. Jeologlar bunu zaman çizelgesine dahil etmek istiyorlar, ancak Dünya’nın katmanlarında bu net değil ve insan etkinliği daha önce olayları tanımlamada hiçbir zaman rol oynamamıştı. Antroposenin jeolojik zaman ölçeğine dahil edilip edilmeyeceğini ve eğer dahil edilirse başlangıcının nasıl tanımlanacağını belirlemek için 2009 yılında AWG oluşturuldu.

Leicester Üniversitesi’nde jeolog olan ve daha önce AWG’ye başkanlık eden ve oylama üyesi olmaya devam eden Jan Zalasiewicz, “Sıfırdan başlıyorduk. Ne olabileceğine dair kabaca bir fikrimiz vardı, ancak onu destekleyecek ne tür somut kanıtlar alınacağına emin değildik.” diyor.

Grubun multidisipliner üyeleri arasında yıllarca süren tartışmalar, onları bir Antroposen tanımlayıcı sitenin katmanlarında hapsolmuş bir dizi sinyali (nükleer bomba testlerinden radyoaktif izotoplar, fosil yakıt yanmasından kaynaklanan kül, mikroplastikler, böcek ilaçları) belirlemeye yöneltti. Bunlar, 1950’lerin başlarında, patlayan insan nüfusunun her zamankinden daha hızlı bir şekilde malzemeleri tüketmeye ve yenilerini yaratmaya başlamasıyla ortaya çıkmaya başladı.

Birkaç ay önce gerçekleştirilen bir inceleme sırasında AWG, katmanları ideal olmadığı için belirli yerleri attı ve listesini 12’den 9 aday siteye indirdi. Kalan alanlar arasında, Brock Üniversitesi’nde bir jeolog olan ve konumu inceleyen Francine McCarthy tarafından bir obruk olarak tanımlanan Kanada, Ontario’daki Crawford Gölü bulunuyor.

Güney Avustralya’nın Flinders Sıradağları’ndaki bu altın yükseliş, Ediacaran dönemini örnekleyen tabakaları işaretlemek için 2004 yılında jeologlar tarafından onaylandı. C: James St. John

McCarthy, “Gölün kendisi alan olarak çok büyük değil ama çok derin. Göle düşen parçacıklar dibe yerleşir ve bozulmamış katmanlar halinde birikirler.” diyor.

Listedeki bir başka alan ise West Flower Garden Bank. DeLong’a göre bu bölgedeki mercanlar, sürekli olarak sudan kimyasalları ve parçacıkları yakalayan yeni dış iskeletler inşa ettikleri için canlı belirteçler olma potansiyeline sahipler. “İskeletin içinde ağaç halkaları gibi katmanlar var.”

Neden bazı jeologlar Antroposen’in yeni bir çağ olduğuna karşı çıkıyor?

California Eyalet Üniversitesi’nde bir stratigraf ve Uluslararası Jeoloji Bilimleri Birliği (IUGS) genel sekreteri olan Stanley Finney, “ICS’de yaptıklarımızı yanlış yansıtıyor.” diyor. Finney, AWG’nin tersine çalıştığını iddia ediyor: normalde jeologlar, bir belirteci hesaba katmadan önce jeolojik zaman çerçevesine girmesi gereken katmanları belirler; bu durumda, tanımlanmamış bir dizi jeolojik katmanın alt sınırını arıyorlar.

2008 yılında Reston, Virginia’daki Florence Bascom Geoscience Center’dan emekli olan bir paleontolog olan Lucy Edwards da aynı fikirde. Ona göre Antroposeni tanımlayabilecek katmanlar henüz mevcut değil çünkü önerilen çağ çok genç. “Yarın için hiçbir jeolojik kanıt yok.”

Bunun yerine Edwards, Finney ve diğer araştırmacılar, Antroposen’i, insan etkisine bağlı olarak zaman içinde uzayabilen esnek bir terim olan jeolojik bir “olay” olarak adlandırmayı öneriyor. Edwards, “Her şeyi kapsıyor.” diyor.

Zalasiewicz aynı fikirde değil. “‘Olay’ kelimesi her türlü şeyi ifade edecek şekilde kullanılmış ve genişletilmiş. Yani bir şeyi basitçe olay olarak adlandırmak, ona daha geniş bir anlam kazandırmaz.”

Sırada ne var?

Science dergisindeki yakın tarihli bir Perspective makalesinde, Waters ve University College London’dan AWG sekreteri Simon Turner, komitenin bu yılın sonuna kadar tek bir site seçmek için oy kullanacağını söylüyor.

Bununla birlikte, grubun oy kullanan üyelerinin yüzde 60’ı nihai bir aday üzerinde anlaşmalı ve Waters, değerlendirilen birkaç site ile yakın zamanda bir fikir birliğine varılabileceğinden şüpheleniyor. Bu ay net bir kazanan çıkmazsa, aday listesini daraltmak için daha fazla oylamaya ihtiyaç duyulacak ve karar muhtemelen Mayıs 2023’e kadar ertelenecek.

Ve bu sürecin sonu değil. AWG, bir finalist seçtikten sonra bulgularını ICS’nin Kuvaterner Stratigrafi Alt Komisyonuna sunacak. Bu gruptan alınan olumlu oylar, teklifi başka bir ICS komitesine taşıyacak ve müteakip onay onu son aşamaya, yani IUGS tarafından onaylanmaya gönderecek.

Ancak teklif, bu noktalardan herhangi birinde başarısız olabilir. Böyle bir durumda, AWG’nin yeni bir “belirteç” siteyi aday göstermeye çalışmadan önce teklifini gözden geçirmesi gerekecek.

Sonuç ne olursa olsun Zalasiewicz, AWG’nin Antroposeni tanımlama çalışmalarının faydalı olduğunu düşünüyor. “Herkesin bilmek istediği, insanların gezegenin jeolojisini nasıl değiştirdiği. Tanımlamaya çalıştığımız temel gerçeklik bu.”


Nature News. 13 Aralık 2022.

Ankara Üniversitesi, Tarih Öncesi Arkeolojisi bölümünden mezun.

You must be logged in to post a comment Login