İsa’nın doğumundan 800 yıl önce, Truva’nın düşüşünden 400 yıl sonra Homeros tarafından yazıldığı tahmin edilen Odysseia destanının bir bölümü orijinal dili Grekçe’de melodik olarak canlandırıldı.
Herkesin bildiği bir gerçek var ki; Shakespeare kendi yaşadığı dönemin üzerinde, hümanist, evrensel bir dâhidir. Ancak Shakespeare oyunlarıyla ilk kez karşılaşan biri, oyunları tarihsel bağlamda anlayabilmek için adeta bir bilim insanı gibi çaba harcaması gerekir.
Hatta Londra Ulusal Tiyatrosu’nda yönetmenlik yapan Nicholas Hytner: ”İtiraf etmek gerekirse: Shakespeare’in oyunlarını sahneye koyarken, performansın ilk beş dakikasında büyük bir panik yaşardım. Orada oturup düşünürdüm… Bu insanların ne konuştuğu hakkında hiçbir fikrim yok.”
Tabii ki Shakespeare’in eserlerini takdir etmek için lisans düzeyinde eğitime gerek yoktur. Sadece kullandığı arkaik dil, modern kulaklarımıza yabancı gelmektedir. Antik Yunan dili çevirilerine bakacak olursak: Homeros birçok açıdan dünyaya yabancı biri gibi olsa da, destanlarıyla evrensel doğruluğu ve güzelliği anlatmayı amaçlamıştır. Antik Yunan Döneminin sözlü edebiyatı, Shakespeare’in müzikal konuşmalarına daha yakın olmuştur.
Cincinnati Üniversitesi, “Antik Yunanların birçoğu yazıyı öğrenmeden önce, şairler festivallere katılıp, kent liderlerinin huzurunda izleyiciler için hikayeler seslendirirdi. Şiirler genellikle doğaçlama olsa da, altı ritimli Yunan nazımına uygun hikayeler de yazılırdı.”
Homeros’un girişimci bir yazar olduğu ya da dönemindeki çeşitli yazarların Troya hakkında yazdıkları şiirleri derleyip tek bir isim altında toplamış olabileceği hala tartışılmakta. Ancak her iki durumda da, şair ya da şairler, halk arasında anlatılan Hektor ve Achilleus, Odysseus ve Penelope gibi hikâyeleri kağıda geçirdiler ve işin içine tanrıları da katarak insanlara şarkılar söylediler. Şimdi, Viyana Üniversitesi’nden Georg Danek ve Avusturya Bilimler Akademisi’nden Stefan Hagel sayesinde, bu şarkıların nasıl seslendirildiğini, kulağa nasıl geldiğini öğrenebiliyoruz.
Danek and Hagel: “Homeros şarkılarını seslendirmek için bir teknik geliştirdik. Zaten bu şiirlerin çıktığı dönemi göz önüne alırsak daha çok sözlü gelenek için uygundur.” diyor.
Bu iki bilim insanı, yaptıkları çalışmanın daha çok teorik bir canlandırma olduğu konusunda uyarıyor.
Phorminx denilen, lir gibi dört telli bir enstrüman eşliğinde ”Homerik ozan” doğaçlama bir şekilde Homeros’un metinlerini melodilerle seslendirip benzersiz bir performans ortaya çıkardı. Yukarıdaki ses kaydında: Danek and Hagel’ın seçtiği Odyssey kitabının 8. bölümünden 267-366 satırları arasında olan Ares ve Afrodit arasındaki aşkı Demodocus söylüyor.
Burada iki bilim insanının Homeros’un şarkıları üzerine teorilerinin, dilsel kanıtlar ve müzikoloji ile özetini sunmaya çalıştık. Kullanılan teknik ölçütler uzman olmayan kişilerin biraz kafasını karıştırabilir. Ancak bu çalışma o zaman konuşulan Yunan dilinin kulağa nasıl geldiği ve “Avrupa Edebiyatı temel taşlarını” oluşturan Yunanların epik şiirlerine Homeros ile daha yakından bakabilmemizi sağlıyor.
Open Culture. 21 Ekim 2016.
You must be logged in to post a comment Login